Hiç bir evlilik kararı bir gün bitecek diyerek alınmaz. Her şey toz pembedir önce. Birbirine aşık olarak ilişkiye başlayan çiftler "ölüm onları ayırana kadar birlikte yaşamak" üzere bir karar verirler. Bu durumun kültüre yansıması "bir yastıkta kocamak, nikahta keramet vardır, evlilik kutsaldır" gibi sözlerde hayat bulur. Düğünler; törenler ve merasimlerle yapılır. Danslar, ikramlar, kutlamaların olduğu aylarca haftalarca hazırlık yapılan bir düğün gecesiyle bu karar taçlandırılır. Evlenen çiftin çevresinde boşanma gibi durumlar yaşansa da, kişiler kendi başına asla böyle bir şey geleceğini düşünmeyebilir. Derken bir gün büyü bozulur, perde iner. Sonsuza kadar evet, diyerek coşkuyla bağıran taraflardan biri ya da ikisi boşanma kararı almış ya da almak üzeredir..

Günümüzde boşanma rakamlarına bakıldığında ciddi bir artış olduğu görülmektedir. Boşanmayı en basit şekilde evliliğin sonlandırılması şeklinde tanımlayabiliriz. Ne yazık ki, benim başıma asla gelmez, diyen çiftlerin çoğu bir anda ya da bir sürecin sonucu olarak bu karara yönelebilmektedir. Boşanmaların en çok belirtilen nedenleri arasında; şiddet, iletişim problemleri, zina, aşkın bitmesi, geçim sıkıntıları, çocuğun olmaması, cinsel problemler gibi bir çok neden bulunabilmektedir. Sebebi her ne olursa olsun, evlenmek gibi boşanmak da her iki taraf için çok yönlü düşünerek alınması gereken bir karardır. Nihayetinde evliliği sonlandırmak, ilişkinin ve mevcut düzenin kaybı demektir. Ve her kayıp gibi ilişkinin kaybında da taraflar bir yas ve ardından uyum süreci yaşarlar. Mutsuz ve partnerlere gerçekten zarar veren bir evliliği sürdürmektense boşanmak ve yeni bir hayat kurmak elbette ki daha sağlıklıdır. Ancak böyle bir karar verilmeden önce, sağlıklı bir değerlendirme yapılmalı; mutlaka bir uzman değerlendirmesine başvurulmalıdır.

KARAR VERMEDEN ÖNCE KENDİNİZE SORUN!

1) "Boşanma kararı aldım çünkü ..." şeklinde başlayan cümlelerle kendi nedenlerinizi yazın. Her bir madde için kendinize şu soruları sorun. Bu problemin oluşmasında tüm hata karşı tarafın mı? Bu problem gerçekten çözümsüz mü? Problemi sağlıklı şekilde çözmek için kendi adıma elimden geleni yaptım mı?

2)İçinizde bir yerlerde, bana şu şekilde davranmasa (örneğin, beni anlasa, dinlese) her şey güzel olurdu diye düşünüyor musunuz? Eşinize karşı sevginiz hala devam ediyor mu?

3)Çoğu zaman iletişim problemleri sevginin önüne geçer ve taraflar sürekli birbirini suçlamaktan, kendilerini savunmaktan bir adım ileri gidemez. Tartışmalarınızı düşünün, sürekli suçlayan/savunan ya da kimin haklı olduğu meselesine dönen tartışmalar içinde misiniz? Sağlıklı tartışmalar sürdürebilseydiniz problemlerin çözülmesi mümkün olur muydu?     

4)Eşinizin sizi anlamadığını ya da sevmediğini belirtirken, eşinizin sevgi dilini bildiğinizden gerçekten emin misiniz? Yoksa siz de onu tam olarak anlamıyor olabilir misiniz?

5)Size sihirli bir değneğim olduğunu ve eşinizin şikayet ettiğiniz tüm özelliklerini değiştirebileceğimi söylesem, sabah birlikte uyandığınızda gerçekten mutlu olur muydunuz? Yoksa her şey değişse bile artık onu görünce mutlu olmanız imkansız mı?

