Kapalı kapılar arkasında ise Meclis Başkanı Çiçek aracılığıyla yemin krizinin çözümü için kritik bir pazarlık yürütülüyor
 
Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın, milletvekili seçilmelerine karşın cezaevinden tahliye edilmemeleriyle başlayan, BDP destekli bağımsızların da 6 vekil için aynı gerekçeyle sürdürdüğü yemin krizinde gözler TBMM’nin yeni Başkanı Cemil Çiçek’e çevrildi.
 
Yemin krizi yaşanmasaydı, Köksal Toptan’ın Meclis Başkanı seçildiği güne benzer bir uzlaşma tablosu yansıtmaya aday olan parlamento, kriz gölgesinde dün 3. birleşimini yaptı.
 
Bugüne nasıl gelindi?
 
Türkiye, 28 Haziran’da milletvekillerinin yemin töreninden bu yana, AK Parti ile CHP ve bağımsızların karşılıklı restleşmesiyle geçen bir süreç yaşıyor.
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Çankaya Köşkü’nden baş başa görüşmesinin ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla buluşması, geride bıraktığız süreçte uzlaşma umudunu yeşerten ilk işaret oldu. Ancak, bu görüşmenin ardından, kamuoyuna yansıyan somut bir adım ne iktidar partisinden ne de ana muhalefetten geldi.
 
Buna karşın, Gül’ün, sorunun çözümü için hem hukuken hem de siyaseten atılacak adımlar konusunda o günden beri bir zemin hazırlamaya çalıştığı, Cumhurbaşkanı’nın mutabakat arayışının TBMM’nin yeni Başkanı Çiçek’in koordinasyonunda yapılabileceği görüşünde olduğu bilgisi kulislere yansıdı.
 
Devletin zirvesinde çözüm aranırken, geride bıraktığımız günlerde, kamuoyu önünde karşılıklı olarak yapılan sert açıklamalar gerilimi tırmandırdı.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hükümeti dünyaya şikâyet eden konuşması ve mektubuyla, CHP Mersin İsa Gök’ün iktidar partisi için kullandığı “diz çökecekler” ifadesini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Tükürdüklerini yalayacaklar” sözü izledi. Ana muhalefet partisinin boykot tavrının seçmen tarafından da cezalandırılacağı mesajını vermek isteyen Erdoğan’ın son çıkışı ise, “15 Temmuz’a kadar yemin etmezlerse devamsızlık nedeniyle milletvekillikleri düşürülür” oldu.
 
Gelinen noktada CHP ve Ak Parti’nin pozisyonunu şöyle özetleyebiliriz:
 
CHP cephesi
 
Hükümetin “ara seçim” restine dün 16 maddelik bir manifestoyla cevap veren Kılıçdaroğlu, basına kapalı grup toplantısında bir yandan milletvekilliklerinin düşürülmeyeceği konusunda güvence verirken diğer yandan da Ak Parti’yi aba altından sopa göstermekle suçladı.
 
Milletvekillerine birlik beraberlik mesajı veren Kılıçdaroğlu, yemin boykotunun örgüt ve seçmen nezdinde tersine bir etki yaşatması riskine karşı parlamento grubunu 5’er kişilik heyetler halinde dinlemeye başladı. Bu görüşmelerde daha çok vekilleri dinleyen Kılıçdaroğlu, yemin konusundaki tavrın teşkilata ve seçmenlere anlatılmasını istedi.
 
Bir yandan da dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile CHP arasındaki ilk temas resmen sağlandı.
 
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Çiçek’in kapısını çalarak Kılıçdaroğlu’nun kendisini ziyaret edeceğini söyledi. Böylece Çiçek’in  “Herhalde kutlamaya gelirler” mesajı karşılık bulmuş oldu. Hamzaçebi, Çiçek’i çözüm yolunda çok samimi ve olumlu bulduğunu söyleyerek, uzlaşma umudunu açıklamış oldu.
 
Dün CHP grubunda ağırlığı olan bazı milletvekilleriyle temas etme olanağı buldum. Birçok milletvekilinden yansıyan hava; Başbakan Erdoğan’ın restinden sonra aynı kararlılıkta yanıt vermek olsa da sürecin böyle devam edemeyeceği yönünde.  İki tutuklu milletvekilinin tahliye edilerek parlamentoya gelmeleri konusunda bir zikzak çizilmesinin mümkün olmadığı, ancak ana muhalefet partisinin parlamentodan uzun süre uzak kalamayacağı görüşü artık daha sık dillendiriliyor.
 
Bu çerçevede CHP’de şimdi bütün gözler TBMM Başkanı Çiçek’in alacağı inisiyatif ve Kılıçdaroğlu’na vereceği mesaja çevrilmiş durumda. Görüştüğüm CHP milletvekilleri, Çiçek’in; Balbay ve Haberal sorununun çözülmesi konusunda bir yasal düzenleme yapılacağı yolunda “açık ve somut bir irade beyanında” bulunması halinde yemin krizinin çözülebileceği inancını taşıyor. Dün görüştüğüm isimlerden Konya Milletvekili Atilla Kart, “TBMM Başkanı’nın ne söyleyeceği önemli, ancak sorunun çözümü için O’nun vereceği mesajın mutlaka iktidar yetkilileri tarafından da paylaşılması gerekiyor” dedi.
 
Ak Parti cephesi
 
İktidar cephesinde ise ara seçim resti ile yansıtılan sert politikanın perde arkasında yine Çiçek aracılığıyla yaşatılacak bir uzlaşma formülünün arayışı söz konusu. Nitekim dün Ak Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de ara seçim restine ilişkin olarak, “Parti grubunun böyle bir kararı yok, böyle bir çalışmamız da yok. Sadece bir ihtimali hatırlatıyoruz. Bu tehdit ve şantaj olarak nitelendirilmesin” dedi.
 
Dün başkent kulislerine Ak Parti ile CHP arasında sessiz bir kulis çalışması yürütüldüğü bilgileri de yansıdı. Tutuklu milletvekillerinin Meclis’e gelerek yemin etmelerini sağlayacak bir hukuki formül konusunda karşılıklı önerilerin gidip geldiği belirtilirken, Ak Parti grup başkan vekillerinin dün akşam üzeri Çiçek’e yaptığı görüşme de bu çerçevede dikkati çekti.
 
Çiçek: Mutlaka çözülecek
 
Ankara’da şimdi gözler Çiçek’in alacağı inisiyatife çevrildi. Dün Meclis oturumunu açarken sağduyu çağrısı yapan ardından da “Yumrukları değil, elleri sıkarak sorunlara çözüm bulunmalı” diyen Çiçek’in yakın çevresine, sorunun mutlaka çözüleceğini söylediği, bunun için hemen görüşmelere başlama kararında olduğunu anlattığını öğrendik. Kılıçdaroğlu ile yapacağı görüşme bu açıdan çok önemli.
 
milliyet