Nevzat Biçer Nikah ve Toplantı Salonu"nda yapılan panele Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, belediye meclis üyeleri Saadet Kavasgil, Şehnaz Bağcı, CHP Merkez İlçe Başkanı Barış Altıntaş, kadın sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Panelde Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Prof. Dr. Tülay Özerman, Yrd. Doç. Dr. Müslime Güneş ve Av. Hüsniye Mercimek konuşmacı olarak yer aldılar.
Başkan Çerçioğlu yaptığı konuşmada, Cumhuriyet tarihinden bu yana kadınların siyasette olması gerektikleri konumda olmadıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Siyasette Türk kadınının yerine bakacak olursak 1930 yılında yerel yönetimlerde, 5 Aralık 1934 tarihinde ise parlamentoda Türk Kadınına "Seçme ve Seçilme Hakkı" verilmesi kadınlarımız için bir devrin başlangıcıdır. 1935 yılında kadınların ilk defa "Seçme ve Seçilme Hakkı"na sahip oldukları 5. dönem parlamentoya 18 kadın milletvekili girmiştir. 72 yıl sonra, yani 2007 seçimlerinde bu sayı sadece 48"dir. TBMM'nin kurulduğu tarihten bu yana İlimizin çıkardığı 129 milletvekilinden sadece 4'ünün kadın olması, kadının siyasetteki yerini apaçık ortaya koymaktadır. Tarihsel bazı istatistikler de bu tespitlerimizi doğrulamaktadır. Örneğin, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu güne kadar TBMM"de görev yapan 9134 milletvekilinden sadece 236"sının kadın olması çok düşündürücüdür. Yani meclis tarihimizin toplam milletvekili sayısının sadece yüzde 2,5"u kadındır. Yine toplam 3225 belediye başkanından sadece 18"inin kadın olması, yani yüzde 1"e bile tekabül etmemesi izah edebilecek bir durum değildir. Değerli arkadaşlar nüfusun yarısını oluşturan kadınlarımızın siyasetteki temsil oranlarının bu derece düşük düzeyde olması 75 yıl önce edinmiş olduğumuz "Seçme ve Seçilme Hakkı"yla hiç bağdaşmamaktadır”
Kurtuluş Savaşı"nın kadın, erkek, çoluk-çocuk hep birlikte kazanıldığını belirten Çerçioğlu, “Çok örnekleri olmakla birlikte şimdiki durumumuzu, kucağında bebeğiyle cephane dolu kağnıyı çekerken ağlayan bebeğinin sesini düşmana duyurmamak için göğsüne bastırırken havasızlıktan kaybedip vatana şehit veren Tayyibe Hatun"a ve onun gibi adları ANADOLU olmuş kadınlarımıza borçluyuz. Bu vatanı onlar bıraktılar bize. Bizim görevimiz de bunu koruyarak ve geliştirerek gelecek nesillere aktarmaktır” dedi.
Ülkemizdeki evli kadınların yüzde 40"a yakınının fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını, bu oranın "Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti"ne yakışmadığını üzülerek belirten Çerçioğlu, “Hala eğitimsiz, okul yüzü görmemiş, 8-10 çocuk doğuran, hala şiddet gören, hala erkek akrabalarının tecavüzüne uğrayıp hamile kalınca da baskıyla intihar eden veya intihar süsüyle öldürülen, hala töre cinayetlerinin kurbanı olan kadınlarımız var. Bu ülkede hala kocasından izin alamadığı için doktora gidemeyen, yalnız sokağa çıkamayan, uğradığı şiddetten utanan, aynı emek karşılığında erkekten az ücret alan kadınlarımız, işini yaparken taşlanan kadın gazetecilerimiz var” dedi.
Kadının toplumdaki eşitsizliğinin ortadan kaldırılabilmesi için Avrupa"da olduğu gibi geçiş sürecinde “Pozitif Ayrımcılık” uygulanması gerektiğini belirten Çerçioğlu, “Nasıl Türk kadını "Kurtuluş Savaşı"nda erkekleriyle omuz-omuza vererek dünyayı şaşırtan bir mücadele örneği göstermişse bugün de kadınlarımız ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için bu mücadeleyi verebilecek güçte ve yetenektedir. O nedenle Türk kadını istediği noktaya ulaşabilmek için bu mücadeleyi her gün vermeli ve var gücüyle çalışmalıdır. Bütün bu sorunları kadın-erkek el ele vererek sevgi ve emekle aşabileceğimizi de hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Elbette bu sadece bugün hatırlanıp daha sonraki günlerde unutulacak bir hareket olmamalıdır. Bu duygu ve düşünceler 8 Mart Dünya Kadınlar Günü"müzü kutluyorum” şeklinde konuştu. -iha