Yavuz Donat, sohbet sırasında, Özgür Özel’in “İlk defa duydum!” dediği bir ilginç mektuptan da söz etti.

Mektup, AK Parti-CHP arasındaki ‘normalleşme’yi yakından ilgilendiriyor.

Ve bu mektup, özü itibari ile AK Parti’de ve CHP’de ‘normalleşme’yi istemeyenleri öfkelendirecek bir mektup.

Yavuz Donat’ın yazısında ilgili bölüm ve o mektubun ayrıntıları şu şekilde;

***

“DEMİREL'DEN... ÖZAL'A MEKTUP

Günün geç bir saatiydi... Gece yarısı.

Özgür Özel bütün gün koşturmuştu... O toplantı... Bu toplantı.

Yemeğe ayıracak zaman bulamamıştı.

O çorba içti, akşam yemeği niyetine... Ben de kahve.

Bu arada... Zaman tünelinden bir anı anlattım... Tanığı olduğum bir olayı... Özetle...

Başbakan Turgut Özal, Amerika'dan dönmüştü... Ameliyattan.

Süleyman Demirel, bir mektup yazdı... 'Eşim ve ben geçmiş olsun dileklerimiz iletiyoruz' tadında, dostça bir mektup.

Fakat... Aradan bir hayli zaman geçti... Özal'dan, Demirel'e iki satır da olsa teşekkür yazısı gelmedi.

Demirel incindi... Bana anlattı... Ben de yazdım... Tercüman Gazetesi'nde.

Yazımın yayınlandığı gün... First Lady aradı... Semra Özal:

Turgut Bey'e böyle bir mektup gelmedi... Turgut Bey de ben de Sayın Demirel'den gelecek böyle bir mektuba yanıt vermeyecek insanlar mıyız? Ne olur bunu yazın... Çok ama çok üzüldük.

O MEKTUBA NE OLDU?

Semra Özal'ın telefonunu... Anlattıklarını... Turgut Özal'ın ne kadar üzüldüğünü yazdım. Telefon... Arayan Demirel... "Zamanın varsa konuşmak istiyorum... Yüz yüze" dedi. Buluştuk... Güniz Sokak 31 numara... Alt kat.

Osman Gökçek: Mansur Yavaş'la ilgili büyük bir yolsuzluk dosyası açıklayacağım
Osman Gökçek: Mansur Yavaş'la ilgili büyük bir yolsuzluk dosyası açıklayacağım
İçeriği Görüntüle

Demirel... Benim yazımı okuyunca... Koruma müdürünü çağırmış... Yazdığım mektubu, Başbakanlık'ta kime verdin?

Koruma müdürünün yanıtı... "Efendim... Sizin selamınızı söyleyerek, bizzat, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Tevfik Ertürk'e verdim."

Demirel... Mektubun Özal'a ulaşmadığını söyleyince... Koruma müdürü, soluğu Başbakanlık'ta almış... Özel kalemde... Durumu anlatmış. Tevfik Ertürk, hemen Başbakanlık konutunu aramış... Konuşmuş... Ve Demirel'in koruma müdürüne dönmüş... "Sayın Demirel'e lütfen saygılarımı söyleyin... Mektup, Başbakanlık konutunda... Klasörde." Süleyman Demirel, bunları ayrıntıları ile anlattı... Ve bir ricada bulundu: Bu konuştuklarımızı yazma... Zira Tevfik Ertürk, sıkıntıya girebilir... Onun bir ihmali, kusuru yok... Anlaşılıyor ki, benim mektubumu, Turgut Özal'ın okumasını istemeyen birileri var.

DÜNDEN BUGÜNE

Zaman tünelinden... Özel arşivimden... Bu olayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e anlattım... Detaylarıyla. "Özgür Bey" dedim: Dün... Özal ile Demirel ilişkilerinde bir yumuşama, normalleşme olsaydı... İki tarafta da bazı kişiler devre dışında kalacaklardı. Bugün... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sizin... AK Parti ile CHP'nin ilişkilerinde... Türk siyasetinde... Yumuşama ve normalleşme devam ederse... Yine iki tarafta da açığa düşecek... Devre dışı kalacak isimler olabilir. Özgür Özel, anlattıklarımı dikkatli dinledi... Ve dedi ki...

İŞSİZ KALACAKLAR

Demirel'in Özal'a mektubu... Mektubun Özal'dan saklanışı... Ve olup bitenler... Yaşananlar... Yarın yaşanacaklar... Özgür Özel dedi ki:

 Çok ilginç bir olay... İlk defa sizden dinliyorum.

 Doğruyol Partisi Lideri Demirel'in mektubunu Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Özal'a vermiyorlar... Neden? 'Verirsem ve ilişkilerinde bir normalleşme olursa bana burada iş kalmayacak' diye düşünüyorlar.

Söyledim size... Bugün iki partide de yumuşama, normalleşme karşıtları mevcut... Gerginlikten beslenenlerin rahatsızlığı meselesi.”