Alman oyuncu Wilma Elles kendisini dört kelimeyle özetledi: Aşk, odaklanabilme, beraberlik ve düşünce...
Wilma Elles, 25 yaşında. Almanya'nın Köln şehrinde doğup büyümüş ve yine Köln'deki Theaterschule Celan Arturo Schauspielschule okulunun tiyatro bölümünden mezun olmuş.


Tek kelime bilmeden Türkiye'ye gelip çok izlenen bir dizinin başrolünü üstlenme cesaretini gösteriyor. Ancak bu onun Türkiye'de ilk çalışması değil. Köln'de bir Türk yönetmenle çalışmış. Bu kişinin bağlantısıyla 2,5 sene önce 'Türk Usulü' adlı bir filmde rol almış. Çekimler için İstanbul ve Samsun'u gezmiş. Bu arada bir yapımcı onu 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinin yönetmeni Zeynep Günay Tan'a Carolin rolü için tavsiye etmiş. Oda kabul etmiş ve 8 aydır Türkiye'de yaşıyor.

"İstanbul'da çok kedi, köpek, kuş var"
Almanya'nın düzenine ve kuralcılığına alışmış birinin İstanbul gibi kaotik bir şehirde rahat etmesi kolay olmasa da ailesinden dolaşı kolay alışmı. Wilma, "Aslında taşınmaya, yeni yerlerde yaşamaya alışkınım. Ailemde de bu var. Büyükbabam büyükelçi olduğu için babam hayatı boyunca tam 26 kez taşınmış! Ablam da Avrupa-Amerika arasında gidip geliyor. Ben kısa sürelerle de olsa Kanada ve Los Angeles'ta yaşadım. Fransa, New York ve Roma'da çok zaman geçirdim. Düzen değiştirme konusunda tecrübeliyim. Ama maalesef İstanbul'a gelirken çok az kışlık kıyafet getirmişim. Nedense buranın iklimini daha ılıman sanıyordum. Ama ne kadar soğuk oluyormuş İstanbul'un kışları... Bir de hâlâ alışamadığım ve şaşırdığım bir şey var: Ne kadar çok kedi, köpek ve kuş var bu şehirde!" diyor.
Wilma için İstanbul geniş, büyük, kalabalık. İçinde her şeyi kapsayan, her şeye sahip olan bir şehir. Boğaz'ın yeri bambaşka. Burada ne kadar kalacağı konusunda ise, "Seviyorum burayı. Hem ülkenizi, hem insanlarını, hem de buradaki işimi. Ama bilemem. Kısmet." diyor.

"Carolin zor bir karakter"
Canlandırdığı Carolin karakteri için de, "Çok dolambaçlı ve zor bir karakter. Benden çok farklı. Onun ruhunu anlamaya çalışmak büyük bir macera. Çok yüksek bir dağa belinizde ip olmadan tırmanmaya benzetiyorum onunla çıktığım yolculuğu. Biraz da bulmaca çözmek gibi. Tek bir şeyden eminim. Canlandırdığım bu kadın kesinlikle zevk sahibi ve muhteşem şeyler giyiyor."

Wilma Eğitimli ve altyapı sahibi bir oyuncu olmasını sağlayanları şöyle sıralıyor: "Ailem, Kanada, çocuklar, renkler, hava, Los Angeles, Black Swan, tecrübeler, hayvanlar, Zeynep Günay Tan, Roma, Mısır, ilk oyunculuk hocam, David Bowie, Darren Aronofsky, Rita Hayworth, Catherine Deneuve, Alman oyuncu Joachim Mais, içgüdüler ve Lauren Bacall. Bir de İspanyol şarkıcı Luz Casal..."

"Carolin'i yaşadıkları bu hale getirdi"
Wilma kendisini nasıl gördüğünü şöyle anlatıyor: "Her gün, daha iyi bir oyuncu ve daha pozitif, daha çözüm odaklı ve güler yüzlü, daha iyi bir insan olabilmek için çalışıyorum."

Wilma şanslı olduğunu düşünüyor. Beş çocuklu, bol erkekli, bol kadınlı kalabalık ve mutlu bir aileden geliyor. Dününün, bugününü belirlediğini, düzgün insanlar tarafından sağlıklı bir biçimde yetiştirilmiş olmanın avantajını yaşadığını anlatıyor. Bu yüzden Carolin'i ve onun gibi hissedenleri yargılamıyor.
Ona göre, "Her insan farklı deneyimlerden geliyor. Yaşadıkları, insanı şekillendiriyor. Sanırım Carolin'in tecrübe ettiklerine benzer şeyler yaşayanlar da onun gibi davranırdı. Hayatta her şey birbirini etkiliyor."