AFAD'ın verilerine göre 6 Şubat sabahı saat 04:17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7; saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.

Gaziantep, Adana, Malatya, Hatay, Adıyaman ve Şanlıurfa başta olmak üzere 10 ilde büyük hasara yol açan depremlerde şu ana kadar 3549 can kaybı yaşandı, 21 bin 103 kişi yaralandı. 

Depremin üstünden yaklaşık 36 saat geçti ve enkaz altından depremzedeler çıkarılmaya devam ediyor. Kurtarılmayı bekleyenler için ise zamanla yarış devam ediyor. Yaşam üçgeninde hayata tutunmaya çalışan kişilerin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden biri de enkaz altında donma tehlikesi. Depremin yaşandığı bölgede hava oldukça soğuk ve her geçen saat büyük risk oluşturuyor. 

Uzun süre soğuğa maruz kalmaya bağlı olarak yaşanan soğuk acilleri, olası riskleri ve bu durumda hayatta kalabilmek için yapılması gerekenleri gerekenleri konunun uzmanlarından dinledik.

Cilt ve cilt altı dokuların, donma noktasına yakın veya donma noktasının altında sıcaklıklara maruz kalmasıyla gelişen lokal hasarlanmaların soğuk hastalıkları olarak sınıflandırdığını belirten  İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, bu hastalıkların her zaman ölümcül olmamakla birlikte, uzuv ve ciddi yaşam kalitesi kayıplarına yol açtığını söyledi.

Depremde yıkıntıların altında kalan kişiler, açıkta çalışan işçiler, güvenlik personelleri, barınma sorunu yaşayanlar, ek hastalıkları olanlar ve üç yaş grubunun riskli grupları oluşturduğunu belirten Göral, ıslaklık ve rüzgârın bu hastalıkların oluşumunu belirgin şekilde artırdığını vurguladı.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, deprem bölgesinde en büyük düşmanın hipotermi olduğunu söyledi. Hipoterminin ölüm ve yaşam arasında bıçak sırtı gibi olduğunu belirten Karadağ, "Vefatların bir kısmının 'crush sendromu' denen eziklerden ya da travmaya bağlı organ deformasyonundan ziyade hipotermiden kaynaklanacağını düşünüyorum" dedi.

Göral, soğuk acilleri olarak sınıflandırılan bu hastalıklar ve belirtilerini şöyle sıraladı:

Soğuk ısırığı: Kulak, burun, çene, el ve ayaklar gibi uç bölgelerde meydana gelen cilt ve cilt altı dokuların donmasıdır.

Soğuk yaralanması (Pernio): Soğuğa maruz kalınması sonucunda el, ayak, kulak ve burun gibi vücudun uç bölgelerindeki damarlarda daralmaya bağlı olarak, dokularda beslenme bozukluğu nedeniyle gelişir. Bu hastalıkta ciltte kızarıklık, kabuklanma ve yanma hissi oluşur.

Siper ayağı: Ayağa giden sempatik sinirlerin ve damarsal yapıların hasarı ile karakterizedir. Ayağın uzun süre nem ve soğuğa maruziyeti sonucu gelişir. Sıkı olan botlar durumu daha da ciddileştirir. Ayaklar ve bazen eller kırmızı, ödematöz, hissiz veya ciddi şekilde ağrılı ve sıklıkla kanamalı büller ile kaplıdır. Doku kaybı gelişebilir. 

Soğuk ısırması ya da soğuk yanığı: Soğukta kalma sonucu deri ve diğer dokularda oluşan donma durumudur. En çok eller, ayaklar ve yüzü etkiler. Soğuğa maruz kalma süresi arttıkça soğuk ısırmasının ciddiyeti de artar. Çeşitli olumsuzluklara neden olabilir.

Hipotermi: Vücut sıcaklığının 35 derecenin altına düşmesi ile başlar. Hafif hipotermide vücut sıcaklığı 32-35 derece, orta hipotermide 30-32 derece, ağır hipotermide 30 derecenin altında olur. Vücut ısısı 32-35 dereceye düşerse bilinç kaybı, daha aşağı düşüşlerde ise ölüm gerçekleşir.

