Aydın Tabip Odası ile Aydın Barosu yaptığı ortak açıklama ile “10 Aralık İnsan Hakları ve Demokrasi Günü"nü” kutladı. Aydın Barosu binasında gerçekleşen ortak açıklamayı Aydın Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Alper Derelioğlu yaptı. Açıklamaya, Aydın Tabip Odası Başkanı Eralp Atay, Aydın Tabip Odası üyeleri ile Aydın Barosu üyeleri katıldı.
Aydın Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyesi Av. Alper Derelioğlu yaptığı açıklamada; “İnsan haklarının tümüyle güvence altına alındığı bir dünya toplumu kuruluncaya dek bu mücadelemiz devam edecektir” dedi.
Derelioğlu yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Bugün küresel aktörler tarafından tercih edilen neo-liberal ekonomik politikalar, insanı yok sayan, toplumsal faydadan çok sermayenin faydasını gözeten bir anlayışı pratikte uygulamaktadır.Hala Dünya üzerinde 1 milyardan fazla insan Uluslar arası Sağlık Örgütü"nün verilerine göre açlıkla mücadele etmektedir. Bunun yanında dünya nüfusunun önemli bir çoğunluğu kötü yaşam koşulları altında yaşamakta olup gün geçtikçe insanlık daha az temiz su kaynakları ve yiyecek kaynakları bulabilmektedir. Temel insan hak ve özgürlükleri alanında ülkemizde de durum her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Bu konuda mevzuat anlamında özellikle 2000 yılından sonra çıkarılan uyum yasaları ile önemli adım atılmış olmasına rağmen maalesef uygulamada çok büyük sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ülkemiz bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nde yargılandığı 10 davanın 8"ini kaybetmektedir. İnsan hakları açısından yaşanılan en büyük en büyük tehlike polis devletine doğru bir gidişin izlenimini uyandıran uygulamaların son zamanlarda yoğunlaşmasıdır” dedi.
Sağlık hizmetlerinin paralı olması ve toplumun önemli bir çoğunluğunun nitelikli sağlık hizmetine erişiminden uzak olmasının insan hakkı ihlali olduğunu belirten Derelioğlu; “Günümüz Türkiye"sinde çalışan nüfusun yarısından fazlası kayıt dışı olarak, sigortasız çalıştırılmaktadır.Güvencesiz çalışan bir insanın yeterli geliri olmadan sağlık hizmetlerinden yararlanması mümkün değildir. Bu konuda yapılan iyileştirmeye yönelik düzenlemeler çok yetersiz kalmaktadır. İnsan haklarına dayanan bir devlette sağlık hizmetlerinin parasız ve herkesçe erişilebilir olması ayrıca çalışanların hepsinin sosyal güvenceye sahip olarak çalıştırılması esastır. Ayrıca sosyal hukuk devleti ve insanca yaşam bunu gerektirmektedir. İnsan haklarının tümüyle güvence altına alındığı bir dünya toplumu kuruluncaya dek mücadelemiz devam edecektir” diye konuştu.