Değerli Okuyucularım www.aydinpost.com  Aydın ilinde gündem yaratmaya devam ediyor. Geçen haftalarda Kuşadası Belediye Başkanı Sayın Ömer Günel, Aydın AK parti Milletvekili Sayın Rıza Posacı, Jeotermal Maren A.Ş Genel Müdürü ve JESDER Bşk Yrd. Mehmet Şişman’ı ağırladık.

Canlı yayınlar Aydın ilinde çok ses getirdi.

Önümüzdeki haftalarda bu canlı yayınlara devam ederek ilimizi yönetenlerin halk ile buluşmasını sağlayacağız.

DEPREM ANINDA AYDIN’DAKİ OKULLAR

Televizyonlarda DEPREM PROFÖSÖRÜ bazı felaket tellalları ortaya çıkıp halkı paniklemesine sebep oluyor.

Hele kimi profesör öyle bir laf ediyor ki, ÜLKEMİZDE FAY HATLARI HAREKETE geçti diyerek felaket tellallığı yapıyor.

Türkiye’nin deprem kuşağı olduğu belli. Bununla ilgili alınacak tedbirler de belli.

Hele bunlardan birisi var ki… Uğur Dündar programında Avcılar Beylikdüzü bölgeleri için demediğini bırakmadı.

1980 li yıllarda Ali Çebi’nin Büyükçekmece Belediye Başkanlığı döneminde Beylikdüzü mevzii imar planları yapılırken 1/5000 planlan tasdikinde bu bölgelerin JEOLOJİ haritalarında deprem tehlikesi yoktur diye imza atmıştır. Bedrettin Abinin Belediye Başkanlığında yapılan bir sürü mevzii imar planının JEOLOJİ haritalarına olumlu rapor vermiştir.

AYDIN’DA BULUNAN OKULLAR…

Değerli okuyucularım önce çocuklarımızın okuduğu okullarımızdan başlayalım. Aydın ili maalesef yüz yıllardan deprem kuşağı üzerinde kurulu. Binlerce yıllık EGE tarihinde binlerce deprem olmuş bu depremler neticesinde koskoca TRALLES şehri ortadan kalkmış. Bugün 17 ören yeri bunun canlı şahidi. Aydın’da çocuklarımızın okuduğu birçok okul çürüktür. Derhal Aydın Çevre Müdürlüğü ve belediyeler hızlı bir şekilde bu okulları tespit edip bir program dahilinde derhal yıkıp yapılması gerekir.

Özellikle ADÜ bulunduğu yerleşkesi tam bir deprem kuşağı üzerinde oturmaktadır. ADÜ DERHAL AYDIN OVASINA indirilmelidir. Yıllar önce Yeni Ufuk gazetesinde yazdığım bu yarıkların fotoğraflarını çekip paylaşmıştım.

ADÜ bir plan dahilinde Aydın düzüne indirilmediği takdirde deprem kuşağı olan bu yerleşke tuzla buz olacaktır.

Burada Aydın İl Çevre Müdürlüğüne ve Aydın ilçe belediyelerine büyük iş düşüyor. Gerekli yapı envanteri çıkarılması gerekir.

Aydın’daki tüm belediyeler deprem anında yapılacakları şimdiden tespit etmeleri gerekir. Özellikle KUŞADASI ve DİDİM’de böyle bir çalışma maalesef yoktur. Bu Bölgeler Turizm otelleri ile dolu.

ADNAN MENDERES MÜZESİNİ VALİMİZLE GEZDİK

Değerli okuyucularım bu eser Aydın Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’in çok büyük katkıları ile oluşmuştur.

Sayın Valimizden rica ettik, kendisiyle bu eseri yakından görmek istediğimi ifade edince o kadar işinin arasında “Peki Ahmet Bey sizi gezdireyim” dedi.

 

www.aydinpost.com Genel Yayın Yönetmeni Sn. Erman Çetin’in de iştiraki ile Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger ve Vali Yardımcısı Sn. Hulisi Arat inşaat hakkında bizi bilgilendirdi. Sayın Valimiz, konuyu İçişleri Bakanımıza götürüldüğünde Sayın Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı bütçesinden parayı ödeyerek hemen işe başlanmasını istemişler.

