TÜSİAD'ın “Stratejik İş Geliştirme” birimi TÜSİAD International, DEİK işbirliğinde, Çin Halk Cumhuriyeti'nden gelen Shenyang heyeti ile karşılıklı ticaret ve yatırım fırsatları hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere toplantı düzenledi.        
   
Özyeğin, burada yaptığı konuşmada, Fiba Grubu'nun, Shenyang şehrini İstanbul'dan sonra ikinci şehirleri olarak kabul ettiğini belirterek, bölgedeki AVM yatırımlarını hatırlattı.
 
 
Türkiye'nin son 10 yıldır Çin ile ilişkilerini çok önemli bir yere koyduğunu, bu kapsamda siyasi, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerin gelişmesi için önemli çaba sarf edildiğini anlatan Özyeğin, iki ülkenin de gelişim hızına dikkati çekerek, ilişkilerin geliştirilmesinin her iki ülke açısından yararlı olacağının altını çizdi.
 
 
Geçen yıl sonu itibariyle Çin'in GSMH'sinin 5 trilyon doları aştığını ve Almanya ekonomisinin ardından Japon ekonomisini de geride bıraktığını anımsatan Özyeğin, 2020 yılında Çin'in bugünkü ekonomisine bir Japonya, bir Almanya daha ilave ederek 12,5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.
 
 
Özyeğin, “Benim şahsi kanaatim, Çin ile iş yapmayan bir sanayi grubu dünyada globalleşmez, büyümesini sürdüremez” dedi.
 
 
Çinli şirketlerin Türkiye'de yatırım yapmaları için pek çok fırsat bulunduğuna işaret eden Özyeğin, termik santral, rüzgar ve güneş enerjisi, lojistik ve liman yatırımları, zengin maden yataklarının geliştirilmesi ve otomotiv gibi alanlarda yatırım fırsatları bulunduğunu anlattı.
Özyeğin, Ocak 2011 itibariyle 400'e yakın Çin firmasının Türkiye'de faaliyet gösterdiğini, bu şirketlerin sermaye yapılarına bakıldığında sermayesi 500 bin doların üzerinde olan 34 şirket bulunduğunu söyledi.
 
 
MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ ÖNEMLİ BERABERLİK KONUSU
 
 
Hüsnü Özyeğin, iki ülke arasındaki ilişkileri ilerletmek için önemli adımlar atıldığını, ülkelerin bir diğer beraberlik konusunun ise müteahhitlik hizmetleri olduğunu söyledi.
 
Çin ile Türkiye'nin dünyada 40'ar milyar dolarlık inşaat hacmine sahip olduğunu belirten Özyeğin, Türkiye'nin bölgede güçlü olduğu ülkelerde, iki ülkenin işbirliği yapabileceğini anlattı.
 
 
Türkiye'den 100 bin öğrencinin yurt dışında eğitim gördüğünü, sadece 100 öğrencinin Çin'de bulunduğunu belirten Özyeğin, Çin'den de 50 öğrencinin Türkiye'de eğitim aldığını, bunun iki ülke adına kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi.
 
 
Çince ve Türkçe konuşan insan sayısının artırılması gerektiğini vurgulayan Özyeğin, Shenyang'daki yatırım süreçlerinde Çince bilen Türk mühendis bulamadıklarını, ülkeye yolladıkları 20 mühendisin her birinin özel tercümanı bulunduğunu, 20 kişilik ekibin 40 kişi şeklinde çalıştığını anlattı.
 
 
Çin bankalarının yurt dışına açıldığını anımsatan Özyeğin, “Bizim temennimiz büyük Çin bankalarının Türkiye'ye gelmeleri ve temsilcilik açmaları. Yabancı sermayenin akışkanlığı için bankacılık sektörü çok önemli. Çinli bankalar Türkiye'de şube açarsa iki ülke arasındaki ilişkilerin daha hızlı gelişeceğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.