1960’larda yapılan bir psikoloji deneyiyle başlayalım.. Martin Seligman tarafından yapılan bu deneyde, deneye katılan köpekler iki gruba ayrılıyor ve aynı düzeneğe sahip iki ayrı kafese yerleştiriliyorlar. Deneyin ilk aşamasında, her iki kafeste ki köpeklere de beklemedikleri bir anda elektrik şoku veriliyor. İlk kafesteki köpekler kaçmaya çalışırken kafesin içindeki butona basarak elektriği anında kesebildiklerini fark ediyorlar ve tekrar tekrar şok verildiğinde bu butona dokunarak elektrikten kurtuluyorlar. Ardından ikinci kafese de aynı elektrik veriliyor ve bu kafeste de aynı buton var, fakat buton çalışmıyor. Bu gruptaki köpekler ne yaparsa yapsın şoku kesemiyorlar. İkinci kafeste yer alan ve ne yaparsa yapsın elektrikten kaçamayan köpekler belli sayıdaki denemeden sonra şok verilse de kaçmaya çalışmıyorlar. Bu aşamadan bir gün sonra deneyin ikinci aşamasına geçiliyor. Bu sefer köpekler iki bölümden oluşan bir deney kutusuna konuluyor.  Kondukları bölümde yine elektrik şoku alacak olan köpekler, eğer iki bölüm arasındaki küçük çitten atlarlarsa şoktan kolayca kaçabiliyorlar. Deney sırasında görülüyor ki ilk aşamada butona basarak şoktan kurtulmayı başaran köpekler bu sefer de çitten atlayarak güvenli alana kaçabiliyorlar. Diğer taraftan ilk aşamada ikinci kafeste yer alan ve butona bassa da şoktan kaçamayıp bir süre sonra denemeyi bırakan köpekler, ikinci aşamada da kaçmak için herhangi bir girişimde bulunmuyor, tepkisiz bekliyorlar… 

İşte bu deney ile öğrenilmiş çaresizlik kavramı bilimsel olarak da gözlenmiş oluyor. Elbette bu kavram daha sonra farklı deneylerle de incelenmiş ve öğrenilmiş çaresizliğin insanlar dahil tüm canlılar için geçerli olduğu görülmüştür…

Şimdi kendimize dönelim.. Kendi hayatlarımıza. Hevesle başladığımız bazı işler yolunda gitmediğinde bir iki kez deneyip pes ediyoruz. Ne yaparsam yapayım olmuyor! diyoruz. Ben zaten her işi batırıyorum bir daha denememe gerek yok! Diyoruz. İki kere çok çalıştım aldığım puana bak, bir daha denememe gerek yok! Diyoruz… Benim hangi işim düzgün gitti ki bu gitsin! Diyoruz. Ve ne yazık ki, pes ediyoruz. Öğrendiğimiz çaresizliğimizle, her şeyi kader olarak kabul edip, tepkisizce bekliyoruz. Aslında bir adım daha atsak ya da bir kez daha denesek başarma ihtimalimiz var belki ama tam da o noktada bırakıyoruz.

Bu kavram hepimizin hayatında farklı zamanlarda yer alabilir. Hepimizin kendimizi çaresiz hissettiğimiz anlar gelebilir. Nasıl olsa hiçbir şey değişmeyecek diyerek çabalamayı bıraktığımız anlar olabilir. Hepimiz insanız, böyle hissetmemizde çok normal. Ama farkındalık çok önemli. Çabalamayı bıraktığınızı fark ettiğiniz zamanlarda düşüncelerinizi yakalayın. Nasıl olsa hiçbir şey değişmeyecek, cümlesi yerine şunları sorun kendinize.  Neden değişmesin? Daha önce hiç çabalayıp başardığım şeyler olmadı mı? Farklı bir çözüm, yol bulabilir miyim? Bir konuda başarısız olmam diğer konularda da başarısız olacağımın kanıtı mı? Şu an bu alanda kendimi kötü hissediyorum evet ama iyi olduğum alanlar yok mu?

Tüm çabanıza rağmen kendinizi kötü hissediyorsanız uzman desteği almak problemlerinizi değerlendirirken size yardımcı olacaktır.

Umutla kalın…