Bu röportajda bir bürokratın iki farklı kimliğini okuyacaksınız. Çünkü PTT Genel Müdürü Osman Tural, aynı zamanda Türkiye Tenis Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi. Ekimde İstanbul’da dünyanın en iyi sekiz kadın tenisçisinin katılacağı turnuvayı düzenleyenlerden. Biletler tükendi, sürprizlere hazırlanın.
 
Tenisle nasıl tanıştınız?
 
1988’de kaymakamken İngiltere’ye gönderildiğimde tanıştım. Orada belediyenin kurduğu kortlar vardı, 12 pounda alüminyum bir raket satın aldım, çocuklarımla oynuyordum. 2000 yılında ikinci kez İngiltere’ye gittiğimde bu kez tenise gerçekten başladım. Ders filan da almadan kendi kendime oynayarak öğrendim.
 
Spora yatkın mısınız?
 
Evet, yatkınım. Futbol oynuyordum hatta amatör takımda santrafordum. 16 sene kaymakamlık yaptım, Sinop’tan Elazığ’a, Adana’ya çalıştığım ilçedeki öğretmenevine gidiyordum, TRT’yi açıp Grand Slam’i izliyorduk. Öğretmenevinde kaymakamın istediği kanal açılınca, herkes tenis izliyordu (gülüyor). Tabii kortları bulup tenis oynama imkanım yoktu, bir de tenisin oynanabileceğini bilmiyordum.
 
Futbolda mı iyisiniz, teniste mi?
 
Şu an teniste daha iyiyim çünkü futbol daha yorucu bir spor.
 
Kendi kendime öğrendim
 
Sonra?
 
İngiltere’ye ikinci kez gidip Türkiye’ye döndükten sonra tenise ilgim devam etti. O dönem İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nde çalışan Mehmet Çetin ile tanıştım. O da tenise başlamış. Mehmet Abi ile Ankara’da oynamadığımız kort kalmadı. Meclis lojmanlarının kortundan, Çankaya Belediyesi’ninkine... İki-üç yıl hocasız devam ettik. Sonra kulüplerle tanıştık.
 
Kort ararken başınıza bir şey geldi mi?
 
Mehmet Abi ile öyle zamanlarda tenis oynadık ki... 2004 ve 2005 yıllarında 1 Ocak günü korta giderdik. Çünkü ancak o zamanlar kort boştu! Diğer günler hep dolu. Boş bulduğumuz için sabah 08.00’de gidiyorduk, karları temizleyip oynuyorduk.
 
Son iki dönemdir Türkiye Tenis Federasyonu’nda Yönetim Kurulu üyesisiniz. Yönetimdeki tek bürokratsınız. Neden federasyona girdiniz?
 
Tenise katkıda bulunmak için. Ankara’da kamu görevlisiyseniz, Ankara ile ilişkiler daha rahat oluyor ve federasyon bazındaki hizmetleri rahat yürütebilme imkanınız var.
 
Sizce en iyi tenisçi?
 
Favorim Rafael Nadal.
 
Nadal gibi solak mısınız?
 
Değilim. Nadal her şeyini ortaya koyuyor. Mesela Federer kurnaz bir tenisçi. Her vuruşu farklı, topa iki kez üst üste aynı şekilde vurmuyor, karşısındakinin dengesini de öyle bozuyor. Ama Nadal gücüyle ve kalbiyle oynuyor.
 
Stresimi topa vurarak atıyorum
 
Sizin teniste en güçlü yanınız nedir?
 
Forehand’im iyi, özellikle ikinci serviste yakalarsam direkt sayıyı alırım. Backhand’im çok zayıf.
 
Kadınlardan kimi beğeniyorsunuz?
 
Caroline Wozniacki. Aslında star olacak bir tenisçi değil ama standartını bozmadan oynuyor.
 
Kiminle karşılıklı oynamak istersiniz, öyle bir hayaliniz var mı?
 
Öyle bir hayal kurmadım. Ankara’daki arkadaşlarımla oynayabiliyorsam benim için yeterli.
 
Kim oynadığınız bu arkadaşlarınız?
 
İşadamları. Onlarda tenis aracılığıyla tanıştım.
 
Bu spor hayatınızı nasıl değiştirdi?
 
Spor yaptığım için kendimi iyi hissediyorum. Vurmalı spor olduğu için stres atmanın en kolay yöntemlerinden biri. Tüm sinirinizi toptan çıkarabiliyorsunuz, kimseye kızmanıza gerek kalmıyor. Tenis oynamaya başladıktan sonra daha sakinim. Daha önce çok agresif olabiliyordum.
 
İş hayatınızda disiplinli ve hatayı affetmeyen biri olduğunuzu söylüyorlar.
 
