Aynı zamanda eski bir parlamenter olan Mesut Özakcan bilindiği üzere Efeler Belediyesi kurucu başkanıdır.

Aydın halkı önceden kısmen tanıdığı Mesut Özakcan’ın:

Sakinliğini…

Çelebiliğini…

Mütevazılığını…

Güler yüzlülüğünü…

Uzlaşmacı kişiliğini…

Parti gözetmeyen hizmet anlayışını…

Vicdanıyla düşündüğünü…

Daha da yakından tanıdı.

1Nisan 2014’de başkanlık mazbatasını aldığında bırakın binayı tebrikleri kabul edeceği Efeler Belediyesi demirbaşına kayıtlı ne bir masa ne oturacağı koltuk vardı.

Tabelası bile yoktu, değil ki koltuğu, masası olsun…

Mesut Özakcan bu yokluk içinde kurulabilecek en kısa sürede belediye teşkilatını kurdu ve vatandaşın hizmetine sundu.

O başkanlığı süresince elindeki imkânlar ölçüsünde büyük bir alana yayılmış 285 bin insana hizmet götürmeyi ilke edindi.

Merkez dışında kalan köyken mahalleye dönen mahallelere alt yapı ve temizlik hizmeti vermeye çalıştı.

Olmayan yerlere düğün salonları yaptı.

Merkezden başlamak üzere sokakların parke taşlarını yeniledi kaldırımları yeniden düzenledi.

Cenaze evlerine pide gönderme de dâhil ücretsiz cenaze hizmeti verdi.

Bütçesi ölçüsünde tarihi yapıları restore ile kazanmaya çalıştı.

Büyükşehir Belediyesi tarafından kömür deposu olarak kullanılan Fatih Mahallesi Kapalı Pazaryerini hizmete soktu.

Bunların hepsini yeni bir belediyenin kıt kaynaklarını iyi değerlendirerek başardı.

Karşılığında da ne nokta kadar hizmetin kubbe kadar reklamını yaptı ne de oy avcılığına tenezzül etti.

Belediye meclis üyelerine ayda bir yemek vermeyi bile vicdanına yediremedi.

Yetim hakkını gözü gibi korudu.

Onun içindir ki, bu gün Efeler borçsuz bir belediyedir.

Büyükşehirle mal varlığı kavgası hem daha fazla hizmeti engelledi hem de enerjiyi boşa harcattı.

O kavga olmasaydı Efeler Belediyesi hizmet binası belki bu gün tamamlanmış olacaktı.

Belki de Zafer Mahallesindeki eski minibüs garajı arsasına kapalı pazaryeri yapımı gerçekleşecekti.

Dahası Efeler yeni parklar, yeni yeşil alanlar kazanacaktı.

O nedenle Büyükşehrin başını çektiği mal varlığı kavgasının bir tek kaybedeni oldu.

 Efeler halkı…

Kavganın galibi olmasını hazımsızlıktan mıdır, yumuşak başlılığından mıdır, yoksa hepsinin bir araya gelmesinden midir, Mesut Özakcan’ın adaylığı iddiaya göre Sarı Bina tarafından çeşitli bahanelerle engellenmeye çalışılıyormuş.

İlk akla gelen yerine işi, kaydı olmayan bir başkasının planlanıyor, olmasıdır.

Çünkü Aydın’da siyaset çoğu bir baltaya sap olamayanların meşgalesi haline geldi/getirildi.

O nedenle Mesut Özakcan’a destek maksadıyla Efeler’in mahalle muhtarları CHP Genel Merkezine bir çıkartma yaptı.

Ardından da başkanın bir Ankara seferi oldu.

Şimdilik iş muallâkta duruyor.

Eğer şeytan pabucu dikenler emellerine ulaşır Mesut Özakcan’ı kesmeyi başarabilirlerse buna en fazla AK Partililer sevinecek.

Bilmem anladınız mı?

BETÜL AKÇANAL İYİ PARTİ’YE İL BAŞKANI OLDU

Çocuk Doktoru Betül Akçanal’ı Aydın siyaset kamuoyu İYİ Parti’de kurucu üye ve milletvekili adayı olunca tanıdı.

O bu süreci çok iyi değerlendirmiş olacak ki, il başkanlığı gerek partisinde gerek kamuoyunda karşılık buldu.

Kime sorduysak:

Çalışkanlığından…

Doğruluğundan…

Dürüstlüğünden…

İnsana değer verdiğinden…

Mesleğinin ehli olduğundan…

Kararlılığından…

Her an ulaşılabilir olmasından…

Hanımefendiliğinden…

Eleştiriye açıklığından…

Söz ettiler.

Bu saydıklarımız da bir siyasetçide aranan özellikler olduğuna göre Betül Akçanal’ı il başkanı yapmakla İYİ Parti Aydın’da iyi bir tercih yapmış demektir.

Başarılar dileriz.

GENÇLİK HİZMETLERİ VE SPOR İL MÜDÜRÜNÜN GÖREVİ İDARE-İ MASLAHATÇILIK MIDIR?

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ökkeş Demir ilimizdeki görevine Nisan 2018’de başladı.

Ama o günden bu güne:

Ses getirecek bir icraatı görülmedi…

Yeni sezon yaklaştı.

Fakat yarışmalarda görev alan personelin üç aylık gecikmiş alacakları ödenmedi…

Ayrıca iddia o ki, müdür göreve başladığından bu tarafa temsilcilerle kısa, orta ve uzun vadeli projelerin görüşülüp planladığı bir koordinasyon toplantısı yapmadı.

Hatta rivayet o ki, tanışma gereği bile duymadı.

Eğer personel bir dairede müdürden sıcak ilgi görmezse, hakkı olan ücreti ödemeye müdür kayıtsız kalırsa oradan bir başarı çıkmaz.

Bizde devlet adabı ve geleneği müdürün kendi ücretinden önce personel alacaklarının ödenmesini sağlama üzerine kuruludur.

Müdür olmak bunu gerektirir.

Yoksa personel gözünde ne saygınlığı kalır ne de itibarı…

Bunu dikkate almayana devlet dilinde idare-i maslahatçı denir.

Ne var ki, o tiplerin devletteki ömrü uzun sürmez bir bakmışsın ‘idare’ elden gitmiş, elde kala kala  ‘maslahat’ kalmış…

Hatırlatmak isteriz…

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA