Wikileaks belgelerinden sonra her şeye çok daha kuşkucu bakar oldum. Misal:
İstanbul Modern’de çok güzel bir sergi açıldı.
National Geographic dergisinin ustalarından Steve McCurry’nin, üretilen son Kodachrome filmiyle çektiği fotoğraflar...
Fikir nefis... Sergi harika... Fotoğraflar müthiş...
McCurry ismini dünya, 1985’te National Geographic’in kapağında basılan “Afgan Kız” fotoğrafıyla tanımıştı. Tarihin en bilinen fotoğraflarından biri sayılan o kare, “modeline” değilse de çekene büyük ün kazandırmıştı.
Peki böyle bir sergi, niye kuşku uyandırıyor zihnimde?
* * *
Dedim ya; Wikileaks yüzünden...
Tarihe mal olan bir başka Afganlı kadın fotoğrafı daha var:
O da geçen sene Amerikan Time dergisinin kapağında çıkmıştı. Taliban tarafından burnu kesildiği söylenen Afgan kız bize bakıyor, Time da kapaktan mesajı veriyordu:
Afganistan’ı terk edersek ne olacağının resmidir.”
Bu kapak çıktığında tarih, 9 Ağustos 2010’du.
Beş ay önce, 11 Mart 2010’da CIA, “Çok Gizli” bir rapor hazırlamıştı. Wikileaks’ten sızan o raporun başlığı şuydu:
“Afganistan’daki NATO misyonuna Batı Avrupa desteğinin sağlanması...”(http://mirror.wikileaks.info/leak/cia-afghanistan.pdf)
* * *
Hollanda, Afganistan’daki birliklerini çekmişti.
Almanya ve Fransa da çekerse operasyon çökerdi.
CIA, propaganda savaşı öneriyordu. Afganistan işgalinin devamı için, Batı’da kamuoyu desteği sağlanmalıydı.
Bu da en iyi, Afgan kadını kullanılarak yapılabilirdi.
Rapordaki cümleleri aynen alacağım:
“Afgan kadınları, Taliban’la mücadeledeki NATO rolünü insanileştirmede ideal simge olarak hizmet edebilir. (...) Medyanın, Afgan kadınlarına, kendi hikâyelerini Fransız, Alman ve diğer Batılı kadınlarla paylaşma fırsatı vermesi, Avrupalı kadınlar arasında, Afganistan’daki NATO misyonuna dönük yaygın karamsarlığı dağıtabilir. (...) Afgan kadınının itiraflarını işleyen medya haberleri, özellikle kadınlar üzerinde çok etki yaratabilir.”
* * *
Bu rapordan 5 ay sonra, 18 yaşındaki Afgan kızı Bibi Ayşe’nin öyküsü, National Geographic’in kapağında yer aldı. Sonradan kızın burnunu Taliban’ın değil, yobaz ailesinin kestiği anlaşıldı. Üstelik bu vahşet, ülke NATO işgali altındayken yaşanmıştı, ama ne gam!
Kimse bu ayrıntılara takılmadı.
Amaç hasıl olmuş, oğullarını işgale yollamaktan çekinen Batılı kadınları ikna için Bibi’nin fotoğrafı kullanılmıştı.
İsterseniz “kötü niyet” deyin:
Bu raporu okuduğumdan beri, 1985’te, ürkek gözlerle görüntülenen o güzel kızın da bilmeden, bizi Afganistan’daki Ruslardan korkutma misyonunu üstlendiğini düşünüyorum.
* * *
Konuyla ilgilenenlere bir kitap tavsiye ederek bitireyim:
Frances S. Saunders’in “Parayı Verdi, Düdüğü Çaldı” kitabı (Kırmızı, 2009), “Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı” üzerine harika bir inceleme... CIA’in soğuk savaşta Avrupa’da “kültürel özgürlük” adı altında verdiği propaganda savaşını anlatıyor.
Wikileaks’ten beri hangi gizli çekilmiş fotoğrafa baksam, hangi karanlık ağızdan “özgürlük” lafı duysam, burnuma yalan kokusu geliyor.