Ancak Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı, Özal’ın zehirlenip zehirlenmediğinin anlaşılmasının çok zor olacağı görüşünde...

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun raporunda Özal’ın böcek veya tarım ilacıyla zehirlenmiş olabileceği ihtimaline yer verildi ve merhum cumhurbaşkanının mezarının açılarak test yapılması önerildi. Ancak Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı, 19 yıl sonra zehirlenip zehirlenmediğinin anlaşılmasının çok zor olduğunu savundu. Çok sayıda zehir türü olduğunu dile getiren Hancı, şunları söyledi: “Örneğin böcek ilacı yağ ve iç organlarda birikir ve ancak bu bölgelerden alınacak numunelere yapılacak otopsiyle anlaşılır. Arsenik ve kurşun gibi ağır metaller ise çok uzun yıllar kişinin vücudunda kalır. Siyanür, amonyak türü ağır olmayan elementlerin etkisi ise 1-2 günde geçer. Özal’ın ölümünün kilit noktası arsenik olup olmadığı.”

‘Toprağa da bakılmalı’

“Her kemik parçasından zehirlenme anlaşılır. Arsenik veya kurşunla zehirlenme var ise birkaç parka saç teli veya bir kemik parçasından öğrenilebilir. Saç telinin kökten koparılmış olması da gerekmez. Özal, ülkenin en tepesindeki ismiydi. Nasıl olur da öldüğünde otopsi yapılmaz? Sadece kemik ve saç örneklerinden değil, Özal’ın naaşının olduğu topraktan da parçalar alınarak incelenmelidir.”

Savcılık raporu istedi

Özal’ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) Özal’ın ölümüne ilişkin hazırladığı raporu istedi. Alınan bilgiye göre, Savcı Çetin, DDK’ya yazı yazarak, Turgut Özal’ın vefatıyla ilgili raporun gönderilmesini talep etti. Savcılığın, raporda yer alan bilgileri inceleyeceği kaydedildi.

Gül: Semra Özal’la en kısa sürede görüşeceğim

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, DDK’nın raporu ve merhum Cumhurbaşkanı Özal’ın eşi Semra Özal’ın kendisiyle görüşme talebini değerlendirdi: Geçen sene de hatırlayacaksınız, bununla ilgili çok yoğun tartışmalar oldu ve bu talimatı verdim. İlk defa gayet kapsamlı bir çalışma yapılmış oldu. Buradaki maksat şudur, iddia edilen çeşitli şüpheler var, aile tarafından, çeşitli toplum mensupları tarafından, bütün bunların neticeye kavuşması, varsa herhangi bir tereddütlük durum, bunların tamamen açıklığa kavuşturulması için bu talimatı verdim, DDK da kapsamlı bir çalışma yaptı. Birçok bilim adamlarının kurduğu komitelerin raporları zaten yayımlandı, bunları görüyorsunuz. Semra Hanım’la da en kısa süre içerisinde görüşeceğim, kendisinden kanaatini alacağım. Bir tek arzum şudur; bu tip tartışmaların bundan sonra devam etmemesi, bitmesi ve herhangi bir şeyin karanlık zihinlerde kalmaması. Bunun çok köklü geleneği olan devletimizin yapması gereken bir iş olarak düşünüyorum.”