Kılıç'ın kendisi hakkındaki iddialarını yalanlayan RTÜK Başkanı bugün 'dosya çakma' dedi. Akman'ın bu sözüne CHP'li Kılıç'tan jet hızıyla cevap geldi: Dosyanın çakma olmadığını Akman da biliyor

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan RTÜK Başkanı Zahid Akman, “CHP tarafından gündeme getirilen” Deniz Feneri Dosyası” ile ilgili soru üzerine, “Almanya Federal Cumhuriyeti Adalet Bakanlığının gönderdiği dosya olarak kamuoyuna sunulan dosyanın, bağışlayın beni ama 'çakma' bir dosya olduğu Yahoo gibi bazı arama motorlarından alınan bilgilerle hazırlandığı bu dosyayı gönderen savcı tarafından açıklandı” dedi.

Dosyayı Türkiye'ye getiren kişinin, “kamuoyunu yanıltmayı hedeflediğini” savunan Akman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kişi hem kamuoyunu yanıltmıştır hem de MYK üyesi olduğu partinin genel başkanını yanıltmıştır. Sayın Genel Başkan bu kişiye güvenerek 'işte dosya elimizde, daha ne bekliyorsunuz' diye tüm kamuoyunun önünde açıklama yapmıştır. Ertesi gün Hürriyet gazetesinin haberinden de okuduğumuz üzere o dosyanın aslında gazete haberlerinden, arama motorlarından alınan bilgilerden oluştuğu ortaya çıkmıştır.

CHP'Lİ KILIÇ'TAN JET YANIT

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Ali Kılıç, gündeme getirdikleri Deniz Feneri dava dosyası ve dosyadaki belgelerin “çakma” olmadığını RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın çok iyi bildiğini savunarak, “RTÜK Başkanı'nın telaşı, inkarı ve Alman yargısından kaçması, kendisini hem Türkiye'de yargılanmaktan hem de Alman yargısıyla mali polisinin takibinden kurtaramayacaktır” dedi.

Kılıç, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın, CHP tarafından gündeme getirilen Deniz Feneri dosyasıyla ilgili değerlendirmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Deniz Feneri dava dosyasını getirmelerinin üzerinden 5 gün geçtiğini kaydeden Kılıç, şunları kaydetti: “Dosyada adı geçen ve bu yüzden Almanya'ya gidemeyen RTÜK Başkanı Zahid Akman her zaman olduğu gibi yine inkar yolunu seçti ve 'Dosya çakma' dedi. Aslında dosyanın da dosyadaki belge ve bilgilerin de çakma olmadığını RTÜK Başkanı çok iyi biliyor. Telaşı, inkarı, Alman mahkemesinden, mali polisinden köşe bucak kaçması bundan. Ama RTÜK Başkanı'nın telaşı, inkarı ve Alman yargısından kaçması, kendisini hem Türkiye'de yargılanmaktan hem de Alman yargısıyla mali polisinin takibinden kurtaramayacaktır.”

Muhataplarının Akman olmadığını, Akman'ın Alman yargısı, sonunda da Türk yargısıyla muhatap olacağını savunan Kılıç, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'i göreve çağırdı.

Kılıç açıklamasında, Şahin'in Deniz Feneri dava dosyasını zaman geçirmeden yargıya teslim etmesi gerektiğini belirterek, “O zaman hem Deniz Feneri soyguncularının Türkiye'deki işbirlikçileri hakim önünde hesap verecek, hem de elimizdeki dosya ile Bakanlığın getirtmeye çalıştığı dosyanın belge, bilgi ve içerik itibariyle aynı dosya olduğu ortaya çıkacaktır” dedi.

Seviyesizliğin, düzeysizliğin, iftira atmanın da bir sınırı olması gerekir. Ancak bu kişide gerçekten böyle bir seviye olduğunu göremiyoruz. Nereden, nasıl edindiğini bilmediğimiz bir takım bilgilerle bu kişi zaman zaman kamuoyunun önüne geçerek her halde parti içindeki konumunu güçlendirmek ve kamuoyunun önünde tanınmak istiyor.

