Anadolu Girişimci İşadamları Derneği (AGİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, bir dönem Türk tekstilinde paniğe neden olan Çin'in artık tehlike olmaktan çıktığını öne sürdü.

Coşkun, Türk tekstil sektörünün ülke ihracatının yıllık ortalama yüzde 30'unu gerçekleştirerek, önemli konumunu koruduğunu, 2010 yılını karla kapadığını, 2011 ve sonrasını da bugünden daha iyi gördüğünü söyledi.

Türkiye'de başından beri krizin son derece abartıldığını gündeme getirdiklerini anımsatan Coşkun, “Oysa, kriz söylemleri faydadan çok zarar getirdi. Türk tekstili dün olduğu gibi bugün de ayakta. Avrupa'dan Asya'ya, Ortadoğu'ya kadar kalitesini kanıtlayan Türk tekstili abartılı gündemlerle meşgul edildi. Artık, krizin adını bile anmamak lazım” dedi.

Coşkun, bir dönem Çin'den gelen ucuz tekstil ürünlerinin piyasalarda paniğe de neden olduğunu, bunun sadece Türkiye'de değil tüm dünyada yaşandığını belirterek, “Oysa şimdi Çin'de artık aylık 20 dolara, günde 18 saat çalışan işçi kalmadı. Oradaki üretim şartları değiştikçe maliyetleri yükselmeye başladı. Artık onlar da dünyaya entegre olunca her şeyi öğreniyorlar. Oraya fason üretim yaptıranlar da kalitede yaşadıkları sorun nedeniyle pişman oldular” diye konuştu.

Çin'in üretimden çok tüketim toplum olma yönünde ilerlediğini vurgulayan Coşkun, şunları söyledi:

“Çin'in artık bize rakip değil. Avrupa'ya coğrafi yakınlık başta olmak üzere birçok avantajımız var. Sadece Avrupa'ya değil, Ortadoğu'ya olan yakınlığımız ve hepsinden önemlisi Türk tekstilin kalitesi tartışılmaz.

Bundan sonraki tek şansı Araştırma-Geliştirme çalışmalarıyla Türk tekstilinin kalitesine ulaşabilmek olan Çin'in mutlaka birileri tarafından
yönlendirilmesi lazım. Şu anda Çin'deki tekstilin maliyeti Türkiye'ye yaklaştı.

Bunun yanı sıra Çin, coğrafi uzaklığının da dezavantajını yaşıyor. Moda sürekli değişiyor. Çin'e verilen sipariş 4 aydan önce adresine ulaşmıyor. Oysa, biz Çin'in üretim yaptığı Avrupa ülkelerine bir tırı iki günde gönderebiliyoruz. Bir siparişi nereden alırsak alalım en geç 3 hafta içinde bitiririz. Türk tekstili bu avantajını çok iyi değerlendirmeli.”

BİR ŞANS DAHA VAR

Coşkun, emek yoğun bir sektör olan tekstilde Türkiye'nin bir şansının daha bulunduğunu belirterek, “Son dönemlerde herkesin söylediği şu; Avrupa'da tekstil bitti. Fransa, Almanya, İtalya üretemiyor, yani meydan boş kaldı. Bu çok büyük bir şans. Biz bu boşluğu iyi değerlendirmeliyiz” dedi.

“Bittik, tükendik” gibi sözlerin Türk tekstiline yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu belirten Coşkun, şöyle devam etti:

“Türkiye'nin en önemli sorunu istihdam. Tekstil de istihdamın ana kapısı. Öyleyse bu sektörü güçlendirip, dünyaya hakim olabiliriz. Tekstilde artık tekrar olumlu bir hava esmeye başladı. Tekstilimizin ikinci baharını yaşadığını söyleyebiliriz. Sadece konfeksiyonda değil iplik sektöründe de işler yolunda. Şu anda iplik fabrikaları 3 ay sırayla sipariş alıyor. İplik yatırımları dolu dizgin gidiyor. Kumaş farikaları çok çok iyi çalışıyor.”

Coşkun, oluşan olumlu tabloda bir tekstilci “İş yapamıyorum” diyorsa kendini sorgulaması gerektiğini belirterek, “Yani başarısız olan kişinin suçu başka yerlerde arayıp, 'ben nerede hata yapıyorum' demesi lazım. Tekstilin ivmesi Türkiye'de artık yukarıya doğru çıkmaya başladı. Devletin de olağanüstü destekleri var. Dış Ticaret Müsteşarlığı ihracata destek veriyor. İş yapmamak bu tabloda mümkün mü?” diye konuştu.