Rothschild Hanedanı’nın sahibi olduğu Avustralyalı BHP Billiton Şirketi’nin bir süredir Türkiye’de maden alanına yatırım yapmak istediği konuşuluyordu. Yakında Komisyon’a gelmesi beklenen bor tasarısının BHP Billiton’u harekete geçirdiği belirtilirken, aynı yasayı takip edenler arasında Çin, Hindistan, İngiltere ve ABD’den şirketler olduğu öğrenildi.

Dünya rezervinin yüzde 72’sine Türkiye’nin sahip olduğu mucize maden ‘bor’ ile ilgili hazırlanan yasa tasarısı'nı Citigroup, Bank of America, Exxon-Mobil, RoyalDutch-Shell gibi şirketleri de dolaylı olarak kontrol eden Rothschild Hanedanı’nın da Türkiye’deki danışmanları aracılığıyla bor konusunda atılan adımları takip ettiği öğrenildi.

İngiliz Wogen da takipte

Yatırım Destek Ajansı eski Başkan Yardımcısı ve halen yabancı şirketlere danışmanlık hizmeti veren Begotex’in Direktörü Can Levent Yüksel, bu tasarının ardından Çin’den Hindistan’a, İngilte-re’den Kore’ye kadar birçok dev şirketin borla ilgilenmeye başladığını söyledi. İngiliz Wogen şirketinin de Türkiye’ye geldiğini söyleyen Yüksel “Bu şirket uluslararası geçerliliği olan raporlar hazırlıyor. Yani burada maden var ya da yok diyen şirketlerden. Türkiye’ye gelmesi önemli, çünkü aynı zamanda yatırımcı bir şirket” dedi. Yüksel, BHP Billiton’un Türkiye’de yatırım için fırsat araştırdığının söylendiğini vurguladı.

Özelleştirme değil işletme hakkı

Konuyla ilgili olarak bilgi veren AK Parti Kütahya Milletvekili Soner Aksoy da “Tasarıyla borun mülkiyeti devletten çıkmıyor. Sadece madenin üretimi hızlandırılacak. Çünkü bor madenini işleten Eti Maden şu an sıfır stokla çalışıyor” dedi. Tasarının bir ay içinde komisyona geleceğini belirten Aksoy “Bor meselesinin sahibi benim. Bize ait olan mesele. Devlet de sahip olmuş. Mülkiyeti devlette kalmak kaydıyla taşeron kullanabilir. Taşeron kullanmak yanlış mı? AK Parti bu işe sahip çıkmıştır ve büyütmüştür” dedi. Enerji Bakanı Taner Yıldız da bir süre önce yaptığı açıklamada taslağın, bor madenlerinin özelleştirilmesi anlamına gelmediğinin altını çizmişti. Yıldız “Bor, kamunun kontrolünde ve böyle de kalmaya devam edecek. Bor madenini özelleştirmeyeceğiz. Bor madenini özel sektör eliyle ürettirmeyeceğiz. Yalnızca bizim adımıza fabrikaların kurulmasına ve verdiğimiz madeni, adımıza işletmesine izin vereceğiz” demişti.

Altın ticaretinin yüzde 40’ını elinde tutuyor

RothschIld Hanedanı’nın servetinin 3-4 trilyon dolar, kontrol ettikleri paranın ise 8-10 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Dünya altın ticaretinin yüzde 40’ını yöneten ailenin ismi Milli Piyango’nun satışında da geçmişti. TMSF ihalelerinden Uzanlar’a ait Petrus şarapları, Sikorsky helikopter ve son olarak da Cem Uzan’ın Frequency isimli yatını aldığı sanılan ailenin en son temsilcilerinden Sir Evelyn de Rothschild, Forbes’ın milyarderler sıralamasında yer alıyor. Kapanmış olan Osmanlı Bankası’nın da kurucusu olan Rothschild Hanedanlığı bankerlikle büyüdü. Temelleri 1743’te Almanya’da atılan Musevi kökenli aile, antika ve eski para ticareti ile işe başladı. Ailenin ismi, dükkanlarının işareti olarak kullandığı ‘kırmızı kalkan’dan (a red shield / Almanca’da rothen schilde) geliyor. Aile iki kuşak boyunca finansta büyüdü. Birçok Avrupa ülkesi borçlarını, savaş tazminatlarını ödemek için Rothschildlar’dan borçlandı. Oğullarından Nathan Mayer 1800’lü yılların başında İngiltere’ye gitti ve İngiliz Hazinesi’nin temsilcisi oldu. Rotschild’lardan iki kardeş Paris’te, bir diğeri ise Avusturya’da banka kurdu. FED’in temellerini de attılar Aile, 1914’ten itibaren Avrupa’da kazandığı parayı ABD’ye yatırdı. ABD ekonomisini ateşleyen ünlü demiryolu projelerini finanse etti. Şirketin o dönemki patronu Jacob Schiff “Gelecekte para konusunda bir panik yaşanmaması ve kredi kaynaklarının kontrol altına alınması için Merkez Bankası kurulmalı” dedi. Bu gö-revi de aile üstlendi. Günümüzde, ‘para ve gücün sembolü’ olarak bilinen Rothschild Hanedanlığı, ABD Merkez Bankası’nın (FED) temellerini attı.