Faik Kurultan, toplumda derinleşen kırılmaya 'kültürel çatışma' teşhisi koydu: İdeolojiler gücünü yitirdi. Kültürel çatışmanın farkında olan tek parti AKP. Bu farkındalığın avantajını kullanıp halkla bütünleşebiliyor. CHP ise olaylara hala ideolojik açıdan yaklaşıyor ve kaybediyor

Araştırmacı yazar Faik Kurultan, toplumda giderek derinleşen kırılmayı ve bu kırılmanın nedenlerini sorgulayan yeni çalışmasının son rötuşlarını yapıyor. Önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan 'Türkiye'de Kültürlerarası Savaş' adlı kitabının sayfalarını AKŞAM'la paylaşan Kurultan'a göre, toplumdaki kamplaşmanın nedeni ideolojik veya sınıfsal değil; kültürel. İdeolojilerin gücünü yitirdiğini savunan Faik Kurultan'ın tezi; toplumun kültürel köklerine dönüş yaptığı, dönüş sürecinde ise farklı kültürel gruplar arasında sert çatışmalar yaşandığı görüşüne dayanıyor. Sosyolog ve siyaset bilimcilerin dahi bu gerçeğin farkında olmadığını belirten Kurultan, Türkiye'de yaşanan kültürel çatışmanın farkında olan tek kesimin AKP olduğunu düşünüyor.

'Eskimiş, Marksist sınıfsal çatışma teorileriyle yapılan analizler Türkiye gerçeğini yansıtmıyor' diyen Faik Kurultan'ın tespitlerine göre Türkiye'de, birbiriyle çatışan dört farklı kültürel grup var. Kurultan'ın, 'Sünni Osmanlı - Arap Kültürü', 'Sentez Kültür', 'Entegrasyoncu Batı Kültürü' ve 'Etnik Kültür' olarak adlandırdığı grupların ilginç özellikleri ve temsil ettikleri kesimler şöyle:

ÖRF-åDET VE DİNİ İNANÇ

Türkiye'de yaşanan çatışmaların temelini kültürel gruplaşma oluşturuyor. Günümüzde ideolojiler gücünü yitirdiğinden dolayı toplumlar kendi kültürel köklerine geri dönüyorlar. Onlar için artık en büyük değer ideoloji yerine içinde yaşadığı toplumun sahip olduğu, kültürel kimlik, örf ve adetler, din inanç ve ortak ülküler.

KÜLTÜREL SAVAŞ YAŞANIYOR

Türkiye'deki sosyologlar analizlerini ideolojik temellere dayandırmaktadırlar. Baş gösteren sorunların kültürlerarası savaştan kaynakladığının farkında bile değiller! Sosyolog ve sosyal antropologlar yaptıkları araştırmalarda çoğunlukla eskimiş Marksist sınıfsal çatışma prensibi temelinde analizlere gitmekte ve sanki fakirlerin oy vereceği siyasi partilerin ayrı, zengin sınıfların oy vereceği siyasi partilerin ayrı cenahlarda olması gerektiği gibi bir saplantıya düşmektedirler. Ancak artık bu tarz analizler ne hükümetlere ne de siyasi partilere yol göstermektedir. Çünkü siyaset dünyası ideolojik çatışma yerine kültürel çatışmalara sahne olmaktadır.

DÖRT AYRI GRUBUN ÇATIŞMASI

Türkiye'de kültürel ayrışmayı dört ana grupta toplayabiliriz. Birinci grupta, Türkiye'de şu an çoğunluğu temsil eden, toplum yaşamının ve ilişkilerinin peygamber dönemindeki gibi olduğu takdirde ülkenin huzur içerisinde yaşayacağını iddia eden 'Sünni Osmanlı- Arap Kültürü' yer alıyor. İkinci grubu, Batı ile uyum içinde olan Türk motifleri de taşıyan 'Sentez Kültür' temsil ediyor. Üçüncü grubu, dış dünya ile iş yapan ve dışarıdan borçlanan 'Entegrasyoncu Batı Kültürü' oluşturuyor.

Dördüncü grupta ise desteğini başta Türk ve Iraklı feodal güçlerden alan, kah dağa çıkıp Türk askeriyle savaşan, kah şehre inip siyaset yapan 'Etnik Kültür' yer alıyor.

AKP'Yİ AYAKTA TUTAN KİTLE

Birinci grubu oluşturan Sünni Osmanlı- Arap kültüründe, kadınlar başörtülü, erkekler sokağa pijamayla da çıkabilen, erkek çocukları kahveye giden, kız çocukları tam bir baskı altında yaşayan, türkü ile arabesk arası bir müzikten hoşlanan, futbol izleyen, hiç kitap okumayan, tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim almamış, dini inançları kuvvetli kalabalık bir kitle var. Bu grubu en iyi temsil eden parti AKP. Grubun zengini ise MÜSİAD. AKP'yi ayakta tutan kitlenin bu grup olduğunu söylemek mümkün.

