Koronavirüse yakalandıktan sonra, belirtisi olsun ya da olmasın, her bireyin yiyecek içecek düzenine çok dikkat etmesi gerekmektedir. Hastalık süresince tüm besin ögeleri dengeli ve düzenli olarak tüketilmeli, doğal yiyecekler tercih edilmelidir. Yapılacak uygun bir diyetle bağışıklık sistemi güçlendirilebilir, aynı zamanda kilo kontrolü de sağlanabilir. Vücudun savunma sistemini destekleyen çinko, demir ve A, C, D ve E vitaminleri gibi belirli mikro değerler, besinlerde çokça bulunmaktadır.

Sebze ve meyveler, bu besin değerleri açısından yüksek yoğunluğa sahiptir ve bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketilmesi gerekir. Özellikle besinlerden yeterli düzeyde alınamayan D vitamini bu dönemde çok önemlidir. Vücuttaki D vitamini düzeyi kontrol edilerek, düşüklük varsa gerekli replasman tedavisine başlanmalıdır. Nasıl bir etki yapacağı bilinmeyen bir virüsle bu süreçte insan vücudunun savaşabilmesi için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine odaklanılmalıdır.

Süt ve süt ürünleri ile et ve et ürünleri, meyve, sebze, kuru baklagillerin olduğu bir beslenme programı bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Şeker, pirinç, beyaz undan yapılan hamur işleri ile fast food türü besinlerin alımı sınırlandırmalıdır. Kilo verme sürecindeyken hastalığa yakalananların çok düşük kalorili ve eksik besin öğeleri bulunan diyetleri yapmaması gerekir. Özellikle tat ve koku duyusunun yok olması nedeniyle beslenme konusunda sorunlar yaşanabilmektedir.

Özellikle tat duyusunun olmaması sebebiyle beslenme güçlüğü ortaya çıkmaktadır. Hastalık sürecinde tüm besin öğeleri dengeli şekilde tüketilmeli, bol sıvı alınmalıdır. Vücudun yaklaşık % 60’ını oluşturan su hayati öneme sahiptir. Su içmeyi engelleyen çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı, uygun bitki çayları tercih edilmelidir. Yani vücuttan sıvı atmayı sağlayan diüretik etkili kafeinli içecekler hastalık süresince dengeli tüketilmelidir.  

Koronavirüs tedavi sürecinde evde düzenli şekilde hafif egzersizlere devam edilmelidir. Her ne kadar önemli bir belirti olan kas ağrıları ortaya çıksa da, yapılacak hafif egzersizler moral düzeyini de yükseltecektir. Bedensel yorgunluk hastalık süresince en az indirilmeli, uyku için ayrılan süre artırılmalıdır. Spor bir yandan bağışıklık sistemini harekete geçirirken, diğer yandan da vücudu zorlamaktadır. Vücut, yorucu egzersizlerden sonra enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olmaktadır. Açık pencere etkisinin kurbanı olmamak için sadece hafif egzersizler yapılmalıdır.