Kendilerini solcu ya da sosyal demokrat olarak tanımlayan yurttaşlarımız inkılâpçı, yenilikçi oldukları iddiasındadırlar ama sıra dönüşüme, yenilenmeye gelince koyu bir statükocu kesilirler.

Onun için CHP bırakın son yarım asırda Türkiye’de görülen sağ partilerdeki “güncellemeyi” çağa uygun iktidar alternatifi etkili bir ana muhalefet partisi konumuna bile gelemedi.

Aldığı sürekli seçim yenilgileri kanıksanır, sonrasında toplanan olağanüstü kurultaylar olağan hale gelir, oldu.

Ancak kurultayların hiçbiri derde deva olmadı.

Buna asıl neden dıştan bakıldığında homojen bir görünüme sahip bu partide içeride bir grubun daha egemen olduğu parçalı, heterojen bir yapının oluşmasıdır.

Partililerde bir heyecan dalgası yaratan Kılıçdaroğlu’nun Ankara-İstanbul arası “adalet yürüyüşü kitlelerde bu kabuğu kırmada bir fırsat olabilir düşüncesine yol açtı.

Ama arkası doldurulamadı.

24 Haziranda AK Parti’nin önünü kesmek için İYİ Parti’ye CHP’den 15 vekil transferle seçime girmesinin sağlanması, Millet İttifakına öncülük edilmesi, Muharrem İnce’nin adaylığı gibi girişimler bir şeylerin nihayet değişeceği ümidine yol açtı.

Ancak bu beklenen sonucu vermedi.

24 Hazirandan tek elde kalan Muharrem İnce oldu.

O polemikte rakibinden geri kalmadı… Hazır cevaptı… Yeri geldi espri yaptı, güldürdü… Yeri geldi gençlerin gönlünü okşadı, hayal kurdurdu.

Dobra dobraydı… Batı’da da, Doğu’da da ilgi gördü… Özeleştiri yapmaktan çekinmedi… Herkese bizden biri dedirtecek sıcak mesajlar verdi vs.

Ve kısa sürede ortaya koyduğu performansla o partisinden yüzde sekiz fazla oy aldı ve gelecek için CHP’lilere moral kaynağı oldu.

Ancak üzerinde düşünülecek konu iki defa aday olduğu halde onu genel başkanlığa layık görüp seçmeyen de bu partinin delegeleri olmasıydı.

24 Haziran sonrası parti genel merkezinin ondan istediği bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar köşesine çekilmesiydi.

Ama mezara gömmek demekten farksız bu karara seçmen de rıza göstermedi Muharrem İnce de…

İlk başta iyi niyetli bazıları “Kılıçdaroğlu yerini gönüllü olarak Muharrem İnce’ye terk etsin” telifinde bulundular.

Muharrem İnce talepler karşısında “genel başkan nezaket göstermiş geçmişte kendine rakip olan beni aday yapmış. Bu durumda ben vefasızlık edip ona karşı adayım, demem” sözü nedeniyle ne adayım ne de değilim diyebildi.

Ancak yine de “örgüt harekete geçer de düş önümüze derse düşerim”, “ben delege olsam kongre için imza verirdim” diyerek adaylık sinyali verdi.

Yakın çevresi harekete geçip olağanüstü kongre için imza toplamaya başlayınca karşılarına ilk dikilen genel merkez oldu ve olayı püskürtmek için bütün kozlarını kullanarak psikolojik bir savaş başlattı.

İnce’cilere göre imza verenlerin sayısı 18 Temmuz itibariyle 465... Genel merkeze göre bu sayı 120…

Genel merkeze göre “Yerel seçimler 2018’e çekilecek o nedenle şimdi değişimin zamanı değil…” İnce’cilere göre bu bir delege caydırma projesi…

Bunlar olanlar… Bir de olacak olanlar var.

İmzalar tamamlandığını farz edelim… Ondan sonra sıra imza verenleri kararlarından vazgeçirmeye gelecek… Yanaşmayanlara aba altından sopa gösterilecek.

Velhasıl kurultay yapılmaması için her yol denenecek.

Aydın’da durum nedir?

Aydın’da CHP kulislerinde dönen muhabbete bakılırsa önceki dönem milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar açıktan yenilikçilerden yana. Doğal delege dışındaki 13 delegenin en az altısı imza vermekten yana.

Bunlar Nazilli, Kuyucak, Çine, Karpuzlu, Germencik, Koçarlı. İncirliova da bunlara katılabilir.

İl Başkanı Ali Çankır, BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu ve yakın çevresi tabiatıyla statükodan yana ve ikili imzacıları caydırmak için büyük gayret gösteriyor.

Konu hakkında görüşüne başvurduğumuz emektar bir partili “eğer kurultay toplanır, Muharrem İnce kazanırsa Özlem Çeçioğlu bundan olumsuz etkilenebilir.

Çünkü siyasette mevkiler, makamlar zor zamanda ortaya konan tavırla elde edilir ya da korunur. Tanıdığım Muharrem İnce trene sonradan bineceklere itibar etmez.

O nedenle adaylıkta Çerçioğlu’nu Muharrem İnce’yle karşılıklı oynadıkları zeybek de kurtaramayabilir,” değerlendirmesinde bulundu.

Son olarak da, “CHP’de yenileşme iradesi tabanda yüzde 80’dir hatta bunun daha da üzerindedir.

O iradenin tecellisini engelleyen ise partinin içine çöreklenmiş, seçim mağlubiyetlerini bile çıkarları açısından galibiyet olarak yorumlayan kifayetsiz muhterislerdir.

Bunları yok edecek olan Muharrem İnce hareketi önünü açacak olmasıyla CHP için son fırsattır” dedi.

Sonuç olarak CHP’yi zor günler bekliyor. Önümüzdeki süreci iyi yöneten kazanır.

Kaybeden ise sadece CHP’ye değil siyasete veda eder.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA