Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iş sağlığı ve güvenliği konusunun, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın önemli bir sorunu olduğunu söyledi.
 
Çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlama çalışmalarının, endüstrileşmeye paralel bir seyir izlediğini belirten Çelik, iş sağlığı ve güvenliği konusunun, 1974 yılına kadar çalışma hayatını düzenleyen iş kanunlarının içine yerleştirilen maddelerle yürütüldüğünü anlattı.
 
''iş sağlığı ve güvenliğinde özel bir kanunumuz yok''
Çelik, Türkiye'de halen iş sağlığı ve güvenliği alanında özel, müstakil bir kanun olmadığını vurgulayarak, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlerin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 77-89. maddeleri arasındaki hükümlere göre yürütüldüğünü belirtti.
 
Bu nedenle kanuni düzenlemelerden sadece İş Kanunu'na tabi çalışanların yararlanabildiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
''İş sağlığı ve güvenliği alanında hazırlayacağımız strateji çerçevesinde, AB ve ILO düzenlemelerine uygun; memur ve işçi ayrımı olmaksızın bütün çalışanları; kamu özel ayrımı olmaksızın bütün işverenleri; işçi sayısını dikkate almaksızın bütün iş yerlerini kapsayan ayrı bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkaracağız.''
 
''Önleyici, iyileştirici ve geliştirici yaklaşım''
Bakan Çelik, iş sağlığı ve güvenliğinde ''kuralcı yaklaşım''dan ziyade ''önleyici, iyileştirici ve geliştirici'' bir yaklaşımın hedeflendiğine dikkati çekti.
 
Kanunun, sadece işçileri değil bütün çalışanları kapsayacağını belirten Çelik, şöyle konuştu:
''Bir iş yerinin birden fazla işveren tarafından kullanılması halinde işverenler, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesini ve uygulanmasını iş birliği içinde yapacaklar. Alt işverenin kendi çalışanları için iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini, asıl işveren sürekli olarak denetleyecek. İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme veya hizmet alımı yükümlülüğünde aranan 50 işçi çalıştırma şartı kaldırılmaktadır. İşverenlere, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlike gibi acil durumlar için önceden planlama ve hazırlık yapma yükümlülüğü getiriliyor. Sağlık kuruluşlarına, kendilerine intikal eden iş kazası ve meslek hastalıklarını 10 gün içinde bakanlığımıza bildirme yükümlülüğü getiriliyor.''
 
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulacak
Bakan Faruk Çelik, yeni kanunla işverenin, çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili görüşmelere katılmalarını sağlamak ve görüşlerini almakla yükümlü kılındığını söyledi.
 
Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili politika ve stratejiler konusunda öneriler geliştirmek ve tavsiyelerde bulunmak üzere kamunun ve çeşitli sosyal tarafların temsil edileceği Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi'nin kurulmasının amaçlandığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
''İş sağlığı ve güvenliği konularında çalışmalara katılma, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsilen iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi ihdas edilmektedir. İş yerinde iş sağlığı ve güvenliği için alınacak tedbirlerin maliyeti hiçbir şekilde çalışanlara yansıtılmayacaktır.
 
İş yerlerinin, çalışma ortam ve şartları dikkate alınarak az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli olmak üzere 3 gruba ayrılması sağlanacak. İş yerlerinin hangi gruba gireceği İş sağlı