Ülkemiz önemli zamanlardan geçiyor, bizler de tarihin kırılma anlarını yaşıyoruz.

İçinde bulunduğumuz süreç, bir takım riskleri barındırdığı gibi ülke olarak, bizi bulunduğumuz yerden sıçratarak büyütecek imkânları da içinde barındırmaktadır.

Kim ne derse desin, Türkiye eski Türkiye değildir.

Elbette, yeni duruma ayak uyduramayan kurumlarımız olduğu gibi değişimi kavrayamayan siyasetçilerimiz de mevcuttur.

24 Haziran seçimleriyle esasında bunu oylayacağız, dünya bizi dikkatle takip ediyor.

Hatta sadece takip etmiyor, bir şekilde seçimlere müdahale etmek için kullanabileceği ne kadar enstrüman varsa devreye sokuyor.

Yani bizim seçimimizle bizden daha fazla ilgileniyorlar.

Değişen Türkiye’yi kavrayamayan siyasetçiler ve partiler, ülkenin idaresinden rahatsız olanların sözcüsü gibi içeride iktidara karşı siyasi rekabetin ötesinde dil kullanıyor, iktidar yerine ülkenin menfaatlerine karşı pozisyon alıyorlar.

Ülkenin uğradığı 15 Temmuz ihaneti ve güneyimizdeki komşularımızda meydana gelen iç savaşın ürettiği ve azgınlaşan terör örgütlerine karşı üretilen politikalar yerine, terör örgütlerine cesaret verecek söylemlerde bulunuyorlar.

Ülkenin zayıf iktidarlarla zafiyet geçireceğini gören iktidar, ülke üzerinde yapılan veya yapılacak olan operasyonlara karşı, demokrasi yoluyla iktidarın doğrudan millet eliyle seçileceği Yürütmenin belirlenmesi için Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini milletin onayına sundu.

Milletimiz, 16 Nisan’da yapılan referandumla, iktidar ve muhalefet partilerinden MHP’nin desteğiyle birlikte yeni sisteme sandıkta onay verdi.

Artık ülkemiz yeni sistemle yoluna devam edecekti.

Yeni sistemle, mecliste koalisyonlar dönemi kapanmış oldu.

Yapılacak ittifaklar doğrudan milletin onayına sunulacaktır.

Yani, seçim bittiğinde hükümeti kimin kuracağını önceden bileceğiz.

Böyle olması işleri kolaylaştıracak, seçim bittiğinde hükümet hemen kurulacak.

Bilindiği gibi 24 Haziran seçimlerinde iki ittifakla seçime gidiyoruz.

Bir tarafta, AK Parti, MHP ve BBP’nin kurduğu Cumhur İttifakı; diğer tarafta CHP, SP, İYİ Parti ve dördüncü olarak gizli ortak HDP’nin olduğu Millet ittifakı olacak.

Bu ittifakta dördüncü parti HDP oy pusulasında ortak olarak görünmüyor.

Zira HDP’nin terörle olan ilişkisi sebebiyle ittifak içinde yer almasının doğuracağı sıkıntının seçmenden gizlenmesi istendi.

Buna rağmen, seçim 2. tura kalırsa, HDP’nin millet ittifakının adayını destekleyeceği aşikâr.

Birbirleriyle ortak tarafları olmasa da iktidar ve Erdoğan karşıtlığı bunları birbirine bağlayan çimento vazifesi görüyor.

Temel söylemleri ise iktidar karşıtlığı üzerinden şekilleniyor.

Cumhur ittifakı ise birbirine yakın iki siyasi çizgiden oluşmaktadır.

Her iki parti de muhafazakâr kimlikli ve kamu güvenliğinden özgürlüklere, eğitimden kültür politikalarına ve milleti millet yapan, milletimize şahsiyet kazandıran değerlerin yaşatılması konusunda politik duruşları birbirine yakındır.

 

Cumhur ittifakı milletimizin tarihe yürüyüşü ve medeniyet davası için ülkenin ve millet bütünlüğünün sigortasıdır.

Cumhur ittifakının sigortası ise kim ne derse desin MHP’dir.

15 Temmuz kalkışmasından bu güne MHP durduğu yer itibariyle çok önemli görev icra etmiştir.

MHP’nin varlığı -mecliste kuvvetli şekilde yer alması- demokrasimizin güçlenmesinin yanı sıra Yürütmenin işini kolaylaştıracağı gibi, AK Parti’nin ve icranın denetlenmesi için de önemlidir.

24 Haziran seçimlerinde milletimiz vereceği oylarla, ülkenin ve demokrasinin önünü açacaktır.

Bizim penceremizden görünen budur.

Milletimizin büyük çoğunluğunun hissiyatı sandıkta Cumhur İttifakı lehinde tecelli edecektir.

Türkiye, milletin tarihten getirdiği değerler ve Cumhuriyetle elde ettiği kazanımlarıyla birlikte bütün mazlum milletlerin umut kaynağı olacaktır.

Vakit birlik vaktidir.

Birlik arzusu milletin sinesinde ateşlenmiştir.

Bu ateş, yeni medeniyetin inşasının cevheridir, özüdür.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA