Tepe'nin planları arasında magazinden uzak bir gelecek var
Geçen hafta 'Vur' adlı albümünü çıkaran Gökhan Tepe kendisindeki değişiklikleri, hedeflerini ve hayata bakışını anlattı.

'Vur' ile dönüş yaptınız. Kime vuruyorsunuz?
Tam on ikiden vuruyorum. Hedefi gözüme kestirdim. Bugüne kadar yaptığımız işler müzikal anlamda kaliteliydi ama bu albümün genel anlamda hit havası var. Bu kez zihniyetimi değiştirdim. Çıkış şarkım da bunu gösteriyor. Ben de değiştim. Artık duygularımı çok daha iyi ifade edebiliyorum. Eskiden daha kapalıydım, daha çok slow şarkılar yapardım. Ancak şimdi hareketli parçalarım ön plana çıkıyor.

Neden böyle bir değişime gittiniz?
Hayat vurdu bana... (gülüyor) Zamanla her şey değiştiği gibi insanlar da değişiyor. Bu kişilik değişikliği değil. Artık kabuğumu kırdım. Kendimi daha rahat ifade edebiliyorum. 1.5 sene önce bu albüm için çalışmaya başladım ve yelpazemi genişlettim.

ŞARKICILAR YENİLENMİYOR
Şimdilerde piyasada çok hareketlenme var. Bu hareketlenme rekabeti de doğuruyor. Peki siz ipi nasıl göğüsleyeceksiniz?
Ülkemizde sadece şarkı yetmiyor. İnsanlar özel hayatlarıyla da kendilerini gündeme getiriyorlar. İyi ve kötü örnek olacak şekilde ortaya koyuyorlar. Bana magazini bu anlamda ortaya koymak mantıklı gelmiyor. Magazinde sadece müziğimle ve konserlerimle göz önünde olmak istiyorum. Bu noktada biraz zayıf kalabilirim. Magazini kendi çıkarlarım uğruna kullanmam. Kaliteli bir iş yapıyorum ve şarkılarım bu yaza damgasını vuracak. Türk pop müziğinin kalitesini ve zenginliğini gösterecek ürünler çıkmalı. Bazı şarkıcılar kendilerini yenilemiyorlar. Sürekli aynı şarkılarla çıkıyorlar. Bu Türk Pop müziğine zarar vermeye başladı. Yeni trendlere açık olmalıyız ki, müzik dinleyicisi de korsan değil gerçek albüm alsın.

Sizce bizim müziğimizi yurtdışına tanıtmamız şart mı?
Bu kadar güzel müziğimiz neden tanıtmayalım! Onların da bize olan bakışları değişir. Motiflerimizi, melodilerimizi dünyaya tanıtmalıyız. Avrupa ve dünya gençliğiyle bir şeyler paylaşırsak daha çabuk büyürüz.

Müzikal anlamda artık yurtdışına açılmaya hazır mısınız?
Bundan önceki albümlerimde sorsaydınız "Hayır" derdim. Ancak şimdi gönül rahatlığıyla "Hazırım" diyorum. Önümüzdeki bir seneyi hazırlık yaparak geçireceğim. Yepyeni bir single yapıyoruz. Önce Ortadoğu'ya daha sonra da Avrupa'ya dağıtacağız. 'Vur' bu single içinde İngilizce ve Türkçe sözlerle yer alacak. Ortadoğu'yla başlayan popülarite bana avantaj sağlayacak Avrupa'da bu şekilde devam edecek.

Yeni sezon için gelen oyunculuk teklifleri var mı?
Evet, teklifler geliyor ama doktor rolü istemiyorum. Bana komiser rolü yakıştırıyorlar. Beni heyecanlandıracak ne olursa, işin içine girmeye hazırım. Bu işi yapmak için kamera karşısına geçeceğim ama şimdi albümle iç içeyim. Müzik insana küstüğü zaman bir daha çok zor yerine geliyor. Ben dizi çekimleri döneminde yani 51 hafta elime gitarımı bile almadım. Tamamen işime odaklanmıştım. Sonra dizi bitti ama gitar üç ay burnumdan getirdi. Çünkü ancak üç ay sonra bir şeyler üretebilmeye başladım.

POTANSİYELİM ORTAYA ÇIKTI
Farklı bir Gökhan Tepe görüyoruz. Bu değişim nasıl gerçekleşti?
Diziden sonra kendime geldim. Aslında ben bu değişimin içinde olduğum için dışarıdan görenler daha rahat hissediyorlar. Özellikle 'Yürü Yüreğim' isimli şarkı ile başlayan bir moral motivasyonu var. Bir de üstüne 'Elveda Derken' dizisinin başarısı gelince potansiyelimin farkına varıldı. Bu yüzden çok mutluyum. İnsan, potansiyeli ortaya çıkınca rahatlar. Benim potansiyelim 'Yürü Yüreğim' albümüyle ortaya çıktı.

