Bugünlerde yolunuz Şişli"ye düşerse mağazaların vitrinlerine her zamankinden daha dikkatli bakın. Çünkü vitrinde kitap okuyan, uyuyan ya da yemek yiyen biriyle karşılaşabilirsiniz

Saat: 9.20. Yer: İstanbul, Şişli YKM mağazasının önü. Yoldan gelip geçenler pür dikkat vitrine bakıyor ama şık kıyafetleri ya da ayakkabıları değil vitrindeki çocuğu görmek için... Üstünde pijamalarla vitrinde dolaşan bu çocuk YKM"nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği Benim Vitrinim adlı vitrin tasarım yarışmasının bir parçası. 31 Aralık"a kadar YKM Şişli mağazasının vitrininde yaşayacak.

Ona Vitrindeki Çocuk diyorlar. Gerçek adını söylemesi ise yasak. Mağazanın vitrini tam bir eve benzemese de pek de bir eksiği yok! Yatak, koltuk, plazma tv, laptop, buzdolabı kısacası neye ihtiyacı varsa... Vitrinde yatıyor, kalkıyor, yemek yiyor, uyuyor, film izliyor. Üzerinde onu 24 saat gözetleyen üç tane kamerayla... Gelende gece geç saatlere kadar oturup 10-10.30"dan önce yataktan kalkmıyor. Biz de ona yani vitrinine konuk oluyoruz. Tam da kameranın karşısına oturtuyor bizi, ardından kahve hazırlıyor. Biz bütün bunları yaparken vitrinin önünde bir sürü insan birikiyor, gelen geçen tuhaf tuhaf bakıyor. 10-11 yaşlarındaki oğlunun elini tutan bir kadın yan gözlerle bizi izliyor ama yüzümüzü ona dönünce hızla uzaklaşıyor. Eee ne de olsa bir mağazanın vitrininde kahve içip sohbet eden insanlara pek de rastlanmıyor.

Vitrindeki Çocuk 22 yaşında, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi"nde endüstri tasarımı eğitimi alıyor. Kameralara ise alışık çünkü iki yıl bir televizyon kanalında ekstrem sporlarla ilgili bir program sunmuş. Vitrindeki Çocuk projesi ortaya çıktığında hem ailesi hem de arkadaşları ona "Yapamazsın" Sen o vitrinde sıkılmadan nasıl yaşayacaksın?" demiş ama o "Yaparım" deyip vitrindeki yerini almış. Burayı adeta evi gibi düzenlemiş, mobilyaların yerlerini rahat edebileceği şekilde değiştirmiş, evden getirdiği bir, iki eşyayı da yerleştirmiş. Tamam, her şey güzel ama vitrinde yaşamak, üstelik 24 saat kameralarla gözetlenmek zor değil mi? Vitrindeki Çocuk bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Burada kamera olduğunu unutuyorum. Zaten sadece yaşamıyor aynı zamanda vitrinde tasarlıyorum. Üstelik her gün farklı bir konseptte... Okuldayken bazen bahçede de çalışıyordum. O zaman da beni bir sürü insan yokluyordu. Burada rahatsız edici hiçbir şey yaşamadım. İnsanlarla aramda bir barikat var: Camlar! Üstelik güvenliğim de var, beni 24 saat koruyorlar." O böyle dese de camdan üstelik küçücük bir odada yaşamak zor görünüyor. "Amannnnnn" diyor, "Hiç de küçük değil, Şişli Cami"sine kadar olan yer benim gibi geliyor. Hem burada yaşamak niye zor olsun ki? Burada kral benim. Ne istesem geliyor. Altım kuru, karnım tok, sırtım pek. Daha ne olsun?"

KİRA YOK, DERT YOK

Peki, acaba onu izleyenler nasıl tepki veriyor? Şimdiye kadar negatif bir durumla karşılaşmadığını söyleyen Vitrindeki Çocuk "Dışarıdaki insanlar süper. Burada iki kişi burada durdu mu 10 kişi geliyor, bir kişi durmazsa kimse durmuyor. Dışarıda bir diafon var, onun vasıtasıyla konuşuyoruz. Genelde şöyle oluyor: İlk önce ellerini arkaya kavuşturmuş bir adam geliyor, bakıyor, bıyığını buruyor. Sonra bana "Evladım senin amacın ne" diyor. Konsepti anlatıyorum, "Kira yok, dert yok, bir hafta burada yaşayacağım" diyorum. "İyiymiş" deyip gidiyor. Kadınlar geliyor izlemeye. Onlar daha çok mutfak kısmıyla ilgileniyor. "Şu tavadan bizde mi alsak" diye aralarında konuşuyorlar. Çocuklar için televizyonda çizgi film açıyorum, gelip izliyorlar." Şişli"ye gelemeyenler ise onu internetten izliyor, mesaj yazabiliyor. Vitrindeki Çocuk"a en çok gelen mesajlar dağınıklığıyla ilgili. Ona "Bu kadar pasaklılık olmaz" diyenler var, bir de ismine itiraz edenler... "Ne biçim çocuk bu, sakalları var" dediklerini anlatıyor gülerek. Burada sık sık misafir ağırladığını anlatan Vitrindeki Çocuk annesinin de onu ziyarete geleceğini üstelik ona yaprak sarması getireceğini söylüyor. Kim bilir belki sizi de ağırlar, bir ziyaret edin isterseniz...

Star