-- Peki hava sıcaklığı kaç dereye düştüğünde hipotermi tehlikesi başlıyor?

-- Enkaz altındakiler soğuğa bağlı hangi risklerle karşı karşıya?

-- Donan yerleri ovalamak, masaj yaparak ısınmaya çalışmak doğru mu?

-- İdrarını yaparak ısınmak mümkün mü? 

-- Hayatta kalmak için neler yapılabilir?

Aklımıza takılan tüm sorularımızı Prof. Dr. Vedat Göral ve Dr. Aytaç Karadağ yanıtladı.

1- Donmanın ilk belirtileri nelerdir? Bir insan donmaya başladığını nasıl anlar?

Prof. Dr. Vedat Göral: Deride solukluk, soğukluk hissi olur. Uyuşukluk ve halsizlik görülür. Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme hissi gelişebilir. Deri ısısı 25 dereceye düştüğünde doku metabolizması yavaşlar. Oksijen yetersizliği gelişen bölgelerde, mor renkte görünüm (siyanoz) ortaya çıkar. Donma, deri sıcaklığının - 10 C’ye kadar düşmesi sonucu oluşuyor. Gerçek donma noktasına erişmeyen soğuklarda ise, cilt yanıklarına benzer şekilde ödem ve baloncuklar (vezikül ve büller) meydana gelir. Isı kaybı daha da sürerse, donma noktasına gelinirse donuk (frostbite) oluşuyor. El, ayak, burun gibi donan bölgelerde önce kızarma başlar ve ağrı gelişir. Sonrasında ise donan bölge sertleşir ve son aşamaya gelindiğinde ise his kaybı oluşur.

2- Soğuğa bağlı sağlık sorunları nasıl gelişebilir?

Vedat Göral: Soğuk maruziyeti, hücrelerde ve dokularda direkt olarak hasar meydana getirir. Soğuk nedeniyle, deriyi besleyen damarların daralması, dokunun yeterli beslenmesini engeller ve organlarda bozukluklar, soğuk yanıkları ve kangren oluşur. Devam ederse hücre ölümü de gerçekleşir.

Aytaç Karadağ: Zamanında müdahale edilmediğinde hipotermi maalesef kalpte ritim bozukluğuna neden olup ani kalp durmalarına ve kalp yetmezliğine, nefes darlığına ve solunum durmasına neden olabiliyor. Bilinç bulanıklığına neden olduğu için depremzede bağırıp yardım bile isteyemeyebilir.

3- Hipotermi riski en yüksek grupta kimler var? 

Vedat Göral: En riskli gruplar bebekler, çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerden oluşur. Çocukların ve bebeklerin güvenliğini sağlamak ve korumak için, önceden ek planlama ve hazırlık yapmak önem taşıyor. Kafa ve el, ayak kısımları mutlaka korunacak pozisyonu almalı. Kesinlikle panik yapılmamalı. Eğer aynı odada ve hareket edilebilir durumdaysa anne veya baba çocukları ile konuşabilmeli, sakin olunmalı, anne bebeğini süt ile beslemeye devam etmeli. Çocuklarla konuşarak, ‘Bizi kurtaracaklar’ duygusu verilmeli. Daha önceki depremlerde bebeği susuz kalmasın diye deprem yıkıntıları arasında tükürüğünü veren, mırıldanan ve ninni söyleyen anneler oldu. Anne ve babaların imkânı varsa, bebeğini soğuktan korumalı, el ve ayaklarını sıcak tutmalı, hafif masaj yapmalı. 

4- Hipotermi riski taşıyanlar ne yapmalı, onlara nasıl yaklaşılmalı?

