Mustafa Erdoğan'a çaycın olayım diye yalvardım
Danslarıyla bir dönem sahnelerde fırtına gibi esen ‘Bambi’ lakaplı Burçin Orhon, dört yıldır Kavacık’ta açtığı dans akademisinde öğrenci yetiştiriyor. Ünlü tiyatrocu Süheyl Uygur’la evli olan Orhon, akademisinin kapılarını Quality dergisine açtı, hem dans tutkusunu hem de kırgınlıklarını anlattı.

Bana dansı tanımlar mısın?

- Dans aşktır, duadır.

Bu aşk sende kaç yıldır sürüyor?

- Ben dansa 3,5 yaşında başladım. 40 küsur yıldır da bu aşkımla yaşıyorum. Hiç bıkmadım. Çünkü ben dans için yaratılmışım. Ama geçirdiğim kaza yüzünden şu anda dans edemiyorum. Evde düşüp bacağımı kırdım. Çiviler takıldı. Yan bağlarım koptu. Bel ve boyun fıtığım da var. Dolayısıyla çok kilo aldım. Dansa iyice ara verdim. Dansla bağlantım olsun diye Burçin Orhon Dans Akademi’yi kurdum. Ben dans hocası olmaktan çok aktif olarak dans etmeyi seviyorum, dansa aşığım. Ama Türkiye’de bunun yeri yok. Amerika’da olsaydım, hâlâ dans edebileceğim ortamlar bulabilirdim. Aslında koreograf olarak çalışabilirim. Ama etrafına bir bak, beni kimse hatırlamıyor. Dans yarışmaları da var ama kimse görev vermiyor.

Sence niye hatırlanmıyorsun?

- Çünkü ben düzenli yaşıyorum. Ortalıklara dökülmeyip, dekolte giyinmeyince gündeme gelmiyorsun.

JÜRİ ÜYELERİ, YALAKALIK DERECESİNDE İLTİFAT EDİYOR

Dans yarışmalarını izliyor musun?

- İnan olsun seyretmiyorum. Defne Joy’un katıldığı yarışmayı bir-iki kez izledim, Türkiye standartlarında çok güzeldi. Ama haksızlık yapıldığında sinirlendim. Nilgün Belgün yaşına göre değerlendirilmedi. Bence çok iyi gidiyordu. Birkaç bölüm daha yarışabilirdi. Azra Akın ise küçüklüğünde bale eğitimi almış, birinci olması çok doğal. Star ışığı taşıyan birinin olması lazımdı...

Jüri üyelerinin eleştiri dozları hakkında ne diyeceksin?

- Bazen yalakalık derecesinde iltifat ediyorlar, kendi gönüllerinin kaydığı kişilere. İnsanlar taraf tutabilirler, “Seni çok beğeniyorum, sen ne yapsan gözüme hoş geliyor” diyebilirler ama bunlar verdikleri puana yansımamalı. Bazen de çok acımasızca eleştiriyorlar. Her şey birbirine karışıyor. O zaman da iş dans yarışmasından çıkıyor. Türkiye’de dans bir türlü yerini bulamadı.

MUSTAFA ERDOĞAN’A “ÇAYCIN OLAYIM” DİYE YALVARDIM

Bunun suçlusu kim sence?


- Ben, dans için çok çabaladım. Zamanında Mustafa Erdoğan’a gittim, yalvardım “Ne olur beni burada çaycı yapın, yeter ki burada çalışayım” diye. Çünkü orada dans adına bir şeyler yapılıyordu. Olmadı, olamadı. Ben elimde projeyle Kütahya’lara bile gittim. Para bulmaya gittiğim yerlerde sahne buldum, sıcak para bulamadım. “Bir yapın görelim” dediler. Zaten yapabilsem size niye geleyim ki? Konuyu anlatıyorum, anlamıyorlar. Danstan ve dans eden insanlardan utanıyoruz, ben bu sonucu çıkardım. Biz düğünlerde bile “Ay yapamam ben” diye piste çıkıyoruz, sonra da şıkır şıkır oynuyoruz.

DİDEM’İN OKULU MU VAR?

Huysuz Virjin’in yarışmasına göz attın mı?


- Hayır, göz bile atmayacağım. Huysuz’u çok seviyorum ama bakmayacağım. Çünkü hepsine küstüm. Onlardan hep bir jüri üyeliği bekledim, gelmedi. Bundan sonra gelse de kabul etmeyeceğim. Benim belli bir birikimim var, konservatuvar eğitimim var, bir sürü plaketim var. Onca sene jüri üyeliği gelmedi de bundan sonra mı gelecek? Benim onların yanında yerim yok. Burçin Orhon Dans Akademi’de yılda 100-150 öğrenciye dans öğretiyoruz, dansı sevdiriyoruz. Dört yıllık bir çalışma bu. İnsanlar göz önünde olanı görüyorlar. Ama Didem’in okulu mu var? Benim hiçbir şey ispat etmeme gerek yok. Koskoca Ankara Devlet Konservatuvarı diplomam var, sahnede 20 yılı aşkın çalışmam var, Japonya saraylarına kadar gitmişliğim, dans etmişliğim var. Artık bunun kavgasını yapmıyorum. Ben hâlâ öğrenmeye çalışıyorum. İki yıldır Latin dansları öğreniyorum, halk dansları öğreniyorum. Şimdi de tango öğreneceğim.

GENÇLER KIYMET BİLMİYOR

Yeni nesil dansa ne kadar ilgili?


- Gençler çok ilgili değiller, her şeyi çok çabuk tüketiyorlar. Kıymet bilmiyorlar. Çok üzülüyorum onlar için. Kendi çocuklarım için de...

Röportaj: Ateş ÇELİK
Fotoğraflar: Emre ARICAN