Bu süreç içinde hiç hayal kırıklığınız oldu mu?
Tabii, zaman zaman çok fazla hayal kırıklığı yaşadım. Mesela 'şu şarkı çok iyi olacak' diye yola çıkıyorsun. Kendini getireceğin yeri düşünüyorsun. Ama olmuyor. Aslında sen şarkıyı nereye getiriyorsun onu bilmek lazım...

ORTADOĞU'DA SEKTÖR GELİŞMEDİĞİ İÇİN ONLAR DA BİZİ STARLAŞTIRIYOR!
Ortadoğu'da oyunculuğunuzla tanındınız. Nasıl tepkiler aldınız?
Oradaki ismim İyad... Ateş anlamına geliyor. Dizideki ismim de Ateş'ti. Bir gün benim web sayfama Arapça e-mailler gelmeye başladı, anlamadım. Youtube'a baktım, görüntülerimin altında sayfalar dolusu Arapça yorumlar var. 'Elveda Derken'i Arap televizyonlarında yayınlıyorlarmış. Olağanüstü bir ilgiyle karşılaştım. İlginin büyüklüğünü oraya gittiğimizde anladık. Beni orada "Hoş geldin doktor" diye karşıladılar.

Bir müzisyen olarak yurtdışında oyunculukla tanınmak sizde hayal kırıklığı yarattı mı?
Hayır, müthiş zevkli bir duyguydu. Şarkıcılığımın dışında bir yönümle ünlü oldum. Sonra şarkıcılığım ön plana çıktı ve o da çok beğenildi. Ortadoğu turnesi yapacağım. "Orada niye sizi bu kadar starlaştırdılar?" diye bana soruyorlar. Biz zamanlar 'Yalan Rüzgarı' vardı. O diziden bir karakter Türkiye'ye gelse mutlaka gidip görmek isterdiniz. Benim oraya gitmem de öyle bir şey oluyor. Onların bu sektörleri gelişmediği için onlar da bizi starlaştırıyor.

BÜYÜDÜKÇE KÜÇÜL Kİ SANA SAYGI DUYULSUN
Hızla artan şöhretle birlikte kendi içinizde yaşadığınız çelişkiler oluyor mu?
Aslında çok enteresan çelişkiler taşıyorum. Bu iş ego olmadan olamaz. Herkesin içinde biraz ego vardır ama eğer egomu yanlış yerde kullanırsam olmaz. Kimi zaman 'ne kadar da havalı' diye düşündüğümüz insanların olayı budur. Ama doğrusu, egonu sanatında tatmin etmelisin; basının önünde ya da halkla değil... Bunun ayrımını yapamıyorduk. Nerede, ne yapmalıyız bilmiyorduk. Büyüdükçe küçüleceksin. O zaman sana çok daha fazla saygı duyuluyor.

İÇİMDE HER ZAMAN BİR BAKİR TARAF KALMALI
Özel hayatınızı medyadan gizli tutmak sizin kendi tercihiniz mi?
Özel hayat benim için gerçekten özeldir. Bundan faydalanmak düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor. Doğal yapımı bozmak, ilişkimi işimin içine sokmak istemiyorum. Dengeler bozulur, kavgalar artar, iç huzur kalmaz. Duygusallığımı yitirip içimde bakir bir taraf bırakılmazsa o zaman söz yazarlığı ve besteci kimliğimi kaybederim.

Son zamanlardaki popülaritenizden sonra sevgilinizle aranızda kıskançlık oluştu mu?
Kıskançlıklar olmazsa ilişkide keyif kaçar ama bunun dozu arttığı zaman gerekli önlemler de alınır. Ben bu konuda ağır baskılar görmedim. İşime saygı duyuluyor. Bir sanatçının eşi ya da sevgilisi olmak kolay değil. Karşınızdaki kişinin fedakar olması gerekiyor. Biraz da yapı meselesi. Her insan bunu kaldıramaz. İnsanlar zaten bana sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaşıyorlar ama tabii ki farklı düşüncede yanıma yaklaşanlar da var. Ünlü bir insanın eşi olmak kolay değil ama biz de öyle güvenilmeyecek insanlar değiliz.

Günümüzde evlilik kavramı değişti mi?
Yeni jenerasyon bir şeyi emek harcamadan hemen elde etmek istiyor. Hemen zengin olalım, hemen evlenelim... Tahammül, sabır yok. Bunların yokluğu ilişkiye de yansıyor. Ben bilinçsiz, aileme zaman ayıramayan bir baba olmak istemem. Sıradan bir evlilik de yaşamak istemem. Bence evliliğin ayakta kalması kadının zekasına bağlıdır.