Benim bir kamu kurumu yöneticisi olarak bu kişiyi karşıma muhatap olarak alıp elbette ki görüşmemem söz konusu olamaz. Ama avukatlarım bu konuyla ilgili her türlü hukuki çalışmayı yapmaktadırlar. Atılan hiçbir iftira karşılıksız kalmayacaktır.”


“BİZİM KERVANIMIZ YÜRÜYOR”


Uzun süredir çok ciddi bir hukuk mücadelesi verdiğini ifade eden Akman, bu mücadelesinin devam edeceğini bildirdi.

Kendisinin 4 yıldır RTÜK üyeliği ve seçilmesi sonrası da başkanlığı yürüttüğünü anımsatan Akman, ondan önce de hiçbir dönem kamu görevlisi olmadığını kaydetti. Akman, “Hep ticari hayatın içinde oldum. Bu süreçteki ortaklıklarım dile getirilerek sanki, kamu görevi yaparken bu ortaklıkları sürdürüyormuşum gibi bir intiba ortaya koymak etik değildir” dedi.

Akman, bir siyasi partinin başvurusu üzerine konunun yargıya intikal ettirildiğini ve bu sürecin de devam ettiğini belirterek, konunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturulmaya başlandığını dile getirdi.

Yargıya intikal eden bu konuyla ilgili her türlü bilgi ve belgenin Türkiye'ye gelmek üzere olmasına rağmen yeniden “yargıyı yönlendirmeye, etkilemeye, kamuoyunu yanıltmaya yönelik çabaları” ahlaki bulmadığını ifade eden Akman, “Bizim kervanımız yürüyor arkadaşlar. Hiç merak etmeyin gayretlerimiz sürüyor. Çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.

“KAMUOYU ÖNÜNDE GERÇEKLEŞEN TİCARİ FAALİYETLER”


Akman, “bu açıklamalarının bahsedilen ticari ortaklıklarının bulunmadığı anlamına gelip gelmediği” yönündeki soru üzerine de ortaklıkların Ticaret Kanunu çerçevesinde, tüm kamuoyu önünde gerçekleşen ticari faaliyetler olduğunu söyledi. Akman, şöyle konuştu:

“Benim önceden nereye ortak olduğum, şu anda hangi şirketlere ortak olduğum her yönüyle ortaya konulmuştur. Burada yeni bir şey varmış gibi, yeni bir şeyler ortaya çıkmış gibi bir takım haberleri gündeme getirerek yargıyı etkileme çabaları vardır. Beni kamuoyu önünde mahkum ederek, sürekli suçlayarak gerçekten hiç de etik olmayan bir biçimde yıpratmak isteyen bir kişi ve maalesef bu kişiye kanan bir siyasi parti vardır. Ben buradayım, dokunulmazlığım yok. Her türlü yargısal faaliyet için hazır durumdayım. 5-6 aydır hakkımda söylenmeyen şey kalmadı. Ama buna rağmen bir kişi çıkıp bana daha 'bu nedir?' diye sormadı.

Bütün bu iftiraların Türkiye'deki siyasi gerilim ve çekişmeye malzeme yapılması çabalarının elbette yargı önünde hesabını vereceklerdir. Bu konuda son derece kararlıyım. Ancak benim buradaki üzüntüm, yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren bu kişilerin sözüne kanıp kamuoyu önünde zor duruma düşürülen genel başkanlardır. Doğrusu Sayın Genel Başkanın bu konuyla ilgili tedbir almasını da bekliyorum.”

Akman, “bahsedilen ortaklık devam ediyor mu, etmiyor mu?” şeklindeki soruya “Hayır. Şu anda benim mal beyanımda bildirdiğim iki şirkete ortaklığım dışında bir ortaklığım söz konusu değildir” yanıtını verdi.


HÜRRİYET