CHP"nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, belediye şirketlerinin borçlarının 2 milyar 63 milyon doları bulduğunu, İBB"nin birçok gelirinin 2022 yılına kadar ipotek altında olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “21. yüzyılda Düyun-u Umumiye İdaresi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi"nde taht kurmuştur” dedi.
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Kadir Topbaş"a “Açıkla, açıklamazsan ben açıklayacağım” dediği İBB iştiraklerinin bilançolarını açıkladı. Kılıçdaroğlu, “İBB"ye bağlı 23 büyük şirketin, bilançoları, gelir gider tabloları İstanbullulara açıklanmamıştır. Zorunlu olarak biz açıklıyoruz” dedi.
21 şirketten 3"ünün zarar, 18"inin ticari kâr beyan ettiğini, zararların toplamının 17 milyon 950 bin TL, kalan 18 şirketin ticari kârının da 296 milyon 565 bin TL olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Hazine"ye de borç
“Bu sonuçlar olumlu gibi görünmekle beraber, bilançolar incelendiğinde farklı bir tablo ortaya çıkıyor. 21 şirketin 31 Aralık 2007 tarihi itibariyle kısa ve uzun vadeli borçları 2 milyar 407 milyon 524 bin TL. 2007 yılı sonu itibariyle dolar kuru esas alındığında, şirketlerin borcu 2 milyar 63 milyon 710 bin dolardır.”
İDO"nun 283 milyon 741 bin TL tutarında kanunen kabul edilmeyen giderinin bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu giderlerin neler olduğunu Topbaş"ın açıklamasını bekliyoruz. Açıkça görülmektedir ki şirketlerin yıllık bilanço kârları ile üzerlerindeki borç yükü arasında 1"e 10 oran vardır. Yani, şirketler yıllık kârlarını 10 yıl üst üste koyup biriktirdikleri zaman ancak anapara borçlarını karşılayabiliyor” dedi.
Topbaş"ın bir röportajında belediyeyi borçsuz devraldığını açıkladığını belirten Kılıçdaroğlu, İBB"nin şirket borçları dışında Hazine"ye de 2 milyar 321 milyon TL borçlu olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Kafkas Kültür Derneği"ni ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Topbaş"ın bir programı sırasında protesto edilmesini doğru bulmadığını belirterek, “Siyasetçi her topluma, her guruba, her derneğe gider oy talebinde bulunur. Bunu artık demokrasinin olağan süreci olarak görmemiz gerekir. Topbaş"a şu ya da bu şekilde herhangi bir ortamda protesto yapılmasını doğru bulmuyorum ve böyle bir şeyi de tasvip etmediğimi sizlerin huzurunda ifade ediyorum” dedi.

Milliyet