Merhum Başbakan Adnan Menderes’in babasına ait olan, o dönem Aydın’da yaşayan

Macar asıllı bir mimar tarafından yapıldığı ve yangın sonucunda yıkıldığı bilinen Baba Evi’nin

replikası olarak tasarlanan müze binası bodrum+zemin+1 normal kattan oluşmakta. 250

m2 oturum alanına sahip olan müzede Adnan Menderes’in doğumundan vefatına kadar olan

bütün süreç bilgi, belge, belgesel ve canlandırmalarla ziyaretçilere sunulacak. Ayrıca

Merhum Menderes’in Yassı Ada günlerinde hayalini kurduğu gibi Çine Çayı kenarında söğüt ağacı gölgesinde kahve içme heykeli de yapılacak.

Merhum Başbakan Adnan Menderes’in köyü Çakırbeyli sınırları içerisinde kalan ve

Aydın-Muğla karayolu üzerinde önemli bir noktada yer alan yaklaşık 90 dönümlük arazide uygulamasına başlanan projede Müze binasına ek olarak rekreasyon alanları ile Aydın yöresel ürünlerinin satılacağı büfeler yer almakta.

İhaleye konu yapım işi kapsamında yer alan düzenlemeler haricinde rekonstrüksiyon çalışmaları tamamlanmış olan 2 adet yel değirmeni de ziyaretçilerin kullanımına açılacak.

Bir tanesi kafeterya olarak hizmet verecek olan değirmenlerden bir diğeri ise ilk yapılış amacına uygun olarak un elde etmek için kullanılacak.

Müze için arazi çalışmaları sırasında Aydın Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından

Çine Çayı üzerinde tarihi köprü kalıntıları bulunmuş, söz konusu köprünün ayağa

kaldırılması için gerekli proje çalışmaları tamamlanarak ihalesi yapılmış.

 

Ayrıca Çine Çayı kenarında bulunan değirmen kalıntılarından esinlenerek doğal doku ve mevcut kalıntılarla uyumlu olarak kaba inşaatı tamamlanan kafeterya olarak kullanılacak olan taş binada da çalışmalarında son aşamaya gelinmiş.

Aydın Sevdalısı Değerli Valimiz Sayın Yavuz Selim Köşger, Vali Yardımcısı Sn. Hulisi Arat’ı ve tüm çalışanları yürekten kutluyorum. Böyle büyük bir Adnan Menderes Müzesi’ni gelmiş geçmiş siyasi sağ iktidarlardan hiçbiri yapmamıştır.

Burası 90 dönüm içinde müthiş bir külliye olacak hele Çine Çayı düzenlenmesi 2 km civarı da fotoğraflarda görüldüğü üzere çok güzel düzenlenmiş ileride Aydın ilinin mesire yerlerinden biri olacağı kesin gözükmekte, daha şimdiden dere içinde yaban su kuşlarını gördüm yaban ördekleri bile vardı.

KUŞADASI BELEDİYE BAŞKANI SN. ÖMER GÜNEL

Değerli okuyucularım Kuşadası Belediye Başkanı Sayın Ömer Günel ile çok keyifli ve aynı zamanda çalışmalarını ihtiva eden görüşme yaptık.

Sayın Ömer Günel ile yaptığım görüşmede 300 günlük çalışma içinde belediyenin 300 milyona varan borcundan (eski parayla 300 trilyon) bu borç stokunun 70 milyarının ödendiğini, belediye kasasını devir alırken kasada 200 tl olduğunu, bunun üzerine her ay işçi ve memur maaşlarının 4 milyarında tıkır tıkır ödendiğini ifade etti.

Belediyeyi devir aldığımızda hiçbir proje olmadığını personel politikalarının yatırıma dönük olmadığını, ücret skalasını inanılmaz haksızlık içerdiğini, artık bunların hepsinin düzeldiğini ifade etti.

