Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin önündeki oturma eylemi, bugün 12'nci gününde... Aileler, çocukları dağdan insin diye umutla bekliyor. Her bir çocuğun başka bir hikayesi var. Yerel seçimden 2 gün sonra kaybolan Ahmet Barış T.(16) ve 3 yıl önce öğretmenine "Dağa çıkıyorum" mesajı atıp sır olan Mehmet T.(17) onlardan ikisi... 

BİRİ DAĞDA BİRİ CEZAEVİNDE 
Ahmet Barış T., daha çizgi fim izleyen bir çocuktu. Biri, örgüte katıldığı için cezaevinde olan 7 kardeşi vardı. Diyarbakır Ergani'de lisede okuyordu. Babası Rıza T., Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden birkaç yıl önce emekli oldu. Rektör yanında güvenlik elemanıydı. Annesi Fatma T. ise ev hanımıydı. Ahmet Barış T., ailesine destek olmak için hafta sonları tüpçüde çalışıyor, okul harçlığını çıkarıyordu. Biraz ürkekti. Bir tıkırtı duysa "Anne baba" diye bağırırdı. Çok korktuysa gözüne uyku girmezdi. 30 Mart'taki yerel seçimden iki gün sonra, evden "Tüpçüye gidiyorum" diye çıktı. Bir daha da geri dönmedi. Aile önce "Çocuğumuz kayıp" diye karakola başvurdu. Ardından da kendi imkanlarıyla çocuklarını aradı. Tek korkuları, ağabeyi gibi örgüte katılıp dağa çıkmış olmasıydı. Korktukları başlarına geldi. Anne Fatma T., "Örgütle bağlantılı biriyle alakalı olduğunu öğrendik. Çocuk daha. İki üç günde bir birçok çocuğun dağa çıktığını duymaya başladık. 14-15 yaşında bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılarsan ona ilgi duyar. O yaştaki bir çocuk neyin yanlış neyin doğru olduğunu nereden bilecek? Ergenliğe yeni adım atmış bir çocuk. İçinde adrenalin tutkusu var. Dağdaki şenlik, oyunlar belki silahlar o çocuklar için ilgi çekici olabilir. Kandırıldı benim çocuğum" dedi. Baba Rıza T. ise ikinci kez aynı acıyı yaşadığını belirterek "2005'te bir oğlum yine dağa götürülmüştü. Tam 4 yıl kaldı dağlarda. Burada her uçak kalktığında, operasyon olduğunda elimiz yüreğimizdeydi. Sağ yakalandı, 2009'dan beri cezaevinde. 16 yıl önce dünyaya gelen oğluma, ülkemize barış gelsin diye 'Barış' ismini koymuştum. Ama şimdi o da kandırılarak dağa çıkarıldı. İsteğimiz bir yerlere saldırmak değil. Ne Kürt annesi ne Türk annesi ağlamasın. Çocuklarımız geri gelsin" diye konuştu. 

SON MESAJ ÖĞRETMENE: DAĞA ÇIKIYORUM
Mehmet T. ise 3 yıldır ortada yok. İnşaat işçisi Ömer-Sadire Tokay çiftinin 7 çocuğundan birisiydi. Namık Kemal Lisesi'nde birinci sınıfta okuyordu. Bir gün rehberlik öğretmenine internetten mesaj gönderdi. Mesajda "Ben yarın dağa çıkıyorum. 5 kuruş param yok. Bana yardım et"yazdı. Rehberlik öğretmeni, öğrencisinin bu mesajını inandırıcı bulmadı ve ailesini aramadı. Öğretmeni, öğrencisine "Yarın konuşuruz" dedi. Ama Mehmet T. okula gitmedi ve o konuşma gerçekleşmedi. Baba Ömer T., ertesi gün okulu aradığında durum ortaya çıktı. Mehmet T. artık yoktu. Komşular, 4 ay sonra anne Sadire T.'yi aradı. Mehmet T.'yi PKK yanlısı bir kanalda görmüşlerdi. "Oğlun PKK yanlısı bir kanalda yemin törenine çıkmış" dediler. Buna inanmak istemeyen anne kanalı açtı. Doğruydu. Anne Sadire T. "Komşulara inanmadım. Evet oradaydı. Karşımda televizyondaydı. Ona uzanmak istedim. 1 lira için ağlayan bir çocuktu benim oğlum. 5 lira cebine koymuşlar. Çok saf bir çocuk. Festival amacıyla dağa teslim ettiler oğlumu. O bensiz yaşayamaz. Televizyonda gördüm; bir deri bir kemik kalmış. Eminim o da şimdi pişmandır. Eğer tehdit ve baskı altında olmasa çoktan eve gelirdi. Ne olur yavrularımızı bize çok görmeyin. Gönderin onları geriye. 6 Temmuz'da tam 3 yıl olacak. Oğlum 3 yıldır dağda. Yeter artık. Gittiği gün daha 14 yaşındaydı. O yaşta bir çocuk Kandil'e gidebilir mi?" dedi.