AYDINPOST HABER SERVİSİ/Murat UÇKAÇ-CHP Aydın İl Başkanlığında düzenlenen toplantıya CHP Aydın İl Başkanı Hulusi Şahinci, İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Özdemir ve partililer katıldı. İl Kadın Kolları Başkanı Özdemir açıklamasında, "Atatürk, Türk toplumunun yapılanmasının ve kalkınmasının, Türk kadınının kalkınmasına bağlı olduğuna inanıyordu. O Türk kadını ki, Kurtuluş Savaşı'ndan başlyarak, yanlız cephe gerisinde özverili destekler sağlayıp, cephede çarpışarak değil, kurtuluş yolundaki mitinglere katılrak, dernekler kurararak ve yanacı devletlerin dikkatini çekerek bildiriler yayınlayarak da yeni konumuna bayrak açmıştı. Ancak yüzyılların birikmiş direncini kırıp toplumdaki saygın ve etkin yerini alması için önlemlere, yasal güvencelere gereksinim vardı. 

1924-1925 yıllarında yapılan reformlarla Türk kadını, saklanması ve sakınması gereken ikinci sınıf bir vatandaş olmaktan çıkarıldı. Eğitim sisteminde erkeklerle eşit haklara  kavuştu. Çalışma yaşamında eğitim, endüsti, sanat gibi etkin alanlarda yer almaya, öne çıkmaya başladı. Kadına çok değer veren Atatürk, kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri için 1924 yılından başlayarak bir dizi yasa çıkartılmasına öncülük etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarda, 1926-1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette hep erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir" dedi.
 
Seçme ve Seçilme hakkının önemine dikkat çeken Özdemir, "Kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu ile muhtar seçve ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan değişiklikle de milletvekili seçilme hakları tanınmıştır. Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya'da kadınlara 1946'da, İsviçre'de ise 1971'de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. 
 
Atatürk'ün çağı ve değişeni değil, değişecek zamanı milletine göstermesi, kadın hakları ve kadın erkek eşitliği konularında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, İnsan Hakları Sözleşmesi gibi konular, daha insanlık tarihinin ufkunda bile görünmemişken Türk kadınına, haklarını vermesinin değeri daha iyi anlaşılır. Bağımsızlık mücadelesi yapan ülkeler nasıl Atatürk'ü örnek bir lider almışlarsa, kadın hakları konusunda uğruna uğraş ve savaş verenler de, onu bir devrimci olarak aynı şekilde örnek almak durumundadırlar. Çünkü bütün insanlık tarihi boyunca, tarihin hiçbir döneminde, hiçbir lider kadın hakları konusunda Atatürk kadar önsezili ve öngörüşlü olmamış, onun kadar uğraş ve savaş vermemiştir. Ne mutlu Atatürk'ü yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu ona sahip olan Türk milletine" diye konuştu.