 Kuşadası Kongre Merkezinin çözüme kavuşması için çalışmalar yaptığını, bölgenin turizm otelcilerine plan olarak açıldığını, Kuşadası Davutlar’ın kaplıca turizmine açılacağını burada açılacak yeni JEOTERMAL KUYULARIN Kuşadası otellerine aktarılarak otellerin 12 ay çalışması sağlanacağı.

  Yakın Vadede Kuşadası’nın bir bölümünün Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun öneri ve katkılarıyla ısıtmayı ve soğutmayı düşündüğünü ifade etti.

    Kuşadası ulaşım projesinin Aydın Büyükşehir Belediyesi ile yapılacağını, Tariş alanının Kuşadası’nın otopark sorununu çözeceğini, şehirler arası otobüs terminalinin yerine Belediye hizmet binası ve devlet kurum ve kuruluşların taşınacağını, Kervansaray önündeki keşmekeşin düzenleneceğini buranın turistlerin gemilere giriş çıkış için rahat bir alan olarak düzenleneceğini.

  Turizm zabıtası vasıtasıyla bir takım simsarların turisti rahatsız etmesi önleneceğini ifade etti.

   Sayın Başkan 30 yıldır çözülemeyen Kuşadası Belediyesi’ne ait dükkanların kiracılarının yeniden açık artırmaya çıkarılarak tespit edileceğini ve Kuşadası Belediyesi’nin çok büyük gelire kavuşacağını, elinde olan bir arazinin 30 milyara satışa çıkardığını alıcı olmadığını önümüzdeki günlerde tekrar satışa çıkarıp 300 milyarlık borç yükünü oldukça azaltmaya gideceğini.

  Artık Kuşadası ekonomisinin 12 ay esasına göre düzenleneceğini,

 KUŞADASI AŞIĞI OLDUĞUNU, Kuşadası halkına layık olmaya çalışacağını ifade etti.

ÇİN VİRÜSÜ ABD OYUNU ve İÇ YÜZÜ BİR SATRANÇ OYUNU MU?

Nİ’ÇİN VİRÜS

HEP yazdım! "İçinden geçtiğimiz dönem ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI" diye... Ama bazıları anlamakta zorlanıyordu.

Savaş sözü geçince toplar, tanklar, füzeler, ordular, tüfekler, generaller bekliyordu. Bunlar tarihin içinde oldu.

Ama dünya eski dünya değildi. Bir CEP TELEFONU ile hayatımızın nasıl değiştiğini unutuyorduk. 10- 15 yıl önce biri bize dünyanın bir ucundaki yakınlarımızla GÖRÜNTÜLÜ konuşacağımızı söylese gülerdik. Teklifi yapana da "DELİ" derdik...

Hayat değişince SAVAŞIN tanımı da yöntemi de değişiyordu. Karşı konulamazdı buna...

İster içeriden bakın; OSLO'nun sızmasını, MİT'çilerin alınmak istenmesini, 17-25 Aralık operasyonlarını, Gezi eylemlerini, 15 Temmuz'u irdeleyin! İsterseniz dışarıdan süzülün; BREXIT'i, Boeing facialarını, Süleymani suikastını, Le Mesurier'in öldürülmesini, Suudlar'daki saray içi darbeyi, ARAMCO'nun DRONE ile vurulmasını analiz edin.. Çok konu var. Dileğiniz yerden başlayın... Ama ben TEPEDEN BAKALIM derim...

Uzun yıllar iki kutuplu dünyada yaşadık. Bu Amerika Birleşik Devletleri'nin Avrupa, Asya ve Afrika'da tek güç olması için özenle hazırlanmış bir plandı.

Ama içeride bunu anlayan çok azdı. Gençlerimizi kaybediyorduk, düşmanlık tavan yapıyordu. Sonuçta kaybeden TÜRKİYE oluyordu...

Biraz dengeleri bilen biri bile Sovyetler Birliği'nin Amerika Birleşik Devletleri ile hiçbir konuda karşı karşıya gelemeyeceğini fark ederdi.

Biz de ıskaladık dünya da... Ancak oyun güzel kurgulanmıştı. Her ülke, her siyasi lider de rolünü oynuyordu.

