İstiklal Savaşımızın komutanı Cumhuriyetimizin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü için okullarımızda yapılan anma toplantılarında ortaya çıkan ve adeta tapınmayı akla getiren ritüeller toplumda infiale sebep oldu.

Anma gösterisi düzenleyen öğretmenler, Cumhuriyetin kurucu ilkelerini ki, şu anda bir siyasi partimizin de ilkeleridir.

Bu ilkeleri çocuklarımıza öğretmek maksadıyla yaptıklarını düşündüğümüz seremonide küçük yaştaki öğrencilerini kurucu liderin fotoğrafları önünde secde ettirmek tam bir rezalettir.

Bu rezaleti yapan ve izin verenler hakkında mutlaka soruşturma açılmalıdır.

Toplumun değerleriyle çatışacak şekilde başka bir değerin sahiplenmesine kesinlikle tolerans göstermemeli ve tekrarına bir daha asla müsaade edilmemelidir.

Toplumun değerleri üzerinde yapılan ayrıştırıcı ve tepki çekecek uygulamalar, özellikle okullar ve devlet kurumlarında yapılmamalıdır.

Milletimizin sevgi, saygı ve hoşgörü sınırlarını zorlamak değer çatışmalarına zemin hazırlanmamalıdır.

 

***

 

Karaköy'de başörtülü üniversite öğrencisine çirkin saldırı yapıldı.

Saldırıyı yapan bir kadın.

Anlıyoruz ki, bazılarında hazımsızlık sokakta kendi halinde yürüyen insanımıza saldıracak raddeye gelmiş dayanmış.

Maalesef toplumumuzda böylesi ruh hastaları çoğalıyor.

Olayla ilgili Başsavcılık soruşturma başlattı.

Ve saldırgan önce gözaltına alındı, ardından toplumda kin ve düşmanlık duygularını kışkırtmak suçunu işlemek iddiasıyla tutuklandı.

Umarım gereken cezayı alır.

Saldırgan kadın daha önce de Marmaray'da

da olay çıkarmış.

Yani bu ilk değil.

Anlaşılan oldukça tahammülsüz bir ruh haline sahip.

Karaköy'de yaşanan insanlık dışı olayı toplumun tüm kesimleri karşı çıkmalıdır.

Özellikle, CHP ve kendilerini laik olarak tanımlayan yurttaşlarımız yapmalıdır.

Ülkemizde, birbirimizin haklarına saygı duyarak yaşayabilme irademizi herkese ilan etmeliyiz ki, fanatik ve sapıklar haddini ve yerini bilsin ve büyük çoğunluğun iradesi altında ezileceklerini anlasınlar.


***


Geldiğimiz nokta hiç hayra alamet değil.

Bir zamanlar birlikte yol yürüdüğü arkadaşlarını şimdi farklı düşünüyor ve başka yol arıyor diye "Düşmanlıkla, hainlikle" suçlayanlar, özellikle üslubuna ve söylemlerine dikkat etmelidir.

Yeter artık!

Nedir bu düşüncelerini ve eylemlerini kutsama arzusu, anlamak mümkün değil.

Sanırsın hakikat tekellerinde.

Güç ellerinde ya, farklı düşüneni "Öteki" yapmayı kendilerine hak görüyorlar.

Partileri ve grupları için bu özensiz dili kullanan ve yargılama hakkını kendilerinde görenlere soruyorum.

Sizler, evlerinizde eşiniz, evlatlarınız, kardeşleriniz, anneleriniz ve babalarınızla farklı düşündüğünüzü gördüğünüzde aynı şekilde mi davranıyorsunuz?

Gerçekten öğrenmek istiyorum.

Biz hepimiz milletimizin asırlardır oluşturduğu irfan mektebinden beslenmedik mi?

Biz değil miyiz vatan yaptığımız coğrafyada insanların inancına karışmayan.

Farklı dinden olanları saygılı davranan.

Onlarla acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşan?

Ne oluyor bize?

Tahakküm etmenin kışkırtıcılığına niçin bu kadar hevesliyiz?

 

***

Dünya görüşünü, inançlarını, hayat tarzını; bir siyasi parti, dernek ve sendikayla sınırlayarak kendini ifade edenlere sözüm;

eğer siz, ait olduğunuz cemaat, tarikat, grup, parti, dernek ve sendikayla değer yargılarınızı, dünya görüşü ve inançlarınızı sınırlandırıyorsanız, kusura bakmayın sizler, sizi siz yapan değerlerin değil, sadece içinde bulunduğunuz parti, sendika, dernek, tarikat, cemaat ve grubun adamısınız demektir, değerlerin, inançların ve dünya görüşünün değil.

Tahammülsüzlüğün esas sebebi budur.

Size benzemeyenlere bu yüzden tahammül etmiyorsunuz.

Çünkü taassubun kör kuyusundasınız.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!