Geniş güvenlik önlemleri altında tekrar kaldığı Buca Kırıklar F1 Cezaevi’ne götürülen Çakıcı, ifadesinde şu iddialara yer verdi:

"Konuyla ilgili 7 sayfadan ibaret savunmamı sunuyorum. Bu savunmamı idari soruşturma sırasında da yapmıştım. Kandıra Cezaevi’ndeyken hesabımdan para çekildiğini ve kantinden fazla hesap çıkartıldığına ilişkin iddialarımla ilgili Adalet Bakanı açıklama yapınca, ben de bir gazeteye açıklamalarda bulundum. Olayları ayrıntılı bir şekilde anlattım. Ben konuyu, Adalet Bakanı’nın bilmesi için açıklama yaptım, Burada, Adalet Bakanı’na veya herhangi bir kamu görevlisine hakaret etme gibi bir kastım yoktur. Ancak bu açıklama bana aittir. Cezaevinde kaldığım sürece yaşadığım haksızlıklarla ilgili Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne birçok dilekçe yazdım."

"Bunların hiçbiri cezaevinden gönderilmedi. İdari soruşturma sırasında tüm hususlara ayrıntılı olarak cevap verdim. 22 Şubat 2012’deki açıklamalarımı aynen tekrar ediyorum. Benzer şikayetlerimi doğrudan Adalet Bakanlığı ’na, Başbakanlık makamına ve kamuoyuna değişik tarihlerde yazdığım dilekçelerle gönderdim. Yine Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Cezaevi Müdürlüğü’ne de orada kaldığım süre içinde yaşadıklarımı anlattım. Bu dilekçelerimin hepsini savunmama ekliyorum. Tamamının, Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesini istiyorum. Dilekçede yazılı hususları olduğu gibi tekrar ediyorum. Açıklamaların ve beyanlarımın arkasındayım. Toplam 39 sayfadan ibaret savunma ve eklerimin, soruşturma dosyasının içerisine konmasını istiyorum."

'MAKAMLA HİÇBİR SORUNUM YOKTUR'
Çakıcı, ifadesinin devamında, "Buradaki yazı içeriklerini tekrar tekrar doğru olduğunu beyan ediyorum. Benim Başbakanlık makamı ve Adalet Bakanlığı makamı ile hiçbir sorunum yoktur. Her iki makama da saygı duymak zorundayım. Ancak görev yapan insanların şahsi kimliğini sevmek gibi bir zorunluluğum ve mecburiyetim yoktur. Kalmakta olduğum Kandıra İki Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden buraya kendi isteğimle gelmedim. Ayrıca gelmekte istemiyordum. Kandıra Cezaevi’nin yüzde 80’i PKK terör örgütü üyesiydi. Benim burada can güvenliğimle ilgili bir sıkıntım da yoktur. Halen kaldığım cezaevinde 200 PKK terör örgütü üyesi vardır. Burada da yine can güvenliğimle ilgili bir sıkıntı yaşamıyorum. İsteyen varsa ve güçleri de yetiyorsa burada da canıma kast edebilir. Üzerime atılı suçlamalarla ilgili beyanlarımı ve açıklamalarını tekrar ettiğimi söylemek istiyorum" dedi.