Kortta da öyleyim. Kortta hata yapanlar kafasına raketi yiyecek diye bekliyor (gülüyor). Dolayısıyla kimse benimle partner olmak istemiyor tenis oynarken.
 
Bürokratsınız ve tenis oynayan bürokrat pek yok. Sizden görüp de oynamaya başlayan var mı?
 
Çok var... Şu anki Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, Uşak Valisi Özdemir Çakacak’a başlattık. Maliye Bakanlığı’ndan Ulaştırma Bakanlığı’na pek çok kişi de başladı. Mesela Türkiye genelindeki valiler de tenise başladı ve görev yaptıkları illere kort yaptılar. Örneğin Eski Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, Eski Ağrı Valisi Mehmet Çetin, şu anki Ağrı Valisi Ali Yerlikaya ile geçenlerde oraya gittiğimizde oynadık.
 
Çocuklarınız devam ediyor mu?
 
İsterdim oynasınlar ama okulu tercih ettiler. Dört kızım var. Biri eczacı, biri siyasalı bitirdi, biri tıpta öteki diş hekimliğinde oynuyor. Bu bölümlerde okumanın bedeli de spordan vazgeçmek. Torunlarımı tenisçi yapacağım.
 
Eşiniz ne diyor?
 
Sürekli benimle beraber, izlemeye geliyor. Zaman zaman o da oynuyor.
 
Ne iş yapıyor?
 
Hemşire.
 
Kaç yıldır evlisiniz?
 
28 yıldır.
 
Şampiyonayı zor getirdik
 
Ekim ayında WTA Championships yani kadın tenisçiler arasındaki şampiyonlar şampiyonası İstanbul’da yapılacak ve dünyanın en iyileri gelecek. Teklerde sekiz, çiftlerde dört takım... Üstelik üç sene üst üste yapılacak. Bu organizayonu almak zor oldu mu?
 
Aslında başlamış bir çalışmaydı ve özel sektörden bir kuruluş sözleşme imzalamıştı. Devraldığımızda ödemeler gerçekleştirilmemişti. Spordan Sorumlu Devlet Eski Bakanı Faruk Nafiz Özak bizi talimatlandırdı, görüşmeleri yaptık, sözleşmeyi federasyona mal ederek yeniledik, çok çetrefilli bir süreçti. Çünkü şampiyona daha önce Doha’da yapılıyordu, onlar da tekrar yapmaya hazırdı. Almak zor oldu.
 
Ne kadara mal oldu?
 
Onu söylemeyeyim. Maliyeti önceden belliydi ama biz 6 milyon dolar indirim yaptırdık.
 
Turnuvanın biletleri bitmiş.
 
Turnuva İstanbul’da Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapılacak. Başlangıçta ‘Acaba burayı doldurabilecek miyiz?’ sorusu vardı. 6 bin kişilik bir alanı ayırdık. Ben dolacağına inanıyordum. Şu an final maçı ve final maçı öncesi maçların biletleri satıldı. Yeni bir karar aldık, seyirci koltuğunu 8 bine çıkardık.
 
Sürpriz bir organizasyon var mı?
 
İstanbul’un değişik yerlerinde gösteri maçları olacak. Dünyada hiç yapılmamış bir şey gerçekleştirilecek. İki tenisçi Marmaray’da maç yapacak. İsimler henüz belli değil.
 
Yetenekli çocuklar yetişiyor
 
Turnuvanın katkısı nedir bize?
 
Dünya medyasında İstanbul ve Türkiye yer alacak. Bir de İstanbul 2012’de spor başkenti. Biz bir yıl önce başlatıyoruz. Dünyanın her yerinden spor adamları gelecek ve Eurosport aracılığıyla her yerde izlenebilecek. Tanıtım için biçilmez bir kaftan! Çünkü bu tenisçilerin hepsini bir arada izleme şansı başka turnuvada yok.
 
‘Biçilmiş kaftan’ deyince... Tenisçilere kaftan filan giydirecek misiniz?
 
Yok. Cemil İpekçi kızlara özel kreasyon hazırlayacak, onu giyecekler. Türk ve modern çizgileri olacak.
 
Bu kadar büyük bir organizasyonu yapıyoruz ama teniste ne durumdayız?
 
Alt yaş grubundaki çocuklar çok iyiler. Önemli olan bunları profesyonelliğe götürmek, yukarılara taşımak. Dört-beş sene içinde ilk 100’de pek çok tenisçimiz olacak. 
 
Küçük bankaları bizimle kıyaslamayın
 
Biraz PTT’yi konuşalım. Kimse artık mektup göndermiyor değil mi?
 