FARKINDA OLAN SADECE AKP

AKP sorunların kültürel çatışmadan kaynaklandığını anlamış tek partidir. Bu yüzden halkın seviyesine inerek onlarla bütünleşebiliyor.
Oysaki CHP hala olaylara ideolojik açıdan yaklaşıyor, bu anlayışla çözüme ulaşmaya çalışıyor. Bu da hem oy kaybetmesine hem de yaptığı çalışmaların sonuç vermemesine neden oluyor. Seçimlerde AKP'nin karşısında güçlü bir muhalefet olabilmesi için, CHP'nin 'Halkçılık' ilkesini siyaset yaptığı kişi ve kuruluşlara yeniden öğretmesi gerekiyor. Yeni bir teşkilatlanma lazım. Kendi halkını küçümseyen, horlayan ve dışlayan seçkin kültüre hizmet eden CHP bakış açısının, tamamıyla değişmesi şart. Şayet CHP içinde bu değişim seçimlere kadar gerçekleşirse, oyları gözle görülür biçimde aratacaktır. Aksi halde AKP sistemli bir şekilde oylarını artıracak açık ara seçimin galibi olur.

İKİNCİ GRUP SEÇMEN

İkinci grubu temsil eden Sentez Kültür, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken yaptığı uyarlamaların bir ürünü. Batı kültürü taklit edilirken Türk'e has özellikler de bu kültürün içine taşınmış. Bu kültür hiçbir parti tarafından temsil edilmiyor gibi duruyorsa da bu grubun seçmenleri ağırlıklı olarak, MHP ve CHP'ye oy vermektedir.

CHP HALKI KÜÇÜMSÜYOR

Üçüncü grup olan Entegrasyoncu Batı Kültürü'nde, sonsuz, sınırsız bir demokrasi ile yanıp tutuşan ve Türkiye anayasasının temelden değiştirilmesi gerektiğini savunan, piyasada 'İkinci Cumhuriyetçi' yahut 'Liberal' olarak anılan bir kesim var. Bu kesim, Batı ile sıkı ilişkilere sahip, kendi halkının kültürünü küçümseyen ve Batıya kültürel olarak asimile olmayı savunan 'entelektüellerden' oluşuyor. Bu grubun temsil eden parti CHP ve grubun zengini ise TÜSİAD.

KÜRTLER KULLANILIYOR

Dördüncü Grubu oluşturan Etnik Kültür'de, Türkiye'den toprak kopartmak için her yolu deneyen kimi bilinçli, kimiyse aldatılmış bir kesim bulunuyor. Kürt etnik kökenli bu insanlar, Türkiye'deki etnik gruplara verilen hiçbir hakkı yeterli görmüyor, terör ve şantaj yoluyla hiç değilse şimdilik bir özerklik kopartabilir miyizin hesabını yapıyorlar. Bu kesim insanlarının 'millet', 'etnisite', 'kimlik ve kültür' gibi konularda kafası Batılı güçler tarafından hayli karıştırılmış, her konuşmaya 'Türkler ve Kürtler' bağlamında yaklaşıyorlar ve kendilerinin bir ulustan ziyade etnik bir grubu temsil ettiklerinin farkında değiller. Bu grubun partisi BDP, zengini ise DİSİAD.

MHP NEDEN YOK?

MHP, Sünni Osmanlı- Arap Kültürü'ne yakın olan bir parti ama ikinci grup olan Sentez Kültür grubundaki seçmenlerden oy alıyor. Bunun nedeni ise MHP'nin birinci grup özelliklerini geri planda tutarak, 'Milliyetçilik' faktörünü öne çıkarmasından kaynaklanıyor. MHP bu özellikleri nedeniyle tam olarak hiçbir gruba dahil olamıyor.

ALEVİLER DåHİL DEĞİL

Ülkemizde henüz çatışmaya sebebiyet vermeyen ancak büyük bir grubu temsil eden Alevileri görmezlikten gelmemek gerekir. Bu grup, devlete karşı tek vücut olarak hareket edemediği için isteklerini de kabul ettiremedi. Bununla birlikte bu grubu temsil eden insanlar, belirlediğimiz dört baloncuk içinde kendilerine yer bulabiliyorlar. Şimdilik dağınık ve hükümete yakın gözüküyorlar. Ancak bu ileride bir sorun grubu olmayacakları anlamına gelmiyor.

Burcu BULUT / Akşam