Denizlerde 1 Eylül’e kadar sürecek av yasağı 15 Nisan’da başlıyor. Hamsinin bu yıl adeta katledildiğini belirten balıkçılar, ağları dolduran palamutlara sevinse de ısınan denizlerin balık türlerini korkutucu boyutta azalttığını söylüyor.

Türkiye’nin dört denizinde balık avı yasağı 15 Nisan’da başlayacak ve 123 gün sürecek. 1 Eylül 2023’e kadar endüstriyel gırgır tekneleri ağlarını denize bırakamayacak ama küçük teknelerle avlanan geleneksel balıkçılar denizlerde görülecek.

Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre; 242 gün süren 2022-2023 balık avı sezonunda en çok avlanan balık palamut olurken, hamsi ve istavrit gibi mutfakların vazgeçilmezleri tezgâhlara çok az geldi.

Geçici bir sevinçti

Balık avı sezonunu Milliyet’e değerlendiren İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, sezon başında palamut balığının herkesi güldüreceğini öngördüklerini ancak hamsi için aynı şeyi söyleyemeyeceğini belirtti.

Palamutun bereketiyle geldiğini söyleyen Kartal, “Balıkçı bu yılı da kurtardı. Ama palamut haricindeki türleri neredeyse göremedik.

Herkesin beklediği hamsi, Karadeniz ve Marmara Denizi’nde 2 yıldır büyüyememişti. Kendini geliştiremeyen hamsi avlansa da sofralar yerine fabrikalara yem olarak verildi” dedi.

‘Cüce hamsiyi avladılar’

Yasal av boyu 9 santim olan hamsinin adeta katledildiğini belirten Kartal, “5-6 santimlik cüce hamsiler yasa dışı olarak avlandı ve yem fabrikalarına gitti. Yeterli denetim ve ceza sistemi uygulanmadığı için hamsi yeme umutlarımız gelecek yıllar içinde azaldı. Vatandaşın yiyeceği balıklar olan istavrit, mezgit, tekir (barbun) çok az avlandı. Palamut dışında balık yiyemedik desek doğru olur. Türlerdeki azalış bizi düşündürüyor” dedi.

‘Boğaz ava kapatılmalı’

Karadeniz’de avlanan Ayhan Arslan da ağlarına dolan palamutun kendilerini sevindirdiğini ama türlerdeki azalışın tedirgin ettiğini belirtti. Arslan, “Bu sezon Karadeniz’de palamut için verimliydi. Balıkçılar para kazandı ama hamsi, istavrit ve çinekop beklediğimizden düşüktü” dedi.

Kirlilik ve iklim değişikliği gibi insansal etkilerin kendisini daha fazla gösterdiğini belirten Arslan, “Denizlerin ısı değişikliğiyle balıkların göç yolları değişti. Bazı balıklar kirliliği nedeniyle Marmara Denizi’ne girmemek için direnç gösteriyor.

Deniz suyunda sıcaklık artışının da etkisi büyük. Önce kota uygulamasının tüm balıkçılara uygulanmasını ve İstanbul Boğazı’nın balıkçılığa kapatılması ilk çözümler olabilir.

Balıkçılığa kapatılan alanlar çoğaltılırsa balık türleri kendini dengeleyebilir” dedi.