Bu köyde yaşayan kadınların mutlu veya üzgün olup olmadıklarını anlamak hiç de zor değil.

Karpuzlu ilçesine bağlı Tekeler köyünde yaşayan genci yaşlısı 7'den 77'ye tüm kadınlar, o anda hissettiklerini dışarıya yansıtıyor. Üzerlerinde taşıdığı canlı bir çiçekle dış çevreye mutlu olduğunun sinyalini veren bir kadın, bu sevincini paylaşmak için birilerin gelip kendisine "Mutlu olmanın sebebi nedir?" sorusunu yöneltmesini bekliyor. Hele biriside gelip ona bu soruyu sorarsa, eline geçen fırsatı kaçırmayan kadınlar yaşadığı sevincini olarla paylaşıyor. Kulağının arkasına yerleştirdiği çiçek soluncaya kadar onu yerinden oynatmayan köylü kadınlar, bu süre içersinde birçok komşusu ve yakınına sevincini anlatarak, mutluluğuna onları da ortak ediyor. Mutluluğa ortak olan akrabalar da kulaklarının arkasına birer canlı çiçek iliştirerek, aldıkları mutlu haberin daha çok kişiye ulaşmasını sağlıyor. Tekeler köyü yerleşim alanının büyüklüğü ve yaşanan kişi sayısı itibariyle Aydın'ın en büyük köyü olma özelliği taşıyor. 3 bini geçen nüfusa sahip olan köy, bağlı olduğu 2 bin 300 nüfusa sahip Karpuzlu ilçesinden daha fazla nüfusu sahip olmasıyla farklı bir konumda bulunuyor. Aydın'ın kuruluşu itibariyle en eski köylerinden bir tanesi olan Tekeler köyünde asırlardır devam eden bir gelenek, günümüzde de halen köyde yaşayan tüm kadınlar tarafından sürdürülüyor. Günlük yaşamında bir mutlu haber alan veya mutlu bir gün geçirecek olan kadılar bir kulaklarının arkasına taktıkları çiçekle içlerindeki mutluluğu dışa yansıtıp ruh hallerini ifade ediyorlar. Aynı geleneğin evlenecek gençler için uyarlanmış bir farklı modeli daha var. İki gencin evliliğe ilk adımı attığı nişan merasiminin ardında, iki ailenin kadınları kulaklarının arkasına taktıkları çiçekleri düğün olup bitinceye kadar hiç çıkarmıyor.
Daha çok canlı saksı ve kır çiçekleri kullanılan gelenekte bayanların tercih ettiği çiçeklerden bazıları ise şöyle: Gül, karanfil, sümbül, açelya, ortanca, camgöbeği, papatya, kekik, zambak, güz çiçeği, gelincik, orkide, menekşe, kardelen vb. Tekeler köyünde yaşayan kadınların canlı çiçek takmasını gerektiren bazı olaylar ise; doğum, maddi manevi durumda iyileşme, eve misafir gelecek olması, alınan iyi bir haber, aile fertlerinden birini ilgilendiren iyi bir gelişme, sünnet, söz, nişan ve düğün merasimleri, çocukların eğitimindeki iyi gelişmeler, tüm köyü ilgilendiren gelişmeler, köyde topluca yapılan bir cemiyet, alınan bir hediye ile komşu ve yakınların mutlulukları gibi benzeri bir çok olay bu fiilin işlemesini gerektiriyor.
