Piyasalarda yaşanan son satış dalgasının makro açıdan etkilerini hurriyet.com.tr için değerlendiren iki ünlü akademisyen, gelecek için iyimser tablo çizmezken, yaşananlar için korku filmi benzetmesi yaptı.


Küresel çapta gerçekleşen satış dalgasının henüz başlangıç olduğuna dikkat çeken Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, 'bunlar daha iyi günler' uyarısında bulundu.

Alkin, piyasalarda 3 Mart 2009'da başlayan yükselişin tamamını geri alınabileceği öngörüsünde de bulunurken, küresel çapta gerçek anlamda iyiye gidişin geri dönmesi için elinde doğal kaynak tutan ülkelerin tüketim toplumu haline getirilmesi ve G20 ülkelerin 2050 yılına kadar büyüme oranlarının 1 puan daha artması gerektiğini söyledi.

Piyasalar, Alkin'in belirttiği tarihte son finansal kriz sonrası yaşanan büyük yükselişe başlamıştı. İMKB 100 Endeksi o tarihte 25 binli seviyelerde bulunuyordu.

MAKAS ÇOK AÇILDI

Alkin küresel ekonominin yaşadığı şokları ve çözüm yollarını şu şekilde özetledi:

"1997 yılından beri küresel çapta parasal ekonominin reel ekonominin çok üzerinde seyrettiği bir trend sergileniyor. İşin bu noktaya gelmesine de hükümetler neden oluyor.

Hükümetler bankaların büyüme iştahını kullanarak, merkez bankalarından çok daha fazla likidite arzı yarattılar. Bunun üzerine şirket tahvilleri de eklenince iş daha da büyüdü. Bu tahvillerle herkesin geleceği satıldı. Satılan, çok güzel bir gelecek vaadiydi. Ancak, vaad edilen gelecek ile şu anda gerçekleşenler arasında çok büyük bir makas açıldı.

CHAT'TE TANIŞILAN KIZ HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI

Alkin ortaya çıkan tabloyu ise çarpıcı bir örnekle şöyle açıkladı:

"Diyelim ki, genç bir adam sanal ortamda, yüzünü görmediği bir kadınla tanıştı ve onunla arkadaş oldu. Uzun süre konuşup, sohbet ettikten sonra birbirlerine internet üzerinden aşk beslemeye başladılar. Ancak gün gelip de tanışmak için bir kafede görüştüklerinde, genç adam, konuştuğu kişinin fiziksel özelliklerinin beklediğinin çok altında olduğunu gördü.

"İşin kötü yanı ilişki hissiyat tarafında o kadar ilerlemiş ki, genç adam geri adım da atamıyor.

Yaşanan durumu bu tabloyla özetleyen Alkin, buradan hareketler bankaların tahvillerini satın aldıkları hükümetlerin borç ödeme kapasitelerinin aslında beklediklerinin çok altında olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldiğini söyledi.

İKİ ÇÖZÜM YOLU VAR

Bundan sonrası için iki çözüm seçeneği bulunduğunu belirten Alkin, birincisinin kısa vadeli ikincisinin ise daha acılı ama kalıcı olacağını söyledi.

Alkin, "Bundan sonra artık genç adam için iki seçenek bulunuyor. Bunlardan ilki, genç adam gördüğü genç kadını kabul edecek ve istediği fiziksel güzelliğe kavuşması için 'estetik ameliyat' maliyetini kabul edecek. Bunun anlamı da temerrüt ve zor durumdaki ülkelerin yeniden yapılandırmasını kabul etmektir. Bu durumda herkes kısa vadede kurtulur ancak gemi su almaya devam eder.

"İkinci yol ise bu genç adamın ben büyük bir yanlış yaptım diyerek masadan kalkıp gitmesidir. Bu da şimdiye kadar yapılan tüm yatırım ve harcamaların, harcanan zamanın geride bırakılarak bir anlamda kolun kesilmesi anlamına geliyor. Bu yol seçilirse çok acılı bir süreç yaşanır ve ancak kuvvetlilerin ayakta kaldığı bir sonuç ortaya çıkar. Ancak, ne yazık ki bu yol dünyanın geleceği için en iyi seçenek" dedi.

SALTOĞLU: KORKU FİLMİ GİBİ

Boğaziçi Üniversitesi Ekonmi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu da makro anlamda Alkin'den çok farklı düşünmüyor. Yaşananları, "Benim izlediğim en sert kriz gelişimi, korku filmi gibi her an bir öncekinden kötü" diye özetleyen Saltoğlu, yine makro anlamda büyük çöküşün kısa vadede olmayacağını öngördü.

Saltoğlu, bu noktada kapitalist sistemin böyle büyük bir çöküşe kanının son damlasına kadar savaşmadan izin vermeyeceğine de dikkat çekti.

Saltoğlu, 2009'da başlayan yükselişin uzun vadede geri alınmasıyla ilgili olarak ise, "Bu ihtimal var. Böyle bir riskin içindeyiz. Bunu kimse dışlayamaz ancak kapitalist ekonomi elindeki tüm cephaneleri kullanmadan ve kanının son damlasına kadar savaşmadan teslim olacak bir sistem değil" dedi.

Saltoğlu böyle bir olasılığın, 'bugünden, yarına' gerçekleşmeyeceğine de dikkat çekerek, sistemin şu anda hala bürokrat olsun, iş adamı olsun çözüm umudunu taşıdığını belirtti. Saltoğlu bunun gerçekleşmesi durumunda da Üçüncü Dünya Savaşı gibi topyekun bir çatışmadan çok vuruşarak geri çekilme şeklinde olacağına inandığını söyledi. Ancak, Saltoğlu bunun her durumda acılı bir süreç olacağının da altını çizdi.

Emek KAPLANGİL / hurriyet.com.tr