Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, dünya genelinde 2011'de 700 milyon ton civarında buğday üretimi gerçekleştirildiğini belirterek, ''Şartlar bugüne kadar olduğu gibi devam ederse bundan sonra hasata kadar, yine bunun azalmayacağı geçen sene seviyesinde bir üretim gerçekleşeceği beklenmektedir, dolayısıyla orada, bu manada bir endişe taşınmıyor'' dedi.

Bakan Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) tarafından düzenlenen ''Hubabat Piyasalarını Değerlendirme Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, hasat dönemi öncesinde sektörün gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini konuşup tartışmak, hasat sezonuna risk faktörlerine daha hazırlıklı ve tedbirleri almış bir şekilde girmek için hububat sektörünün üretici kesimiyle, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları ve sektörün diğer bütün paydaşlarıyla bir araya gelerek istişarelerde bulunduklarını ifade etti.

İnsan beslenmesindeki en önemli serin ve sıcak iklim tahıllarının mısır, çeltik ve buğday olduğuna işaret eden Eker, buğdayın ana vatanının Türkiye olduğunu söyledi. Eker, ''on binlerce yıldır bizim yaşadığımız topraklarda buğday üretiliyor, üretilmeye devam ediyor.

Gelecekte de insanlığın beslenmesinde ki en önemli ürün grubunun oluşturacak olan hububatın, Türkiye gen merkezi olması nedeniyle önemini bu topraklar koruyacak ve bu ürünlerin geliştirilmesi, kalitesinin, üretiminin artması, pazarlama ağının sağlıklı şekilde kurulması, sanayinin ticaretinin gelişmesi, lojistik sektörünün gelişmesi çok önem kazınıyor'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin Karadeniz ve Akdeniz olmak üzere iki havza arasında yer aldığını belirten Eker, buğdayın daha çok Karadeniz havzasında üretildiğini güneyde de tüketildiğini söyledi.

Hububat taşımacılığında yeni akslar oluşturulması gerektiğine dikkati çeken Eker, sektörün geleceğinin yapılanmasında, gelecek için sağlıklı bir vizyon oluşturulmasında, pazarlama açısında yeni lojistik aksların oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Eker, dolayısıyla Karadeniz ve Akdeniz arasındaki ticari bağlantıların oluşmasının özellikle hububat piyasaları açısından son derece önemli olduğunu ifade etti.

Dünyada 7 milyar insanın 1 milyarının aç olduğuna işaret eden Eker, bunun insana yetecek olan hububat üretilmemesinden kaynaklı olmadığını, fakir ülkelerin, ekonomik sebeplerle, siyasi yetersizlikle, altyapılarının, stok mekanizmalarının, dağıtım sistemlerinin oluşmaması, uluslararası piyasalardaki fiyat dalgalanmaları, enerji fiyatları gibi nedenlerle bunlara ulaşamamasından kaynaklandığını ifade etti.

Buğday fiyatları ve üretim

Dünyada 2010 yılında buğday üretiminin 653 milyon ton olduğunu hatırlatan Eker, 2011'de 700 milyon ton buğday üretiminin söz konusu olduğunu bildirdi. Eker, ''bugüne kadarki gelişmeler gerek ekilişler, gerekse alınan, katedilen mesafeler itibariyle şartlar, bugüne kadar olduğu gibi devam ederse bundan sonra hasata kadar yine üretimin azalmayacağı geçen sene seviyesinde bir üretim gerçekleşeceği beklenmektedir. Dolayısıyla bu manada bir endişe taşınmıyor'' dedi.

2010 yılında ortalama buğday fiyatının ton başına 608 lira, 2011 yılında ise ton başına 619 lira olarak gerçekleştiğini bildiren Eker, ''piyasanın iyi takip edilip,gerekli tedbirlerin zamanında alınması, müdahale edilmesi gereken noktalarda müdahalelerin yapılması bizim dünyaya nispetli istikrarlı bir süreç yaşamamıza sebep oldu'' şeklinde konuştu.

BUĞDAYDA ÜRETİM FAZLASI VAR

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2011 yılında 21,8 milyon tonluk buğday üretimi yapıldığını belirterek, ''Tüketim ihtiyacımızın 18-18,5 milyon ton olduğu dikkate alındığında, üretim fazlamız olduğu açık tabii. Biz bu üretim fazlasını da sanayicilerimiz bunu alıp değerlendiriyor ve dünyaya ihraç ediyor, bu da Türkiye açısından sevindirici bir gelişme'' dedi.

Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Hububat Piyasalarını Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 2010 yılında, 19,7 milyon ton, 2011'de ise 21,8 milyon tonluk buğday üretimi gerçekleştiğini bildirdi.

Türkiye'nin buğday tüketim ihtiyacının 18-18,5 milyon ton olduğuna dikkati çeken Eker, ülkede üretim fazlası olduğunu, bunu da sanayicilerin alıp değerlendirerek dünyaya ihraç ettiğini söyledi.

