Saat sabah 10.00 suları. Van İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ile görüşeceğimiz kriz merkezindeyiz. Herkes koşturmaca içinde. Yetkililerin müsait bir zamanını kollamaya çalışırken dışarıdan gelen bağırışla pencereye koşuyorum. Daha ne olduğunu göremeden iki kelime yankılanıyor: “Çadır istiyorum!”
Döner bıçaklı bir adam, bahçenin ortasında başka bir adamın yakasına yapışmış, bıçağını etrafa sallıyor. Rehin alınanın Çevre Sağlığı Şube Müdürü İbrahim Koç olduğunu öğreniyoruz. Çoğunluğu sağlık personeli olan kalabalık şaşkın. Ancak korku yok. Daha ziyade öfkeli vatandaş için endişeliler. Adam bağırmaya devam ediyor: “Vali’ye gittim. Çadır istedim, yok dedi. Ufak çocuğum var.”
Fotomuhabiri Bünyamin Aygün, objektifi doğrultunca, üzerine yürüdüğünü görüyorum. Ve fakat adamın sesi giderek ağlamaklı oluyor. Derdini anlatmış olduğunu düşünmüş olacak ki en son “Sağlık Müdürü’nü çağırın” diye bağırıyor. Müdürün ikna ederek bir kenara çektiği adam yüzünü kapatarak ağlamaya başlıyor. Yetkililerden çadır sözü alınca bir bardak su içip evine doğru yola çıkıyor. Biz de kısa süreli paniğe neden olan adamın peşine düşüyoruz.

‘16 bin çadır, nerede?’
Engin Dargın, evli ve bir çocuk babası. Oto tamirciliğiyle uğraşan 33 yaşındaki genç adam, bizi görünce mahçup bir şekilde özür dileyip hemen ekliyor: “Yani ben böyle bir şey yapmazdım.”
Peki ne olmuştu da döner bıçağıyla sokağa fırlamıştı? Dargın’ın üç gündür çadır için gezmediği yer kalmamış: “Devlet Su İşleri, Kızılay, Emniyet... Yardım dağıtan neresi varsa gittim. Vali Bey’e kadar çıktım, ‘Çadır yok, talan edildi’ dedi. Son çare olarak mecbur böyle bir girişimde bulundum. Büyüklerimden çok azar işittim.”

Naylon barınakta yaşam
Amcası Enver Dargın, “Gitmiş bir terbiyesizlik yapmış. Bilsem bırakır mıydım?” diyor bir kenardan.
Evlere hasar nedeniyle giremeyen ve çadır bulamayan Dargın ailesi, deprem gecesinden bu yana naylondan yaptıkları barınakta 10 kişi yaşıyor: “Çadırkente gitmek istemedik. Oraya gidip ne yapalım? Ne su ne elektrik ne de tuvalet var. Asıl evi bırakıp nasıl gidelim? Bir de hırsız mı girsin de eşyaları alsın götürsün?”
Sokakta kalınca sabır taşı çatlamış. Bir de her yerden geri çevrilince sinirler gerilmiş: “16 bin çadır dağıttıklarını söylüyorlar. Kime dağıtmışlarsa göstersinler. Bu kadar çadır nereye kuruldu? Yardım nereye gidiyor?”
Bir an durup gene sinirlendiği yüzünden belli, “Bizim bir şeye ihtiyacımız yok. Bir çadır istedik, hepsi o” diyor.

Çadırını aldı
Dargın ailesine verilen söz tutuldu ve kendilerine bir çadır temin edildi. Çadırı almaya beraber gittiğimiz Engin Dargın “Paran varsa, durumun varsa, nereye gidersen git, bütün kapılar sana açılır. Öbür türlüsü işte böyle...” deyip susuyor.
milliyet