İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin Sarıyer Küçükarmutlu’da 18 Ekim’de 2015 günü düzenlediği baskında, polisin arama yapmak istediği evlerden biri de Doğan ailesinin eviydi. Evin kızı Dilek Doğan(24), bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti. Doğan’ı vuran polisin yargılanması sürerken ağabey Emrah Doğan olaydan yaklaşık 3 yıl sonra geçtiğimiz ocak ayında terör örgütü DHKP-C üyeliği ve ‘öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla tutuklandı. Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Doğan’ın, gardiyanlarla arasında tartışma yaşadığı ve darp edildiği iddia edildi. Doğan’ın kuyruk sokumuna atılan yumruklar ve tekmelerden dolayı yürümekte zorlandığı ve yüzünün tamamında morluklar olduğu iddia edildi.

Doğan’ın avukatı Yaprak Türkmen söz konusu iddialarla ilgili şunları aktardı: “Tutukluların belli hakları var, kitap da bunlardan biri. Hapishane idaresi tarafından bu hakları engellendiği için, oturma eylemi yapıyorlar. Gardiyanlar da, bunu engellemek için şiddet uyguluyor. Bununla kalmayıp Emrah ve arkadaşını hücrelerinden alıp soyup, işkence uygulamışlar. Aldığı darbeler nedeniyle yürümekte güçlük çekiyor. Gözünde morluklar vardı. Elmacık kemikleri şişmişti. Diğerleri de benzer şekilde işkenceye uğramış. Gardiyanların bunları yapma yetkisi yok. Özellikle Emrah’a daha fazla şiddet uygulanmış. Savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.”

Doğan’ın babası Metin Doğan ise yaşananlara şöyle tepki verdi: “Gardiyanlar oğlumu öldüresiye dövmüş ama doktora götürmemiş. Bir de Emrah’ın tutuklama nedeni de ‘Dilek’in ağabeyidir, tehlikelidir’.. Örgüt eylemi yaparsın, bir eylemde bulunuyorsun tamam da.. Bunların hiçbiri yokken tutuklanması ve içeride insanlık dışı muamele görmesi kabul edilir değil.”