CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni “A takımı”nı belirledi. Adnan Keskin, yeni Merkez Yönetim Kurulu’nda Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu.

Daha önce Genel Sekreterlik ve Genel Başkan Yardımcılığı yapan Adnan Keskin, son görevini NTV canlı yayınında değerlendirdi.

Adnan Keskin, kısaca şunları söyledi:
“Türkiye, gerek içte gerekse dışta devasa sorunlarla kaşı karşıyadır. Sıfır sorunla yola çıktık, sorunsuz komşumuz kalmadı. İçte demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, işsizlik sorunları var. Vergi adaleti ve gelir dağılımı çarpıklığı gibi sorunlarımız da var. Bu kadar devasa sorunlarla karşı karşıya olan ülkemizde yeni bir sivil başkaldırıya ihtiyaç var.

CHP’nin tarihi mirası, deneyimli kadroları, ideolojisi ve temel hedefleri toplumumuzun ihtiyaç duyduğu çözüm neticelerini üretecek konumdadır.

Bizim insanımıza karşı mazeret üretme hakkımız bitmiştir. Cumhuriyet’in temelindeki ideolojik ve felsefi tercihlerinin ayakta kalmasını sağlayacak bir çalışmaya ihtiyacımız vardır.

Ülkemizde demokrasinin, insan haklarının, özgürlüğün, barışın, hakkın egemen olmasını sağlayacak bir çalışma sürdüreceğiz.

Sayın Genel Başkana böylesine bir zor süreçte bana önemli bir görev verdiği için teşekkür ediyorum. Ben 45 yıllık siyasi yaşamımda son olarak almış olduğum bu görev siyasi yaşamının onur süreci olacaktır. CHP olmaktan gurur duyacağım. İnşallah örgütüme karşı ülkemizin insanına karşı verilen görevi yerine getirmekte bir zorlukla karşılaşmam, insanları mahcup edecek bir zorluğu devreye sokmam.

CHP’nin örgütlenme modelinde ciddi bir değişiklik yapacağız. Sosyal demokrat bir parti olarak en ücra yerleşim alanlarına kadar kök salmamız gerekmektedir. Medyası, televizyonu ve işadamı olmayan bir sol partide kullanılacak en güçlü malzeme insan unsurudur. İnsan unsurunu biz bu mücadelede devreye sokarsak başarılı olabiliriz.

Benden evvelki çalışan arkadaşlarımız sandık modeline yönelik bir örgütlenme biçimini şekillendirmeye başlamışlar. Bense mahalle bazına değil, sokak bazına indirgenen bir çalışmayı devreye sokmaya çalışıyorum. Burada elbette sosyal demokrat bir parti olarak sivil toplum kuruluşlarıyla, sendikalarla dirsek teması içine girmemiz gerekiyor. Solun dayanakları bu kuruluşlardır. Bunlara sırt dönerek onlarla organik ilişkimizi güçlendirmeden başarıya gitmemiz mümkün değildir.

Ben önce partide bir sevgi meşalesini yakmayı düşünüyorum. Geçmişte hangi sebepten olmuş olursa olsun kendisini dışlanmış, ötekileştirilmiş hisseden bütün arkadaşlarımın CHP’de parti için demokrasinin işleyeceğine inanarak, parti içindeki bürokratik makamlara gelmelerinin hak olduğunu parti tabanımıza anlatmamız gerekiyor. Böyle bir barış rüzgârı estirebilir, herkesi parti içinde demokrasinin işleyeceğine inandırabilir ve herkesin de bir tarihi sorumlulukla karşı karşıya olduğu bilincini kökleştirebilirsek, CHP’nin bayrağının başarı burçlarına dikileceğine inanıyorum.

Hazine’den alınan katkı parasının belli bir miktarda örgütlerimize aktarılmasını tüzük değişikliğiyle hükme bağladık. Geçmişte belki örgütlerimize gerekli kaynak aktarılmamış olabilir ama bunlar halledilmeyecek sorunlar değildir. Göreve geldikten sonra bu işi çözeriz.

Merkez Yürütme Kurulu’nda görev alan arkadaşlarımızın ağırlıklı bir bölümü geçen dönemde de MYK’da görev almış arkadaşlarımızdır. Siyasi birikimleri, deneyimleri oldukça üst noktalara gitmiştir. Bu kurultayda 20’ye yakın kadın arkadaşımızın Parti Meclisi’nde görev alması gerçekleşti. CHP’nin MYK’sında görev alan arkadaşlarımızın her birisi toplumun değişik kesimlerini temsil etmektedir.”