3 kıtadaki Amerikan gücü istenilen seviyeye gelince, planın ikinci adımına geçildi.

Bir sabah uyandık, bir de baktık ki SOVYETLER ÇATIRDIYOR!

Gorbaçov geldi, bu işi yaptı, kenara çekildi! Sovyetler Birliği dağıtıldı.

Rusya da Süper Güç ABD'nin karşısına çıkartıldı. 100 maçın tamamını kazanan ağır sıklet boks şampiyonunun karşısında 100 maçın 80'ini kaybeden hafif sıklet Rusya vardı artık. ABD, Rusya'nın sınırlı olan gücünü solladı. Sovyetler Birliği'nden dağılan Litvanya, Estonya, Letonya, Moldova, Beyaz Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan'da Amerikan bayrakları görmeye başladık.

Özellikle Orta Asya'da Türkiye'nin gücünü kullanan Amerika Birleşik Devletleri, bugün terör suçlusu olarak ülkesinde koruduğu Fetullah Gülen'in okullarıyla bu ülkeleri ele geçirdi. Hatırlayın! FETÖ daima orta ASYA'YI HEDEF SEÇERDİ. BÜTÜN OKULLAR ŞİMDİKİ İpek Yolu'nun üzerindeydi.

SANIRIM YİNE UYUYORDUK!

CIA kurguluyor, FETÖ ve ekibi Orta Asya'yı Türkiye ve İslam üzerinden Washington'a bağlıyordu. Bu ülkelerdeki siyasi liderler her karar öncesi Washington'ı arıyorlardı. Plan büyük bir başarı getiriyordu. Biz bilmesek de FETÖ'nün yeni hedefi ÇİN olmuştu...

15 Temmuz darbe girişimine kadar FETÖ, Çin'de çok ama çok güçlüydü. Politbüro'da bile 4 FETÖ üyesi vardı. Ancak 15 Temmuz, Çin'i de uyandırdı. 3 Politbüro üyesi artık yaşamıyordu... 24 kişilik ekipte 3 üye çok önemliydi elbette. ABD'nin ticari olarak Çin'e gelmesini sağlayan Çinliler FETÖ'nün içindeydi. Aynı kulvarda yürüyorlardı... KURGU tıkır tıkır işliyordu. Hedef belliydi. Herkes üzerine düşeni yapıyordu!

Bu 3 üyenin Çin'de yükselmesini sağlayan kişi de aslında tanıdık bir isimdi. Kim mi?

Kısa bir süre önce tutuklanan İnterpol'ün Çinli Başkanı Meng Hongwei... Meng Hongwei, Gülen örgütünün Çin'de güçlenmesini sağlıyordu. GİZLİ GÖREVİ BUYDU. 2004 yılında Çin istihbaratının raporu sonrasında İnterpol Başkanı Meng Hongwei takibe alındı. Tutuklanana kadar Gülen örgütü için Çin'de çok önemli işlere imza attı. Meng Hongwei'nin çok fazla hapiste kalmamasının nedeni, Gülen'le irtibatta olan Politbüro üyelerini deşifre etmesiydi.

Sonra önü açıldı. Ancak ABD hala Meng Hongwei'den ümitliydi.

İnterpol'ün başına atanması da tesadüf değildi. Ancak sonuçta Meng Hongwei, yine hapse girdi ve Çin'de artık itirafçı olacağı bir konu da kalmadı.

Washington, Pekin'i kaybediyordu...

Yüzlerce kez yazdığım da buydu.

SAVAŞ İKİ BÜYÜK GÜÇ ARASINDAYDI.

ABD dünya üzerinde kendisine böylesine ciddi bir rakip istemiyordu...

İpek Yolu ile başlayan süreç, Sovyetler Birliği'nden çok daha büyük bir süper güç endişesine neden oluyordu. ABD'de kapalı kapılar arkasında herkes bu konuyla ilgiliydi...

Defalarca hamle yapıldı. Çin'in ABD'nin kontrolünde büyümesi için her adım atıldı. Çin, ABD ile direkt olarak karşı karşıya gelmiyordu ama kendi çizgisini genişletiyordu.

