Corona Virüsü yılbaşında ilk olarak Çin’de görüldükten aylar sonra ülkemize giriş yaptı. Giriş yaptı ama kısa sürede hızlı bir yayılım gösterdi. Virüsün yayılımını önlemek için çeşitli önlemler alınsa da bizim insanımızın “Bana bir şey olmaz” düşüncesi yayılımın hızlı olmasına neden oldu.

Corona Virüsü kendi küçük ama etkisi büyük bir tehlike olarak hayatımıza girmiş durumda. İlk olarak elli yıl önce görülen bu virüsün çeşitli türleri dönem dönem etkisini göstermekte. Corona Virüs geçmişini bilmeyenler çeşitli kitap, film ve dizilerde yer alan bilgi ve görüntüler nedeniyle çeşitli komplo teorileri kurguluyor.  Bu teorilere kulak asmadan bilim ışığında bu virüsten kurtulmamız en doğrusu olacaktır.

Corona Virüs’ün bu günlerde görülen türü ise Covit-19. Henüz bu virüsün aşısının ve tedavisinin bulunmamış olması insanları yüksek düzeyde endişeye sevk ediyor. Hastalığın bulaşması solunum salgıları ile hızlı bir şekilde olabiliyor. Ölüm oranının düşük olmasına rağmen bulaşmasının hızlı olması nedeniyle ölüm sayıları hızla yükselebilen bir hastalık. Özellikle yaşlılarda ve başka kronik hastalığı bulunanlarda ölümcül etkisi olan virüs akciğer hastalıklarının gelişmesine ve bu yolla ölümlere neden olabiliyor. Gençler ve bağışıklığı iyi durumda olan insanlarda hafif seyreden hastalık kısa sürede atlatılabiliyor.

Ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal, bulantı ve kusma en önemli belirtileri. Tedavisi ise hastalığın seyrine ve hastanın tablosuna göre değişik özellikler gösterebilmekte. Özellikle yaşlılarda ve kronik hastalarda yoğun tedavi gerekiyor. Burada önemli olan hastalığın bulaşmasını önlemek ve karantina kurallarına uymak. Yoksa kısa sürede çok sayıda insanı etki altına alabilecek olan hastalık oran olarak düşük olsa da sayı artınca ölüm sayısının da artırmaktadır. Alınabilecek basit önlemlerle hastalığın yayılması önlenebilir ve etkisi azaltılabilir. Son günlerde gerek resmi, gerekse özel kurumlar bu konuda önemli bilgiler paylaşmakta, alınabilecek önlemleri halka öğretmekte. Yapmamız gereken hastalık ile ilgili kurallara ve sınırlamalara uymak

Bu gün itibarı ile ülkemizin bu virüs tehdidinden fazla yara almadığını söyleyebiliriz. Ancak bu tür salgın durumlarında kısa sürede çok şeyin değişebileceğini görmek mümkündür. Hastalık zayıf seyrederken birden hızlı bir yayılım gösterip pik noktasına çıkabilir. Çin’den başlayan salgın şu anda dünyanın büyük bir bölümüne yayılmış durumdadır. Avrupa kıtası üzerinde Covit-19 virüsüne bağlı olarak gelişen hastalığın görülmediği ülke yok. Dünya ülkelerinin neredeyse tümüne de yayılmış durumda. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü bu durumu “Pandemi” olarak ilan etmiş durumda. Uzun yıllardan beri Dünya Sağlık Örgütü’nün böyle bir salgın durumunu ilan etmemesi salgının nedenli büyük olduğunun en önemli kanıtı.

Enfekte olan insan sayısı iki yüz elli bine yaklaşmakta, yaşamını kaybeden insan sayısı ise on bini aşmış durumdadır. Yaklaşık doksan bin hasta ise tedaviye olumlu cevap verip iyileşmiştir. Özellikle Çin, İtalya ve İran yayılma konusunda başı çekmektedir. Bunun yanı sıra çok sayıda insan hastalığı yenerek iyileşmiştir. Hastalık nedeni ile Dünya üzerinde büyük bire ekonomik kriz yaşanmakta, kriz dönemlerinde görülmeyen ekonomik gelişmeler salgın nedeniyle yaşanmaktadır. Ülkeler sınırlarını kapatmış, ulaşım yolları kısıtlanmış, ekonomik ve sosyal çalışmalar iptal edilmiş, spor müsabakaları ertelenmiş, okullar kapatılmış, işyerleri zorunlu izin uygulaması başlatmış, neredeyse dünyanın yarısında karantina şartlarına geçilmiştir. Görünen o ki bu virüs kısa sürede yenilmezse dünya ekonomisi kan kaybetmeye büyük bir hızla devam edecektir.

Virüs Dünya ekonomisini olduğu kadar ülkemiz ekonomisini de olumsuz etkilemiş, ülkeler ekonomik krizi aşmak için çeşitli önlemler almışlardır. Ülkemizde de Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan önlemler yeterince tatmin edici olmamıştır. Özellikle küçük esnaf ve KOBİ dediğimiz işletmelerin sorunlarına, günlük çalışan insanların sorunlarına, ulaşım ve turizm sektörünün sorunlarına yeterince çözüm bulunamamıştır. Ayrıca eğitim konusunda, spor müsabakaları konusunda alınan önlemler tatmin edici olmamıştır. En kısa zamanda yapılan toplantıların genişletilerek yeniden yapılması, zarar gören sektörlerin yeniden değerlendirilerek planlama yapılması yararlı olacaktır. Yoksa bir kısım sektör ve kişinin zarar görmesi engellenirken çok daha büyük bir kesimin büyük oranda zarar görmesinin önüne geçilemeyecektir.

“Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.” (Mustafa Kemal Atatürk)