Türkiye'nin buğday unu ihracatında, 2002 yılında dünyanın 12'ncisi olduğunu, 2005 yılından itibaren ise Türkiye'nin birinci ya da ikinci sırayı aldığını anlatan Eker, makarna ihracatında da İtalya'dan sonra Türkiye'nin ikinci sırada geldiğini ifade etti.

TÜİK verilerine göre 2011 yılında 1 milyon 985 bin ton un, 404 bin ton makarna, 123 bin ton bulgur, 49 bin ton irmik, 285 bin ton bisküvi olmak üzere toplam 2 milyon 846 bin ton mamul madde ihracatı gerçekleştirildiğini belirten Eker, hububat ürünleri mamul madde ihracatından Türkiye'nin 1,9 milyar dolar gelir elde ettiğini kaydetti.

2012 Ocak ayı verilerinin de sevindirici olduğuna işaret eden Eker, ocak ayında 232 bin tonluk ürün ihracatının olduğunu buradan da 158 milyon dolarlık ihracat geliri elde edildiğini ifade etti.

Türkiye'nin 10 yıl öncesine kadar hububatta kalite sorunu yaşandığını hatırlatan Eker, Türkiye'nin o dönemde yiyecek buğday ununun bir kısmını ithal etmek zorunda kaldığını anımsattı.

Gerek destekleme politikalarında yapılan değişiklikle alınan tedbirlerle gerekse sertifikalı buğday kullanımının artmasıyla üretilen hububatın daha kaliteli hale geldiğini anlatan Eker, üretici ve sanayici lehine bir takım adımlar attıklarını, sadece fiziki muayene esasına göre TMO alımı yerine, kimyasal analizin dayandığı alım sistemini devreye koyduklarını belirtti.

Mehdi Eker, ''artık bir avuç buğdayı makinenin içine yerleştirerek buğdayın içinde ne kadar protein olduğunu tespit edildiğini, adil objektif olunduğunu, subjektif kuralların son bulduğunu'' söyledi.

Sanayici açısından da önceki uygulamanın kalite ve standardı tutturmak bakımından zor olduğunu anlatan Eker, yeni uygulamayla daha önce aynı yerde depolanan düşük ve yüksek proteinli buğdayı ayırarak, ayrı yerde muhafaza imkanına kavuştuklarını ifade etti.

Lisanslı depoculuğu yaygınlaştırmaya çalıştıklarını anlatan Eker, ürünün sadece bir kez nakledilmesi gerektiğini, tarladan depoya oradan da işlenecek olan fabrikaya gitmesi gerektiğini, böylece ürün kayıplarının önleneceğini söyledi.

Eker, Türkiye'de hububat anlamında sorun görülmediğini de belirterek, yağışların uzun sürdüğünü, ülke genelinde kar yağışıyla bereket yaşayacaklarını düşündüklerini sözlerine ekledi.

TMO yeniden yapılanacak

Eker, Bakanlığının yeniden yapılandırma çalışmalarına da değinirken, ''TMO'nun da yapılanması söz konusu, bir takım yeni açılımlar olacak, yeni bir takım yetkiler vereceğiz. Burada oluşturacağımız bir mekanizmayla özellikle sektör paydaşlarıyla daha etkili bir ortaklık, bir işbirliği öngörüyoruz'' şeklinde konuştu.

Hayvansal ürünlerle ilgili müdahale kurumu oluşturduklarını da kaydeden Eker, üretici ve tüketici lehine piyasa fiyat dengesini koruyacak bir yapı öngördüklerini, hem ette hem de sütte fiyat dengesi bozulduğunda buna müdahale edecek bir kurum konusunda çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Bu konuya ilişkin teknik çalışmanın yapıldığını anlatan Eter, ''Tabii bu istişare ediliyor. Fikir alıyoruz, görüş alıyoruz Türkiye için en idealini bulup beraberce hayata geçireceğiz'' dedi.

Sektör olarak tarımın altyapı sorunlarının giderilmesi, gelecekte daha sağlam yapıya kavuşması ve rekabet edebilme kabiliyetini artırmasının gelecek açısından kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Eker, aldıkları tedbirin doğru olduğunu sonuçlardan da gördüklerini söyledi.

Geliştirdikleri politikalar, uyguladıkları tedbirler ve hazırladıkları projelerle Türk tarım sektörünün düne göre çok daha verimli bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Eker, ''Türkiye 24 milyon hektar alanda üretim yapıyordu, 7,5 milyon insan tarım sektöründe çalışıyordu, 23 milyar dolarlık tarım hasılası elde ediyordu.

Dünya tarım hasılası sıralamasında 11'inci sıradaydı. Bugün Türkiye aynı alanda daha az insanla 62 milyar dolar hasılayla son 3-4 yıl içinde 7'nci büyük tarım hasılası ülkesi haline geldi. Avrupa'da bir numara oldu. 2013 hedefi, 150 milyar dolar'' diye konuştu.