Efe denince coşarız, yürüyüşümüz değişir, başkalarına karşı bu özelliğimizle övünürüz, kısaca söz konusu hamaset olunca ayranımız kabarır.

Gelin görün ki, çoğumuz efe kime denir, zeybek kime denir, kızan kime denir, çalı kakıcı kime dendiğini yani işin kültürel yönünü bilmeyiz.

Onu geçtik davul, zurna sesini duyduğumuzda tüylerimiz diken diken olur ama çoğumuz dört dörtlük bir oyun çıkarmakta zorlanırız.

İyi ki, bir Abdürrahim Karademir, bir Mukadder Aksoy ve onların yetiştirdikleri öğrencilerin okullarda ve Halk Eğitimlerde açtıkları kurslar sayesinde çoğu Aydınlı zeybek nasıl oynanır, öğrendi.

Bir ara Atilla Koç Kültür ve Turizm Bakanı olunca Aydınlılar Konya Semazen Ekibi, Edirne Roman Ekibi benzeri Kültür Bakanlığına bağlı Aydın’da da bir Zeybek Ekibi kurulur, ümidine kapılmıştı ama boşa çıktı.

Ne hikmetse başka illerden bakan çıkar ili yatırımda öncelikli hale gelir bizden bakan çıkar Aydın yatırım ve hizmette en sonuncu il olur.

Bu gerçek ne Menderes’in Başbakan olduğu 1950’lili dönemlerde ne de sonrasındaki hükümetler döneminde değişti, değişeceği de yok gibi…

Aydın’a bir Zeybek Ekibi kazandırılması konusunda Aydın Kültür ve Turizm Müdürü Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer çaba göstereceği sözü vermişti, umarım gerçekleşir.

Daha acı gerçek şu ki, daha yakın zamana kadar çoğu Aydınlı Yörük Ali Efe’nin, Sökeli Cafer Efe’nin, İmamköylü Çete Ayşe’nin Demirci Mehmet Efe’nin sadece adlarını bilir, yaptıklarından bihaberdi.

İyi ki, bir Sabahattin Burhan bir Fatih Özkurt çıktı da yazdıkları eserlerden millet Yörük Ali’yi öğrendi.

İyi ki, Asaf Gökbel Kurtuluş Savaşı öncesi hazırlıkları ve sonrası gerçekleşen olayları kayda geçirmiş, o zor günleri o sayede öğreniyoruz.

İyi ki, ADÜ Öğretim üyesi Dr. Günver Güneş var da o günlerde cephede ve gerisinde olanlar hakkında sağlıklı bilgiler edinebiliyoruz.

Yoksa çoğu Çineli genç bilmezdi ilk Kuvay-ı Milliye Teşkilatı’nın Çine’de kurulduğunu…

Kurucuların da Bozüyüklü Hacı Süleyman Efendi, Çineli Kadıköylü Mustafa, Belediye Başkanı Hafız Hidayet Efendi, Çaltılı Molla Hasan,

Dereli’den Molla Emin ve Molla Mehmet, Çineli emekli Cemal Efendi, memur Mustafa Efendi,

Banka Muhasibi İbrahim Ethem Efendi olduğunu çoğunun akrabası bile bilmezdi.

İyi ki, devrin Belediye Başkanı Zafer Savcı ve Efe’nin torunu Merkez Valisi Kayhan Kavas önderliğinde Yenipazar’a bir Yörük Ali Efe Müzesi açılabildi.

Tarihe karşı bu vurdumduymazlık sadece Kurtuluş Savaşı dönemiyle sınırlı değil, bütün zamanlar için geçerli…

Öyle olmasaydı bu millet Sarıkamış hakkındaki hazin gerçeği üççeyrek asır sonra mı öğrenirdi?

Sağ partiler her dönemde Adnan Menderes hakkında oy için ağıtlar yaktılar ama ne var ki, kimse Aydın’a bir Menderes Müzesi açalım demedi.

Ta ki, önceki Aydın Valisi, günümüz İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’e gelinceye kadar… O da bir bürokrat…

Vali Yavuz Selim Köşger bu icraatıyla Aydınlıları bir mahcubiyetten de kurtarmış oldu.

Çünkü Aydın’a gelen her misafirin ev sahibinden ilk isteği “beni Menderes’le ilgili bir esere götür,” oluyor.

Siz de Çakırbeyli’ye götürebiliyorsunuz, yoldan geçerken de utana, sıkıla tek gösterebileceğiniz yapı da Çiftlik Evi oluyor.

Peki, es kaza misafiriniz BŞB Başkanı Topuklu Efe namıyla anılan bir kentte mutlaka vardır sanarak size “beni Milli Mücadele Müzesi’ne götür” derse, ne yaparsınız?

Ne büyükşehrin ne ilçe belediyelerinin bu güne kadar ne bu yönde bir derdi ne de bir yatırımı oldu.   

Oysaki bu konuda bir numaralı sorumlu belediyelerdir, çünkü müze açmak gibi kültür, sanat yatırımları başta büyükşehir yerel yönetimlerin görevidir.

Eski bakanlardan hemşerimiz Doç. Dr. Yüksel Yalova’nın anlattığına göre İlhami Ortekin’in başkanlığı döneminde Aydın’a bir Kurtuluş Savaşı Müzesi açılması gündeme geldi.

Hatta kendisi müzede sergilenmek üzere Ankara’dan tablolar da göndermiş fakat proje gerçekleşmeyince tablolar da sırra kadem basmış.

Hâlbuki Yörük Ali Efe’nin Kurtuluş Savaşındaki Karargâh Merkezi Dalama’ya o günlerin anısına bir müze yapılsa ne kadar isabetli olur!

Ayrıca sanılmasın ki, bir müze açmak bir belediye için boşa yatırımdır öyle olsaydı bir Eskişehir bir Gaziantep bu kadar müzeyi parayı çöpe atmak için mi yaptı?

Bu konuda gerekli olan para değil vizyondur, entelektüel bakıştır, hem sanata yatırım gerek kent insanın moral değerleri gerek kent kimliğinin oluşması için gereklidir.

Eskişehir bu gün bir dönem Aydın’da CHP’den milletvekili adayı da olan Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi, Lületaşı Müzesi, Eskişehirspor Müzesi ve Ticaret Odası Müzesi olmak üzere toplam 20 adet müzeye sahiptir.

Aydın gibi bir kadın, Fatma Şahin tarafından yönetilen Gaziantep’te ise Fıstık Müzesi, Medusa Cam Müzesi, Oyun ve Oyuncak Müzesi gibi 17 müze var.

O sayede Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildi, Gaziantep iç turizmde Paris muamelesi görüyor ve binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor.

Aydın’a ise bir müze yapılamıyor, bu durumda Aydın’ın bir Gaziantep, bir Eskişehir gibi kültür, sanat kenti olacak hali yok ya, elbette kocaman bir köy olur.