Korkular, tehlikeler karşısında kendimizi korumamızı sağlayan, kişiyi uyaran alarm sistemi olarak düşünülebilir. Yani sağlıklı olan, tehlike karşısında korku hissini yaşamamızdır. Korku hissi her yaşta var olmakla birlikte, çocukluk dönemi korkuları çocuğun yaşına ve gelişim dönemine göre farklılık göstermektedir. 6 aylık bir bebek gürültüden, 1 yaşındaki bebek yabancılardan, 4 yaşındaki çocuk karanlıktan ve canavarlardan, 8 yaşındaki bir çocuk hırsızlardan, 12 yaşındaki ergen beğenilmemekten korkabilir. Bu korkular genellikle doğru yaklaşımlarla, çocuk büyüdükçe kaybolmakta ve değişmektedir.

            Çocukluk dönemi korkularının pek çoğu eksik bilgi sahibi olmaktan kaynaklanır. Örneğin gök gürültüsünün nasıl oluştuğunu bilmeyen çocuk, ilk kez karşılaştığında korkabilir. Olumsuz deneyimler ise korkuların bir diğer nedenidir. Diğer taraftan hiçbir olumsuz deneyimi olmasa da babasının köpekten korktuğunu gören çocuk, öğrenme yoluyla hayvanlardan korkabilir. Yine çocukların hayal gücünün gelişmesiyle de korkular ortaya çıkabilir. Ebeveynlerin ‘’yemeğini yemezsen öcü gelir, doktor amca iğne yapar, eskiciye veririm’’ gibi ifadeleri de doğrudan korku kaynağıdır ve son derece yanlıştır. Aşırı koruyucu anne baba tutumu, çocukluk dönemi korkularının bir diğer nedenidir. Aşırı koruyucu anne babalar çocuğa ‘’sen yapamazsın bırak ben hallederim’’ diyerek yaklaşır ve her şeyi çocuk adına yaparlar. Bu tip ailelerde yetişen çocuklar kendine güvenemedikleri için çeşitli korkular geliştirirler. Son olarak çocuklarda sembolik korkular görülebilmektedir. Bu korkular bilinçdışında var olan ve ifade edilmesi zor olayların başka bir nesneye aktarılması sonucunda oluşur. Örneğin kardeşin doğumuyla ikinci planda kalan çocuğun canavar korkusu, aile tutumunun sembolik bir temsilcisi olabilir.

            Değerli ebeveynler, sebebi ve türü ne olursa olsun çocuğun korkusuna ‘’sen artık bebek değilsin, korkacak ne var’’, ‘’erkek adam korkmaz’’ gibi söylemlerle yaklaşmak çözüm değildir. Aksine bu tepkiler çocuğun duygularını bastırmaya çalışmasına ve dolayısıyla kaygı düzeyinin artmasına neden olur. Çocukluk dönemi korkuları, doğru tutumla yaklaşılırsa genellikle çocuk büyüdükçe kaybolur ve değişir. Ancak çocuğun korkusu, günlük hayatını, sosyal ilişkilerini ve okul başarısını engelleyen bir boyuttaysa uzman desteği almak önemlidir. Peki çocukluk dönemi korkularına nasıl yaklaşmalıyız?

Çocukluk Dönemi Korkularına Doğru Yaklaşım

1)Öncelikle çocuğunuzun korkularını dinleyin. Korkularını anladığınızı ve ciddiye aldığınızı hissettirin. Dinledikten sonra duygularını geri yansıtabilirsiniz. Örneğin, ‘’Sen karanlıktan korkuyorsun, ben ve baban yanında olup sana destek vereceğiz’’ şeklinde bir yansıtma yapabilirsiniz.

2)Korkunun kaynağını araştırın. Son 2 aydır çocuğunuzda canavar korkusu varsa, 2 ay önce yaşanan olayları değerlendirin. Çocuğun hayatında önemli değişiklikler oldu mu, yoksa yalnızca izlediği bir filmden ya da duyduğu bir hikayeden mi etkilendi ?

3)Bilgi eksikliği kaynaklı korkularsa çocuğunuzu yaş seviyesine uygun şekilde bilgilendirin. Örneğin gök gürültüsünü anlatmak için kitaplardan, videolardan, hikayelerden yararlanın. Bilgilendirmek yerine ‘’bende küçükken karanlıktan korkuyordum geçti’’ gibi ikna yöntemlerini denemek, sadece ikna girişimi olarak kalıp aranızdaki güven ilişkisine zarar verecektir.

4)Bazı durumlarda çocuk için korkusunu sözel olarak ifade etmek zor olabilir. Alternatif yöntemlerden yararlanın. Kuklalar, ahşap bebekler, oyun evi gibi oyuncaklarla oynamak, resim çizmek anlatımına yardımcı olabilir.

5)Hikayelerden yararlanın. Benzer durumda olan bir çocuğun hikayesini okuyun, ya da siz bir masal yaratın. Bu hikayelerdeki kahramanların korkuyla nasıl mücadele ettiğini görmek çocuk için yol gösterici olacaktır.

6)Çocuğun korkusunu tarif etmesini sağlayın. Eğer yapabilecek yaştaysa çizmesini sağlayabilirsiniz. Çizdiği resme nasıl bir ad vereceğini, bu resmi korkunç olmak yerine komik bir hale getirmek için neler çizebileceğini sorabilirsiniz. Ardından bu resmi buruşturup, karalayıp korku çöpüne atabileceğini söyleyebilirsiniz.

7)Çocuğun korkusu ne olursa olsun güvende olduğunuzu anlatın. ‘’Bak kapıyı kilitliyorum kimse eve giremez’’ gibi ifadelerle güvenlik önlemlerinizi anlatabilirsiniz.

8) Çocuğunuza yoğun korku hissettiğinde rahatlamak için kullanabileceği basit gevşeme egzersizlerini öğretin. Korku anında içinden 10’a kadar sayma, derin diyafram nefesi alıp verme, güvenli bir yerde olduğunu hayal etme gibi egzersizler rahatlatıcı olacaktır.

9)Korkusunun üzerine gitmesi için zorlamamak önemlidir. Karanlıktan korkan çocuğu tek başına odasına göndermek doğru değildir. Korkularına aşamalı olarak birlikte yaklaşmayı deneyebilirsiniz. Denize girmekten korkan çocuğunuzu önce kumsalda oynamaya, sonra ayaklarını suya sokmaya ve son aşamada tüm vücuduyla suya girmeye alıştırabilirsiniz.

10) Çocuğun korkusunun ikincil bir kazanca hizmet edip etmediğinden emin olun. Anne babası sürekli işiyle meşgul olan bir çocuk, gece korktuğunu söylediğinde anne baba sürekli ilgi göstermeye başlarsa, çocuk her ilgi istediğinde bu korkusunu dile getirebilir.

Umutla kalın

İyi Bayramlar