Sanırım sıkıntı da buydu. Çıplak gözle bile dünyaya baktığınızda her yerde ÇİN'i görmek hiç zor değildi...

Çin büyüyordu, Amerikan şirketleri de Çin'in büyümesine yardımcı oluyordu. ABD için sorunun ilk halkası da buydu!

Apple, Google, Amazon, KFC, Taco Bell, GM, Nike, Fed Ex, UPS, Starbucks, Burger King, McDonald's gibi 100'ün üzerindeki Amerikan şirketi Çin'i büyütüyordu. Ancak Çin, ABD sayesinde büyüdüğünü unutuyordu.

Arabistan'da ARAMCO'ya ortaklık teklif ediyor, Rusya ve İran'la dirsek temasını sürdürüyor, Avrupa'da ve özellikle Afrika'da çok güçleniyordu.

ABD Başkanı Trump ile Çin'in büyümesinin engelleneceği anlaşıldı.

Trump bunu isteyerek yapmasa da Derin Amerika, büyük bir baskı kuruyordu. Yapmasa orada oturamazdı zaten...

ABD, Çin'e karşı vergileri yükseltiyor, Amerikan şirketlerine "Ülkenize dönün" çağrısı yapılıyordu. ABD, az da olsa istediğini alıyordu. Ancak Çin, yine de geri adım atmıyor, İngiltere ile ortaklığını güçlendirip İpek Yolu'nu genişletiyordu. Sonra Çin'in Akdeniz hayali ortaya çıktı. İngiltere ile Akdeniz'de olmak isteyen Çin, Washington'ın kırmızı çizgisini aşmıştı. Washington'u biraz takip eden biri bile bunu anlamakta zorluk çekmezdi... Çin'de yaşayan güçlü isimler ile ABD'nin derinliklerine inebilen bazı isimler, Washington'dan büyük bir hamle bekliyordu.

Beklenen adım geldi mi bilinmez ama Coronavirüs, Çin'i bitiriyor... Çin ekonomisinin yüzde 60'ını sağlayan hizmet sektörünün çok büyük bir bölümü bitmek üzere. Kimilerine göre 1, ancak Wall Street'e göre 3 trilyon dolarlık bir iş kaybı görünüyor.

3 trilyonun tamamı Çin'e ait olmasa da Amerikan şirketleri yeni rotasını çizmeye başladı. Tek tek ülkeden çıkma kararı aldı. Starbucks 4 bin 300 mağazasından 2 binini kapattı.

Birkaç hafta içinde tamamını da kapatabilir.

Apple gibi şirketler de Çin'den çıkma kararı aldı, sadece resmi açıklama yapılmadı. Coronavirüs, dünyanın en tehlikeli silahı mı?

Bilmiyoruz ama görünen öyle.

Çin'de devleti yöneten veya perde arkasında olan isimler bile batışı görüyor. Çin çok büyük sıkıntı içinde. YIKIM gelir mi? Şimdiden bilemeyiz. Ancak VİRÜS ile başa çıkma ihtimalleri şu anda yok.

HAYAT durdu! Tabii ekonomi de... Petrolün fiyatı 20 dolara yakın düştü. Üretim yok çünkü... Çin İPEK YOLU'nu teslim etmediği gibi ORTAKLIK da istemedi. KAVGA bunun sonucuydu... Coronavirüs, belki birkaç hafta sonra unutulabilir.

Ancak etkisi Çin'de asla unutulmaz.

Dünyada da...

Gözle görülemeyen bir VİRÜSLE koca bir DEVİN tasfiyesi masada...

ALIN SİZE SAVAŞ... 2020 başka yıllara benzemeyecek diye onlarca kez yazdım. Benziyor mu?

NOT: Papa Ocak ayının ilk günü Aziz Petrus Meydanı'nda bir kadının elini sertçe çekmesi üzerine tepki gösterdi. O sahne dünyada gündem oldu. Peki o kadın nereliydi?

Galiba o da WUHANLI (Tarihçi Nihat Mutlu’dan alıntıdır)