Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın KCK operasyonu kapsamında tutuklanması, öğretim üyeliği yaptığı Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde büyük şok etkisi yarattı. Bölüm hocalarından Doç. Dr. Ahmet Demirel, hayatını barışa adamış bir akademisyenin “terörist” diye suçlanmasına akıl sır erdiremediklerini şaşkınlık içinde anlatıyor. Ersanlı’nın en önemli özelliğinin dışlanmış grupların yanında yer alması olduğunu vurgulayan Demirel’den dinliyoruz:
“30 yıllık meslektaşım, hayatı boyunca her zaman ezilen, mağdur kesmin yanında olmuştur. Başörtülü genç kızlar zamanında üniversiteye alınmazken, Büşra Hoca gider öğrencileri kendisi kapıdan alır, dersine sokardı. İslami kesmin ötekileştirildiği dönemlerde, bu duruma karşı çıkmış bir insandı.” Bu sebeple de cemaate yakınlığıyla bilinen medyanın Ersanlı’ya yönelik karalama kampanyası başlattığını, buna anlam veremediklerini söylüyor. Ersanlı’nın her zaman barıştan yana bir insan olduğunu vurgulayan Ahmet Demirel, “Büşra, silahla hiçbir yere varılamayacağını tekrar eder dururdu. Şimdi tutuklanması ile akademi çevresinde öğretim üyelerine mesaj verilmeye çalışıldığı konuşuluyor“ diyor.
 
Kimlerle dayanışma içindeydi?
Yrd. Doç. Dr. İbrahim Mazlum da, Prof. Ersanlı’nın bütün kesimlerle barışçıl ilişkiler içerisinde olduğunu vurguluyor. “Her gruba ilkesel düzeyde yaklaşırdı. Dezavantajlı gruplarla her zaman dayanışma içerisinde olmuştur. Ayrıca akademik elitizmi benimsememesi de onu diğer akademisyenlerden ayıran bir özelliğiydi” diyen Mazlum, bir gazetenin manşetten Ersanlı’yı hedef göstermesine öfkeli. Mazlum, kaleme alınan iddiaları okuyunca gözlerine inanamadığını belirtiyor.
Öğrenciler, başları sıkıştığında gidilecek ilk isimlerden birinin “makul ve sakin güç” olarak tanımladıkları Büşra Hoca olduğunu anlatıyor. Ersanlı’nın her derste diyalog ve barış vurgusu yaptığını ifade ediyorlar. Büşra Ersanlı deyince akıllarına ilk gelen “güçlü kadın” oluşu.
Son sınıf öğrencisi Bayram, “BDP’yi kadın konusunda en ileri düzeyde görürdü. Hayatı cinsiyetçiliğe karşı gelmekle geçmiş bir insan olarak da BDP’yi bu konuda desteklerdi” diyor. Nur Sinem ise, Prof. Ersanlı’nın tutuklanmasına, “BDP Siyaset Akademisi’nde ders verdi diye alındığı söyleniyor. Bize de ders verdi, KA-DER’de de verdi. Duruşu belli. Her yerde anlattıkları aynı. Suç bunun neresinde?” diye isyan ediyor. Beyza da, geçenlerde bir öğrencisinin Büşra Hoca’ya bir haksızlık karşısında çözüm bulunamazsa, “Dağa mı çıkalım?” diye kinayeli bir soru yönelttiğini anlattıktan sonra aldıkları cevabı iletiyor: “Ne yaptın sen, biz dağdakileri indirmeye çalışıyoruz. Dağa piknik yapmaya çıkılır.”