Derelioğlu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla Aydın Barosu'nda düzenlediği basın toplantısında, insanlık tarihi boyunca verilen demokratik ve hukuki mücadelelerin sonunda, insan hakları ve özgürlüklerinin uluslararası bildirilerde ve sözleşmelerde yer aldığını söyledi. 
     İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin de insan hak ve özgürlükleri konusunda en önemli belge olduğunu ifade eden Derelioğlu, şu görüşleri dile getirdi: 
     ''10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde halen uzun tutukluluk sürelerini, haksız gözaltıları, işkenceyi, zaman aşımına uğrayan siyasi ve toplu cinayetleri, basılmamış kitapların bomba kadar tehlikeli olduğunu konuşmaktayız. Ülkemizde konuşlanan füze kalkanlarından, doğamızı ve çevremizi tahrip edecek hidroelektrik santrallerinden, nükleer santrallerden, sağlık ve eğitim hakkının paralı hale getirilmesinden, işçilerimizin en tabii hakları olan, emeklerinin karşılığı olan kıdem tazminatının kaldırılması çabalarından, toplumun büyük bir kesimi rahatsız olmasına rağmen bütün bu gelişmelerin kınanması konusunda sesiz kalınmaktadır. İhlaller başka ihlalleri doğurmaktadır. Geçen yıldan bugüne insan hakları alanında olumlu gelişmeler beklerken, gün geçtikçe insan hakları karnemizin daha da kötüye gittiği görülmektedir. Tutuklu iken ve hakkındaki isnatları öğrenememişken hastalanarak ölen, depremin hemen ardından kurulan çadırda ısınmaya çalışırken yanarak can veren insanlarımızın başına gelenlerde görüldüğü gibi en temel hak olan yaşama hakkı bile sorgulanır hale gelmiştir. Bireylerin hukuk güvenliği kalmamıştır.'' 
     Derelioğlu, toplumda yaşayan her bireyin kendi haklarına sahip çıkma bilinci ile hareket etmesi halinde, aydınlık günlerin yaşanmaya başlanacağını sözlerine ekledi.