Binlerce lira ödeyip Fenerium alt tribünden kombine kart alan taraftar, Fenerbahçe'nin 5 golü yerine polislerin enselerini izledi. İtiraz edenler polisin telsiziyle sus işareti yapıp “çok konuşma alırım içeri” tehdidine maruz kaldı...


Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda düzensizlik kol geziyor.



Diyelim 2940 TL ödeyip, Fenerium Alt tribün B Blok'tan kombine kart satın alıyorsunuz.



Ve Fenerbahçe'nin ilk ciddi sınavı, Avrupa Kupası maçı için Kadıköy'ün yolunu tutuyorsunuz.



Yeriniz belli, içiniz rahat maçın başlamasına 10 dakika kala stada geliyorsunuz.



Ancak turnikelere geldiğinizde keyfiniz kaçmaya başlıyor.



Kombine kartınız arızalı çıkıyor.



"Eeee ne olacak şimdi?" diyorsunuz



Görevli, Biletix'e gidip, kartım çalışmıyor diyeceksiniz, size bilet verecekler" diyor.



“Yahu kardeşim ben buna 3 bin TL para ödedim. Kulübüm kazansın istedim. Kombine kartını siz verdiniz. Çalışmıyorsa benim suçum ne. Bunu siz düzeltin. Ben yine dışarı çıkacağım, Biletix"te kuyruğa gireceğim. Bileti alıp geri döneceğim. Tekrar aramalardan geçeceğim. Ben eziyet çekmek için bunca parayı ödemedim ki” diye itirazlarınız fayda etmiyor.



Görevliler, “Biz emir kuluyuz” tavrında, hatta dikleniyorlar bile.



Maç başladı başlayacak. Mecburen 5 kat aşağıya inip gişenin yolunun tutuyorsunuz.



O da ne. Upuzun bir kuyruk. Hepsi de kartları çalışmayan kombine sahipleri.



Sinirleriniz iyice bozuluyor. Bu kez sıraya kaynak olanlarla kapışmalar başlıyor. Bağrış çağrış, kavga dövüş. Daha ilk maçta kombine aldığınıza pişman oluyorsunuz.



Neyse bileti alıp stada giriyorsunuz. Maç çoktan başlamış. Neyse ki henüz gol olmamış.



Yeriniz Fenerium Alt A ya da B Blok"un önden ikinci sırasında.



Yani sahayla aynı hizadasınız. Teknik direktör gibi maçı izleyeceksiniz.



O da ne… Biraz sonra Çevik Kuvvet müdürleri önünüze geliyor. Sahayı görmeniz imkânsız. Biraz ses çıkınca onlar foto muhabirlerinin olduğu yere geçiyor.



Tam rahat nefes alıyorsunuz. Bu kez, bellerinde tabancaları alt rütbeden kara giysiler içindeki 6 çevik kuvvet görevlisi önünüze dikiliyor.

Saha kenarındaki özel güvenlik elemanları çaresiz. Dudak büküp, “Ben ne yapayım” diyor. O daha çok korkuyor.



- “Ya çökün, ya da yan tarafa geçin” itirazlarına, çevik kuvvet polisinin ilk cevabı, elindeki telsizin antenini ağzına dayayıp, “sus” işareti” yapmak oluyor.



Bu arada Fenerbahçe"nin golleri yağmur gibi geliyor. Ama siz seyredemiyorsunuz. Çünkü önünüzdeki “çevik duvar” ile cebelleşiyorsunuz.



“Kardeşim ben buraya binlerce lirayı senin sırtını seyretmek için ödemedim” diye çıkışıyorsunuz, polisin cevabı “çok konuşma alırım içeri” oluyor.



“Burası polis devleti mi” sesleri yükselse de çevik polisler pek oralı olmayıp, sahadaki golleri izlemeye devam ediyor.



Siz binlerce lira ödeyip Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı"ndan kombine aldığınıza bin pişman erkenden evinizin yolunu tutup, gece golleri televizyondan izliyorsunuz.



Oysa Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair yasa ile, 5 Mayıs 2009 tarihinden itibaren polis stat, salon ve spor alanlarının içinde görev alamayacaktı. Statların içinde ateşli silah taşınması yasaktı.



Kısacası, yasa böyle diyor ama Türkiye"de stat dışında düzeni sağlamakla görevli polis, içeride düzensizliğin başrolünü oynuyor. Vatandaşın izleme hakkını gasp edip, tehdit savuruyor.



Tek suçu kombine kart almak olan Fenerbahçe taraftarı da, statta bir yetkiliye ulaşamamanın, derdini kimseye anlatamamanın pişmanlığıyla gece yarısı trafik karmaşasının içinde evinin yolunu tutuyor.