Cildi ile ilgilenmeyen yok! Güneşti, sigaraydı, egzoz dumanıydı, kötü kremlerdi derken cilt tam da bu yaşlarda yıpranıp yaşlanmaya başlıyor. Bu nedenle yaş otuzu geçti mi onu “içten beslemek” çok daha önemli bir konu haline geliyor. İşte size “Yaşasın Hayat uzmanları”nın hazırladığı cilt gençleştiren beslenme önerileri…

* Daha fazla domates ve domates ürünü tüketin: Domates ürünlerindeki likopenin güneş ışınlarının cilt yaşlandırıcı etkisini yüzde 20-40 oranında azalttığını gösteren çok sayıda araştırma var.

* Antioksidan gücü yüksek meyvelere öncelik verin: yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle erik, üzüm, elma, çilek, böğürtlen, yabanmersini, nar ve kiraza öncelik verin. Erikte proantosiyanidin, elmada kuversetin, üzümde resveratrol var ve bunlar dünyanın en güçlü antioksidanları arasında sayılıyor.

* Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın:Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Ülkemiz balıklarında da omega-3 bol miktarda mevcut: Uskumru, hamsi, levrek bunlardan bazıları. Ayrıca ceviz, ketentohumu ve yeşil yapraklı sebzelerde(semizotu) de omega-3 var.

* Omega-6 yağ asitlerinden de faydalanın: Bitkisel yağlarda (zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı) bulunan omega-6 yağ asitlerinin de az miktarlarda alınınca cilt dostu olduklarını unutmayın. Ama fazla miktarlarının dost değil, düşman olabileceklerini de aklınızdan çıkarmayın.

* Turunçgillerden zengin bir besin planı yapın: Sadece portakal, greyfurt yemekle yetinmeyin. Turunç limon ve portakal kabuğunda bulunan “d-limonene” isimli maddenin cilt dostu olduğu belirlendi. Özellikle cilt kanserine karşı ciddi bir koruyucu olan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış şekersiz reçellerden yiyin. Bu gruptaki meyvelerde antioksidan, vitamini, folik asit ve lutein de boldur.

* Yeşil ve siyah çaydan yararlanın: Özellikle yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğu kuşkusuz. Yeşil ve siyah çaydaki (daha az etkilidir) bu güç, ihtiva ettikleri polifenollerle ilişkilidir. Özellikle kateşinler çok güçlü antioksidan cilt destekleridir.

* Keten tohumu ile tanışın: Keten tohumunda omega-6 yağ asitlerinin de bulunduğunu bilirseniz, bu ucuz ama etkili besinin cildiniz için de önemli bir destek olduğunu unutmazsınız. Salatalarınıza keten tohumu ekleyin.

* Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, omega-3 yağ asitleri cildiniz için dost besinlerdir.

SAĞLIKLI BİR CİLT İÇİN…

Güne mutlaka iyi bir kahvaltıyla başlayın. Kahvaltıda taze meyve, yumurta beyazı, kahvaltı gevrekleri, zeytin, yoğurt, taze yeşil biber ve domatesi tercih edin. Kahvaltıdan önce alacağınız 200 mg’lık bir Alfa Lipoik Asit ve 500 mg L-karnitin tabletini kahvaltı sonrasında 100 mg’lık bir kapsül koenzim Q10 ile tamamlayın. Koenzim Q10 kapsüllerini zeytinyağıyla temas ettirdikten sonra kullanmanızı tavsiye ederim. Faydalanma olasılığınız daha da artacaktır.

Öğün atlamayın, öğle yemeğini protein, akşam yemeğini karbonhidrat (sebze, meyve, tahıl) ağırlıklı yiyin.

Gün boyu sık sık su için. Şekerli ve gazlı içeceklerden uzak durun. Soda ve mineral bakımından zengin sular en iyi tercihlerdir.

Balığa, bakliyat ve tahıllara sofranızda daha fazla yer verin. Domatese Nişastalı, unlu, yağlı, kızartmalı sofralardan uzak durun ve son ili şey daha: Bir, kahveyi azaltın, iki, yemek üstüne tatlıdan vazgeçin!

ANTİOKSİDAN DESTEKLER CİLDİ GENÇ TUTAR

Cildinizin özellikle hoşlandığı etkin antioksidanlardan birisi doğal karotenoid olan “Likopen”dir. “Likopen” en çok domates ve domates ürünlerinde bulunur. Karpuz, pembe greyfurt ve kayısıda da mevcuttur. Ciltte birikmekte, cildi oksitleyici, yaşlandırıcı, serbest radikallerin zararlarından korumaktır.

“Likopen”in dışında başka antioksidan desteklerde var. Cildiniz bunlardan özelikle zeozantin, yeşil çay ekstraklarını, piknogenolleri, alfa lipoik asidi, koenzim Q–10, ve üzüm çekirdeği özütlerini sever. Yeşil çayda bulunan EPCG ve benzeri antioksidanlar, üzüm çekirdeği yağında bulunan proantosiyanidinler ve çam kabuğu ekstrelerinden elde edilen piknogenoller, cildinizi yaşlanmadan korumada, çevresel yaşlanmaya engel olmada ustalaşmışlardır.

Cildinizi ağız yoluyla güzelleştiren “güzellik reçeteleri” arasına “gecesefası çiçeği yağı” yani “EPO” kapsüllerini de ekleyebilirsiniz.

Eğer güzellik vitaminlerinden daha iyi sonuç almak istiyor, bunlardan fayda yerine zarar görmekten çekiniyor, en azından boş yere para harcamak istemiyorsanız bunlara başlamadan önce “hangilerini, ne zaman, ne dozda ve ne kadar süre ile” kullanmanız gerektiğini öğrenmeye çalışın.

Bu listeyi elinize alıp eczaneye veya vitamin dükkânlarına koşmayın. Yoksa kucak dolusu vitamin hapıyla boğuşmak zorunda kalabilirsiniz. Yeri gelmişken hatırlatalım: Son zamanlarda uzun süredir ağrı kesici olarak romatizmal hastalıklarda kullanılan “glukozamin sülfat” gibi maddelerin aynı zamanda birer cilt desteği olabileceğini gösteren çalışmalar var. Glukozamin sülfat bulunan kapsüller selülit ile mücadelede kullanılmaya başlandı bile.