Kişisel mektupların sayısı azaldı ama kurumsal ve ticari nitelikli olanlar devam ediyor. Biz hizmet alanlarımızı değiştirdik; bankacılık ve kargoya başladık, dolayısıyla mektuptaki kaybımızı bu alanlarla kapatıyoruz.
 
Kargo ve bankacılık daha mı kazançlı?
 
Değil, mektuptaki kazancı bulabilme şansınız yok. Çünkü hem bankacılık hem kargoyu rekabet ortamında yapıyorsunuz.
 
Siz mektup yazıyor musunuz?
 
Yazmıyorum, cep telefonları çıktıktan sonra... Annemle telefonda ‘Nasılsın iyi misin?’ diye konuşmak varken ona hal hatır sorduğum bir mektubu göndermenin anlamı yok. Dolayısıyla şartlara uygun hizmet çeşidi geliştireceksiniz.
 
Yeni bir şey var mı?
 
Önümüzdeki salı günü Denizbank ile kredi kartı lansmanımızı yapacağız.
 
Avantajı olacak mı?
 
Türkiye ve dünyanın neresine giderseniz gidin posta idaresi var. Öyle küçük bankalarla bizi kıyaslamak mümkün değil, iddialıyız. 
 
4 buçuk milyon dolar kimin olacak?
 
Dünyanın en önemli kadınlar tenis şampiyonası olan WTA Championships, 25-30 Ekim günleri arasında İstanbul’da düzenlenecek. Önümüzdeki iki sene boyunca yine İstanbul’da yapılacak. Turnuvada dünya genelinde gerçekleşen toplam 52 adet kadınlar tenis turnuvası sonunda teklerde en iyi sekiz ve çiftlerde en iyi dört takım İstanbul’da mücadele edecek. Turnuvaya katılan isimler halen devam ABD Açık Tenis turnuvası sonrası kesinleşecek ama şimdiden iki isim belli. Onlardan biri WTA sıralamasında bir numarada bulunan Danimarkalı   Caroline Wozniacki ile Rus raket Maria Sharapova. Wozniacki’nin yıllık geliri 12 buçuk milyon dolar, Sharapova’nınki ise 25 milyon dolar. Sharapova dünyanın en çok kazanan 50 sporcusu arasındaki tek kadın. Çiftlerde ise Çek Kveta Peschke ile Sloven Katarina Srebotnik ikilisi İstanbul’a gelmeyi garantiledi. Turnuvanın para ödülü ise tam 4 milyon 500 bin dolar. 
 
RÖPORTAJ ARKASI
 
Ankara Tenis Kulübü’nde yaptığımız röportaja Osman Tural, elinde raket ve topla geliyor. Önce biraz tenis oynuyor, vole vuruşu son derece iyi.
 
Tenis turnuvalarına katılmış, ikincilik ve birincilik kazanmış ama iyi oynamadığını söyleyecek kadar mütevazı.
 
Yurtdışındaki turnuvalara izleyici olarak gidiyor, iki kez de Fransa’daki turnuvayı izlemiş. Hayali ise Amerika ve Avusturalya’daki turnuvaları izlemek. Uzak olduğu için gidememiş, çünkü vaktinin olmadığını söylüyor.
 
Destek verdiği İnci Öğüt (sağda) röportaj boyunca yanımızda bizi dinledi. Hatta Osman Tural iki İnci’nin arasında oturdu ama bir dilek tuttu mu bilmiyorum. 
 
İnci geleceğin Wozniacki’si
 
Osman Tural, kişisel olarak genç tenisçilere destek veriyor. Onlardan biri İnci Öğüt. İnci, 12 yaşında. Beş yıldır tenis oynayan İnci, Tural ile İstanbul Tenis Kulübü’nde tanışmış. Avrupa’da düzenlenen son dört turnuvada 22 maçtan 21’ini kazanmış. Tural, İnci’nin gelecekte Wozniacki gibi iyi bir tenisçi olacağına inanıyor.
 
Hakkımda bilmediğiniz 5 şey
 
Motosiklet kullanıyorum. 1800 motor Suziki Intruder. Ankara’dan Samsun’a gidip geldim.
 
Samsunluyum. Tarlada güzel tütün dizer, tütün kırarım. Çocukluğum tarlada çalışarak geçti.
 
Evlendiğimde 18 yaşımdaydım. İlk aşkım benim, adı Solmaz, tütün tarlasında aşık oldum. Üniversitedeyken evliydik.
 
Dört kız babası olmak süper bir şey. Kızlarım çok iyi okudular ve sorumluluklarını yerine getiriyorlar.
 
Son aşk mektubumu 1982’de eşime yazdım, zaten sonra evlendik.
 
 
star