6)Çevreniz tarafından objektif yönlendirilmediğinizin farkında mısınız? Çiftler yaşadıkları sorunları aileleri ve arkadaşlarıyla paylaşır. Sıklıkla şöyle bir durum gelişir. Siz arkadaşınıza yaşadığınız tartışmayı anlatırsınız, arkadaşınız tüm iyi niyetiyle: "bırak şu adamı/kadını artık çekmek zorunda değilsin, sen daha iyilerine layıksın" der. Bir diğeri " ararsa hemen açma soğuk konuş, gece de yatağa alma da aklı başına gelsin" gibi tavsiyelerde bulunur mesela. Bu öneriler her ne kadar iyi niyetli olsa da farkında olmadan haklı olduğunuz düşüncesi desteklenir ve olumsuz duygularınız beslenir. Ya da gerçekten size zarar veren bir durum vardır, ama anlattığınız kişi size "abartma canım o kadarı her evlilikte olur" deyince kendinizi sorgularsınız.

7)Boşanma noktasına gelen çiftler karşı tarafı suçlayarak " sen şöylesin, senin yüzünden" ifadelerini sıklıkla kullanır. Peki ya siz gerçekten ilişkinizi desteklemek, güçlendirmek adına güzel adımlar attınız mı? Yoksa hep beklenti içinde miydiniz ?

8)Eşinizi değiştirmeye çalışırken, "ben buyum" dediniz mi? Aslında bir çoğumuzun sıklıkla duyduğu ama kulak arkası ettiği bir gerçek bu. Başkasını değiştiremezsiniz ! Değiştirmeyi elbette denersiniz ama bir süre sonra karşı taraf yönlendirmeleriniz ve taleplerinizden bunalarak sevmediğiniz davranışları artırır. Söylemlerinize karşı duyarsızlaşır. Evet ama o böyleyken bir arada olmak çok zor, diyebilirsiniz. Mevcut durumdan memnun olmayabilirsiniz ama belirtmeliyim ki değişmesi gereken ve tek değiştirebileceğiniz kişi sizsiniz. Sizin tavrınız, duruşunuz, davranışınız değişince karşı taraf da farklı davranmak zorunda kalacaktır.

9)Amacınız bir elmanın iki yarısı olmak mı birlikte mutlu iki farklı elma mı? Evlilik içerisinde kendinize alan açarken partnerinizi de kendi alanında yalnız bırakabildiniz mi ? Yoksa her an birlikte olmak, her şeyi birlikte yapmak mı istediniz ? Ne kadar aşkla da birleşse yollar, sağlıklı olan partnerlerin özel ilgi alanlarını sürdürmesi evliliği her şeyin merkezine almamasıdır. Ancak bu şekilde partnerler daha özgür ve daha sağlıklı bir ilişki sürdürebilir.

10)Göz ardı edilen, konuşulmayan cinsel problemler var mı? Evliliği sağlıklı şekilde sürdürmek için duygusal yakınlık kadar fiziksel yakınlık da önemlidir. Bazen partnerlerden birinde ya da ikisinde cinsel isteği azaltan ya da sürdürmenin önünde engel bir takım sağlık problemleri olabilir. Bu gibi durumlarda, partnerlerin destek almak istememesi konuyu yok saymaları da ilişkiye arka planda gerçekten zarar vermektedir.

                Değerli okurlar; eğer bir ilişkide aldatma, şiddet gibi taraflara zarar veren sağlıksız durumlar yoksa ve hala içinizde bir yerde "seviyorum aslında ama..." diyebiliyorsanız son kararı vermeden önce mutlaka bir çift terapisine başvurmanızı öneririm. Çift terapisi sonucunda da  boşanma kararı verilebilir. Sağlıklı bir değerlendirme sonrası son kararı verecek olan yine partneriniz ve sizsiniz. Ancak çoğu zaman bu terapilerden ilişkiler güçlenerek çıkmakta, partnerler daha sağlıklı iletişim kurmayı öğrenmektedir. İleride pişmanlık yaşamamak ve keşkelerle yola devam etmemek adına, hem kendiniz hem de ilişkiniz için mutlaka uzman desteği alın.

Aşkla kalın.

Uzm. Psk. İrem Aydınlar