Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Eylem Planı müzakerelerinin yoğun ve sert geçmesine rağmen dün uzlaşmaya varıldığını söyleyerek, Türkiye olarak bütün taraflara yakın olmakla beraber en az gelişmiş ülkelerin çıkar ve beklentilerini öne almaya özen gösterdiklerini kaydetti.

4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı çerçevesinde bir oturumu yöneten ve bazı ikili temaslarda bulunan Davutoğlu, görüşmelerini basın mensuplarına değerlendirdi.

Davutoğlu, çok sayıda ülke temsilcisi ile görüşmeler yaptığını, yanı sıra yarın açıklanacak olan İstanbul Eylem Planı'nın dünkü müzakerelerden sonra son halinin kesinleştiğini söyledi. "Yoğun ve hatta sert müzakereler oldu" diyen Davutoğlu, EAGÜ, G-77 ülkeleri ve kalkınmış ülkelerin hepsinin önceliklerinin farklı olduğunu, Türkiye olarak hepsiyle temas halinde bulunduklarını ve dolayısıyla aralardaki görüş ayrılıklarını gidermek için yoğun diplomatik çaba sarf ettiklerini bildirdi.

Bakan Davutoğlu, dün itibarıyla görüş ayrılıklarının giderildiğini ve İstanbul Eylem Planı'nın kabul edildiğini kaydetti.

Davutoğlu, "Biz burada, açıkçası bütün taraflara yakın olmamızla birlikte, en az gelişmiş ülkelerin çıkarları ve beklentilerini öne almaya özen gösterdik. Çünkü nihayetinde, bu en az gelişmiş ülkeler konferansı, dolayısıyla onların beklenti ve talepleri önemli. Türkiye, yeni oluşmakta olan yeni küresel ekonomik düzende bu tür adaletsizliklerin ortadan kalkmasına büyük önem veriyor. Onun için özellikle çaba sarf ettik ve hedeflerimize ulaştık" diye konuştu.

Herkesin Türkiye'nin bu konferansta olağanüstü bir başarı sağladığına ilişkin ortak bir kanaati bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, bu zirvenin bir BM faaliyeti olarak düzenli bir şekilde yapılmasına önem verdiklerini bildirdi. "Burada G-8 ya da NATO zirvesi de yapılsa aynı düzeyde yapardık, verdiğimiz önemi de göstermemiz lazım, bizim için bütün ülkeler bütün insanlar değerlidir" diyen Davutoğlu, konulan hedeflere ulaşmak için önlerinde yoğun bir çalışma temposu olacağını ifade etti.

Bakan Davutoğlu, İstanbul Eylem Planı'nı hayata geçirip mümkün olan en çok ülkeyi bu listeden mezun etmek istediklerini söyleyerek, bu ülkelere yılda 200-250 milyon dolar olmak üzere toplamda 10 yıl için 3 milyar dolarlık ticaret, yatırım, tarım, sağlık ve eğitim gibi pek çok alanda katkı planladıklarını açıkladı.

Davutoğlu, katkının bir kısmının hibe ve katkı, bir kısmının ise oraya dönük yatırım ve ticaretin teşviki şeklinde olacağını, bu katkının katılımcılar tarafından büyük ilgi gördüğünü belirtti. Bu ülkelerden 1000 öğrenciye de burs sağlayacaklarını aktaran Davutoğlu, katkıları adil bir şekilde dağıtacaklarını, bu ülkelerde Türkiye'nin şefkatinin, dostluk ve kardeşliğinin görülmesini istediklerini bildirdi. Davutoğlu, bu öğrencilerin Türkçe de öğreneceğine işaret ederek, "Bu ülkelerde Türk dostu bir elit yetiştirmek istiyoruz" dedi.

-İSTANBUL EYLEM PLANI MÜZAKERELERİ-
İstanbul Eylem Planı'nın müzakerelerinin hangi hususlara ilişkin sert geçtiğinin sorulması üzerine Davutoğlu, genellikle ülkelerin yapacakları katkılarla ilgili olarak uzlaşmazlıklar olduğunu, en az gelişmiş ülkelerin resmi devlet katkılarının oranlarının yükseltilmesini istediğini, buna mukabil gelişmiş ülkelerin de eskisi gibi sürmesini istediklerini kaydetti.

Türkiye olarak bu katkıların artırılmasını istediklerini söyleyen Davutoğlu, katkının GSMH'ların binde 20'sine çıkması yönünde talepler olduğunu, proje yardımlarının denetimleri ve ticaret serbestlikleri gibi konularda da uzlaşmazlıklar bulunduğunu anlattı. Davutoğlu, belli uzlaşılar sağlandığını ve yarın da daha geniş açıklamayı yapacaklarını belirtti.


Bakan Davutoğlu, daha önce de açıkladığı her banka transferinden 1 centin EAGÜ için ayrılması önerisinin hatırlatılması üzerine, böyle bir fon oluşmasını istediklerini, sadece ülkelerin tek tek yapacakları katkıların dışında böyle bir fon oluşumu için çalışacaklarını bildirdi.

Davutoğlu, yine kendisinin yaptığı EAGÜ tabirinin yerine daha olumlu bir tabir bulunması teklifinin büyük ilgi gördüğünü de belirtti. "Bu onlara verdiğimiz değeri gösteriyor" diyen Davutoğlu, Afrika ülkelerinin çoğunun Türkiye ile masaya oturduklarında farklılık görmediklerini söylediğini, kendisinin de konuşmaya "Biz Afrikalıyız" diyerek başladığını, Türkiye'nin aslında bir Afro-Avrasya ülkesi olduğunu anlattı.

Bakan Davutoğlu, görüşmelerden birinde soyadı Aksaray olan bir Nijerli ile karşılaştığını söyleyerek, daha önce de soyadı Bağacı olan Nijeryalı bir profesör arkadaşı olduğunu ve Boğacı'nın sülalesinin 4-5 nesil büyükbaş hayvan ticareti yaptığını öğrendiğini kaydetti.
Davutoğlu, Afrikalıların Türkiye gibi onurlu ve kimseye muhtaç olmayan bir kalkınma modeli istediğini bildirdi.

BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine 2015-2016 dönemi için planlanan adaylığın görüşmelerde gündeme gelip gelmediğinin sorulmasına karşılık Davutoğlu, görüştüğü herkese aldıkları bu kararı açıkladığını söyleyerek, 2015-2016 için destek talep ettiğini, hepsinin de olumlu yanıt verdiğini bildirdi.

-TÜRKMEN LİDERE YAPILAN SALDIRI-

Irak Türkmen liderine yapılan saldırıyla ilgili olarak da Davutoğlu, bu sabaha karşı bu saldırının gerçekleştiğini hatırlatarak, biraz önce kendisiyle konuştuğunu belirtti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu şunları kaydetti:

"Biz Irak'ta olan bütün saldırılara gösterdiğimiz tepki gibi, bu saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Teselli bulduğumuz tek husus, herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmamış olması. Ama bu tür provokasyonlar çok önem verdiğimiz Irak'ın istikrarı ve huzuru bağlamında tehlikeli gerilimlere sebebiyet verebilir. Bu konudaki dayanışmamızı daha önce yapılan bütün terör saldırılarında olduğu gibi, Irak'taki diğer dost ve kardeşlerimize yapılan saldırı gibi bunu da kınıyoruz.

Umarız ki Irak'ta bir daha bu tür olaylar yaşanmaz. Arap, Kürt, Türk, Sünni, Şii bütün kardeşlerimiz Irak'ta barış içinde yaşarlar. Gereken her türlü tedbirler alınmalıdır."

A.A.