Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda önemli açıklamalarda bulundu. İklim değişikliğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı bekleyen tehlikelere tek tek dikkat çekti.

Erdoğan, dünyanın, üzerindeki milyonlarca canlı türüne kucak açarken bu cömertliğinin karşılığında, sadece tabiatın dengesine saygı duyulmasını istediğini belirterek, insanoğlunun tarih boyunca sürdürdüğü gelişme ve kalkınma arayışında dünyanın sunduğu kaynakları hoyratça kullandığını söyledi.

Asırlardır devam eden bu sürecin sonunda tabiatın kendi dengesi dışında, tamamen insanoğlunun yol açtığı tehditlerle karşı karşıya bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"İklim değişikliği, hava kirliliği, su ve gıda güvenliği, biyoçeşitliliğin kaybı gibi başlıklar altında toplayabileceğimiz sorunlar, insanlığın geleceğini belirsizliğe atacak boyuta ulaşmıştır. Bu başlıklardan iklim değişikliği, çevre sorunu olmanın ötesinde telafisi imkansız sonuçlara yol açması bakımından, üzerinde özellikle durulması gereken bir konudur. Sanayi öncesi döneme kıyasla yüzde 50 artış gösteren karbondioksit, metan, azot oksit gibi sera gazları, dünyamızın adeta ateşini yükseltiyor. Nitekim bir süredir dünyanın her tarafında, sanayi öncesi döneme göre 1,1 santigrat derece artış gösteren sıcaklığın yol açtığı afetler yaşanıyor. Asya ve Avrupa'da seller, Amerika'da kasırgalar, Afrika'da kuraklık, Akdeniz çanağında yangınlar, Grönland'ın zirvesine yağmur, çöllere kar yağması gibi alışık olmadığımız hadiselerle karşılaşıyoruz. Bu afetler, çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor."

"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN EN BÜYÜK ETKİSİ BÜYÜK ŞEHİRLERİN MERKEZİNDE YAŞAYAN NÜFUSLAR ÜZERİNDE GÖRÜLECEKTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek çok yerde insanların toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlandığına dikkati çekerek, "Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde, kuraklık, gıda sıkıntısı, hava olayları gibi sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür. İklim değişikliğinin en büyük etkisi büyük şehirlerin merkezinde yaşayan nüfuslar üzerinde görülecektir. Mesela içinde bulunduğumuz New York şehri, sadece iki hafta arayla maruz kaldığı dev kasırgaların yol açtığı ve her biri ancak 500 yılda bir görülebilen yağışlar yüzünden zor günler geçirmiştir. Avrupa'nın batısını etkileyen yağışların sebep olduğu yıkımlar, hala onarılamamıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak bu konuda en hızlı ve etkin çözümler üreten ülke olunmasına rağmen, oldukça sıkıntılı günler yaşandığını vurgulayan Erdoğan, "Dünyadaki altyapının önemli bir bölümü son iki asrın ürünüdür. İklim değişikliğinin yol açtığı değişimleri bu altyapıyla karşılayabilmek mümkün değildir. Küresel sıcaklık artışının devam etmesi, dolayısıyla daha yoğun yağışların gelecek olması hepimizi yeni arayışlara yöneltmelidir. Mesela, şehir planlamalarının artık iklim değişiklinin yol açtığı sonuçlar göz önünde bulundurularak yapılması zorunlu hale gelmiştir. En önemli karbon yutak alanları arasında yer alan ormanların, bir yandan arazi kullanımıyla, diğer yandan yangınlarla yok olmaya yüz tutması, dünyamızı bekleyen bir diğer tehlikedir." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, sıcaklık artışının etkilediği bir diğer alanın da denizler olduğuna işaret ederek, genleşen su ve eriyen buzulların, deniz seviyelerini son bir asırda 20 santimetre yükselttiğini vurguladı.

Bu rakamın, "dünyanın son 3 bin yılındaki en hızlı artışı" ifade ettiğini aktaran Erdoğan, "Şayet etkin önlemler alınmaz ve sera gazı emisyonları artmayı sürdürürse, yüzyılımızın sonunda deniz seviyelerinin 1 metreden fazla yükselmesi bekleniyor. Böyle bir yükseliş, kıyı şehirlerinin ve ada devletlerinin önemli bölümünün haritalardan silinmesi demektir. Tabii bu durum beraberinde yeni ve devasa kitlelerden oluşan göç dalgalarını da getirecektir. Dikkatinizi çekmek istiyorum, saydığım tüm bu sorunlar sadece sıcaklıktaki 1,1 santigratlık artışla ortaya çıkmıştır. Bu artış 1,5 santigrata, 2 santigrata ve daha fazlasına yükseldiğinde nelerle karşılaşabileceğimizin takdirini sizlere bırakıyorum." diye konuştu.

"ÜLKELERİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI ŞARTTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu gelişmeler üzerine, dünya devletleri olarak, iklim değişikliğiyle mücadele için 2015'te bir araya gelerek, Paris İklim Anlaşmasında mutabık kalındığını anımsattı.

Anlaşmanın, yüzyılın ortasına kadar küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlı tutulmasını hedeflediğine işaret eden Erdoğan, "Ancak gidişat, tedbir alınmadığı takdirde, bunun çok da mümkün olmadığına işaret ediyor. Bunun için öncelikle ve en çok da iklim değişikliğine yol açan sorunların ortaya çıkmasında tarihi sorumluluğu olan ülkelerin elini taşın altına koyması şarttır." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Paris İklim Anlaşması'na ilk imza atan ülkelerden biriyiz. Henüz bu anlaşma yürürlüğe konulmadı. Son dönemde bu çerçevede kaydedilen mesafenin ardından aldığımız kararı buradan BMGK'ya duyurmak istiyorum. Paris İklim Anlaşması'nı yapıcı adımlara uygun şekilde ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde önümüzdeki ay meclisimizin onayına sunmayı planlıyoruz." dedi.