Vedat Göral: Hipotermide sık görülen belirtiler arasında titreme, bitkinlik veya yorgunluk, bilinç bulanıklığı, ellerde uyuşma, hafıza kaybı, konuşma bozukluğu, uyuşukluk yer alır. Hipotermi gelişmeye başladıysa, tıbbi yardım gelene kadar kişi kendini ısıtmaya yani sıcak tutulmaya çalışılmalı. Olanak varsa giysileri ıslak ise hemen çıkarılmalı, vücudun merkezi (göğüs, boyun, baş ve kasık) battaniye vb. ile ısıtılmaya başlanmalı. Hipotermi riski olanlara sıcak içecek vermek riskli olabilir. Özellikle bilinç bulanıklığı yaşayan kişilere enkaz altından çıkmış olsa da içecek verilmemeli. Kişi enkaz altındaysa ve mümkünse, telefon vb. gibi iletişim araçları ile iletişimde olunmalı, konuşarak tavsiyelerde bulunulmalı.

5- Masaj yapılması yanlış mı? Ne yapmak gerekir?

Vedat Göral: Hipotermi geçiren kişinin kolları, bacakları, ayakları veya elleri kesinlikle ovulmamalı. Hipotermi riski olanlara sıcak içecek vermek risk doğurabilir. Özellikle bilinç bulanıklığı yaşayan kişilere, içecek verilmeye çalışılmamalı. Sıcak banyo yaptırılması ya da alkollü içecek verilmesi de uygun değildir. Kesinlikle masaj yapılmamalı ya da ovulmamalı.

6- Dondurucu soğukta göçük altında ne yapılabilir?

Vedat Göral: Herhangi bir yardım mümkün değilse, sıcak bir yer bulunmalı, ıslak kıyafetler çıkarılmalı. İlk olarak gövdenin ısıtılmaya çalışılması gerekir. Burada eğer mümkünse, erişebilir bir battaniye oldukça faydalı olabilir. Yorgan ile vücut teması da işe yarayabilir. Vücut ısısı normale döndüğünde, kişinin battaniye altında ve kuru kıyafetlerle korunmaya devam etmesi gerekir.

Uzun süreli bağırmalar, enerji kaybına ve ses kısılmasına neden olur. Rastgele hareket etmemeye çalışılmalı. Güvenli bir çıkış görülürse ve yaralı değilse hareket etmek gerekir. Panik yapılmamalı ve mümkün olduğunca sakin kalınmalı. Aktif dinlenme ve uyku durumuna geçilmeli ancak dış sesler de kontrol edilmeli.

Dışarıdan gelen sesleri dinleyip, cevap vermeye çalışılmalı. Enkazda başka kişiler varsa, onlarla iletişim kurmaya çalışılmalı. İlerleyen saatlerde beton bloklara vurarak dışarıya ses vermek için bir araç bulmak önemli. Kibrit ve çakmak yakılmamalı. Ağız ve burun mendil ya da kıyafetler ile kapatılmalı, nefes alıp verirken ritim tutmakta fayda sağlar. Panik yapmamak için kişinin kendini sakinleştirmeye çalışması ve zihninde olumsuz düşüncelere yer vermemeye çalışması gerekiyor.,

7- Peki, yardıma giden kişiler soğuğa bağlı bu risklerden korunmak için nelere dikkat etmeli?

Vedat Göral: Özellikle Deprem konusunda tecrübeli bireyler, doktor, hemşire ve sağlıkçılar yardım bölgesine gitmelidir. Tıp fakültesi ve sağlık koleji öğrencileri de tercih edilmelidir. Kalın giyinilmeli, genç bireyler tercih edilmeli, yanlarında deprem çantası olmalıdır.

8- Araçlarında uyuyan depremzedeler var. Araç içinde uykuya dalmanın da riskli olduğuna dair sosyal medya paylaşımları var. Bu ne kadar doğru?

Vedat Göral: Araç içinde iken motor çalıştığında, araç içine karbon monoksit gazı sızar. Bu da uykuya dalmaya neden olabilir. Baygınlık ve hatta ölümle bile sonuçlanabilir. Bu nedenle, belirli aralıklarla araç içinde iken, 20 dakikada bir alarm kurup, pencere camı açılarak havalandırma yapılması uygundur. Havalandırmadaki taze hava modunun ara ara kullanılması gerekir. Araçta, baş dönmesi, baş ağrısı ve mide bulantısı varsa, araçtan çıkıp taze hava solunması gerekir.