Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan İsmail ve Nermin Soysal çiftinin çocuğu Taha 2 yaşında obeziteyle tanıştı. Son 3 ayda yemek yemeyi azaltmasına rağmen 40 kilo daha alarak 140 kiloya yükselen Taha, bu hafta yatağında ölü bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuk obezitesi, son 20 yılda 3 kat arttı. 

Tek neden yemek değil 
Bölgelere göre değişmekle birlikte çocukların yüzde 21’i fazla kilolu veya obez. Okul çağındaki her 10 çocuktan 2’si ise obez.
Çocukluk obezitesi ilerleyen yaşlarda, kalp ve diyabet hastalığı, yüksek kolesterol ve kan basıncı, kanser ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Ancak uzmanlar çocuklarda görülen obezitenin her zaman aşırı yeme ve haraket eksikliğinden kaynaklanmadığına dikkat çekiyor. 
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, özellikle çocuk obezitesinde hormonların dengesiz çalışmasına bağlı olarak görülen kilo alımının dikkatle incelenmesi gerektiğine dikkat çekti: “Çocuk obezitesi yalnızca çok yeme ve hareketsiz yaşama bağlı olarak çıkmıyor. Bazen tiroid, böbreküstü bezi ve hipofiz gibi birtakım organların doğuştan bozukluğu veya hastalığı da obeziteye neden olabiliyor.” 
Ancak topluma yayılan çocuk ve yetişkin obezitesi, ağırlıklı olarak aşırı yeme, dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşamdan kaynaklanıyor. Arslanoğlu “Çocuk obezitesini engellemek için ailece doğru beslenme ve doğru yaşam tarzı hakkında bilgi edinip, uygulamak gerekli” dedi. Araştırmalar, çocukluk çağında obez olanların yüzde 60’ının yetişkinlik döneminde de obez olduğunu gösteriyor. 

70’lerde inceydik 
Obezitenin artışına paralel olarak gelişen çocuk obezitesi, 1970’lerle kıyaslandığında dünyada da yaklaşık 10 kat arttı. Fazla yemek ve hareketsizliğe bağlı olarak gelişen çocukluk obezitesi, klasik yöntem olan haraketi arttırmak, doğru ve dengeli beslenmeyle ilgili ailelerin bilinçlendirilmesiyle çözüme ulaştırılabiliyor. Ancak uzmanlar çocuklarda genetik ve hormonal problemler nedeniyle oluşan obezitenin altında yatan sebeplerin çok iyi araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Çocuklukta obezite ilk 2 yılda ortaya çıkıyor. Aileler çocuklarını, aile hekimi ya da bir uzmana götürerek yaşına uygun olan boy, kilo ve baş çevresi ölçümlerini yaptırırıp büyüme ve gelişimlerini takip ettirmeli. 
Vücudun fazladan aldığı her 7 bin kalori, 1 kg yağ olarak depolanıyor. Çocuklarda günlük kalori ihtiyacı ise cinsiyet, yaş ve hareket durumuna göre değişiklik gösteriyor. 3 yaşındaki bir çocuk için günlük kalori miktarı 1200-1300’ken, ergenlik dönemindeki erkek çocuğun ihtiyaç duyduğu kalori miktarı 2 bin 500-2 bin 800’e kadar çıkabiliyor. 

Diyetisyen Dilara Koçak: Fruktoz ve nişasta bazlı şekerden uzak durmalı 
“Genetik ve hormonal problemler nedeniyle oluşan obezite vakalarının, hiçbir şekilde aç kalarak zayıflaması beklenemez, çünkü büyüme hormonu, insülin, leptin ya da kortizon gibi hormonlarda bir problem var demektir.” 
“Çocukluk dönemine obezite sorunu olan çocuklara, düşük kalorili açlık diyeti, karbonhidratı düşük, proteini yüksek diyet asla önermiyoruz. Çünkü bu tip diyetler vücutta kas dokusunun kaybına neden oluyor ve çocuğun büyümesi, gelişimi duruyor. Önemli olan dengeli ve sağlıklı beslenme biçimini ailece uygulamak.” 
“Çocukları obeziteden korumak için, aileler de glisemik endeksi düşük gıdalar tüketmeli. Beyaz pirinç yerine bulgur, beyaz ekmek yerine kepek, çavdar ve tahıllı ekmek tüketilmeli. Kolalı içecekler, hazır meyva suyu yerine, meyve yenmeli. Kızatma ve fast food türü hazır yiyecekler yerine, kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyatları tercih etmeli. Şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durmak, yoğurt, peynir ve ayran gibi besinlerin düşük yağlı olanlarının tüketilmesi ve bedensel aktiviteyi arttırmak, bu konuda alınacak basit ama etkili önlemler.” 
“Fruktoz şurubuyla tatlandırılan yiyecekler (çocukların sıkça tükettiği fruktoz şurubu ve nişasta bazlı şeker içeren hazır bisküvi, kek, şekerleme gibi besinler) yapay şekerden oluşuyor. Bu da pankreas üzerinde ilerleyen yaşlar için olumsuz sonuçlar doğuruyor.”