Tekeler Köyü'nde asırlardır devam eden özel günlerde çiçek takma geleneğini anlatan 73 yaşındaki Güllü Vizil, takılan çiçeklerin mutluluğu ifade ettiğini söylüyor. Köydeki tüm kadınların eğer o gün mutlu ise bu mutluluğunu her hangi bir kulağının arkasına taktığı canlı çiçekle dışa yansıttığına dikkat çeken Güllü Teyze, takılan çiçeklerin kuruyup kayboluncaya kadar yerinden çıkarılmadığının altını çiziyor. Gün içerisinde alınabilecek iyi bir haberin dahi köyde çiçek takmayı gerektirdiğini belirten Vizil, "Ben küçükken bu adeti ninelerimden ve köyümüzün yaşlı kadınlarından gördüm. Annem ve köyümüzdeki diğer kadınlarda böyle yaparlardı. Onlar bunu bize de öğrettiler, bizde yapmaya başladık. Benim yaşımdakilerde kendilerinden küçüklere bu geleneği aşıladı. Bu bizim köyümüze ait bir gelenektir. Bundan sonraki nesillere de aktarılması için köyün yaşlıları olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Şuan köydeki küçük çocuklar bile bu geleneğin gereklerini yapmaya devam ediyor. İnşallah bu gelenek kıyamet gününe kadar devam eder" diyor.
Köyde yaşayan tüm kadınların mutluluklarını ifade etmekten çekinmediğini dile getiren Hatice Işık (70) da, bu geleneğin zorlama olmadan isteyerek sürdürüldüğünü belirtiyor. Mutluluk duygusunun insanın içinden gelen bir his olduğuna dikkat çeken Işık, "İstemesek bu çiçekleri takmayız ve kimse bizim mutlu olduğumuzu anlamaz. Biz bunu mutluluğumuzu herkesle paylaşmak istediğimiz için yapıyoruz. Kulağımızda çiçeği gören insanlar, bizim mutlu olduğumuzu anlıyor ve gelip bizimle bu duygularımızı paylaşmak için sohbet ediyor. Böylece onları da durumdan haberdar ederek duygularımızı paylaşmış oluyoruz. Ne zamanki çiçek kuruyup atılmış, o zaman insanın ruh halinin normale döndüğü ifade ediliyor. Bazı yakınlarımızda kulaklarının arkasına çiçekler takarak, bizim mutluluğumuzun daha fazla kişi tarafından öğrenilmesine yardımcı oluyorlar. Bu sayede bir kişinin mutluluğunu hemen hemen köyün tamamı öğrenmiş oluyor" diye konuşuyor.
Köyün en yaşlı kadınlarından bir tanesi olan 75 yaşındaki Şevike Uymaz ise bu geleneğe paralel olarak sürdürülen bir diğer gelenek hakkında bilgi veriyor. Çiçek takma geleneğinin evlilik ile ilgili kısmına değinen Uymaz, geleneklerine göre köyde her hangi iki gencin nişanlanarak evlilik hazırlıklarına başlamasının ardından iki ailede de bulunan tüm kadınların çiçek takmaya başlaması gerektiğine işaret ediyor. Çiçek takma işlemlerinin düğün yapılıp tamamlanıncaya kadar devam ettiğinin altını çizen Şevike Nine şöyle konuşuyor: "Düğün gününe kadar kuruyan çiçekler; yenileriyle değiştirerek kulakların arkasının boş kalmamasını sağlarız. Ne zaman ki erkek tarafı kız tarafına ziyarete giderse, nişanlı kız her şeyden önce misafirlere tepsi içerisinde birer tane canlı çiçek ikram eder. Bizde nişanlımızın bize verdiği çiçekleri soluncaya kadar yerinden çıkarmayız. İki tarafın kadınları düğün bitinceye kadar hiç çiçeksiz dolaşmazlar. Düğün bitince kulakların arkası boşalır"
Köy Muhtarı Sadettin Taga da, böylesine bir geleneğin yıllardır sürdürülebilmiş olmanın önemine değiniyor. Eski bir köy olan Tekeler Köyü'nde yaşayan insanların birbirine çok bağlı olduğunu hatırlatan Taga, köy halkının oluşturduğu birlik ve beraberliğin bu tür paylaşımların yapılmasında ve yaşatılmasında büyük bir etken olduğunu sözlerine ekliyor.