Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Önümüzdeki dönem zor olacak, artık bolluk dönemi bitti, kıtlık dönemine giriyoruz. Maliyetler yükselecek ve borç alınabilir verilebilir fonlarda daralma olacak. Bu durumu gözününde bulundurarak herkesin ihtiyatlı olması gerekir” dedi.

Daha ilk perde bitmedi

Dünya Gazetesi ve Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından odanın meclis salonunda düzenlenen “Para Politikaları” konulu konferansta konuşan Yılmaz, krizin ne zaman biteceğine dair bir soruyu, “Finansal piyasada başlayan bu krizin birinci perdesinde sona doğru yaklaşıldı” diye yanıtladı ve şöyle devam etti: “Krizin reel sektör üzerine nasıl bir hasar verdiği çok önemli. Önümüzdeki dönem bunu göreceğiz. Buradan da tekrar dönüp finans kesimini vurabilir. İhtiyatlı olalım diyoruz. Söylediğimiz sadece bu. Önümüzdeki dönemde inişler çıkışlar göreceğiz. Önce reel sektördeki tahribatı göreceğiz. Bunun 2008 yılı son çeyrek bilançolarının açıklandığı dönemde göreceğiz. Bu piyasayı dalgalandıracaktır. Bu en erken 2009 yılının ilk yarısının sonunda yaşanacaktır.”

Merkez Bankası Başkanı, toplam talebi canlandırmak üzere gevşetici mali politikalar uygulanması konusunda IMF"nin de bazı tavsiyelerinin bulunduğunu belirterek, “Mali alan varsa belki toplam talebi canlandırmak üzere gevşetici mali politikalar uygulanabilir. IMF de bunu tavsiye ediyor. Bizim gibi ülkelerin mali alanı yok. Biz genişletici politikaları yapamayız, yapmamalıyız diye düşünüyorum” dedi.

Karşılıkları indirebiliriz Yılmaz, “Likidite sıkışıklığının gelişimine bağlı olarak repo işlemleriyle fonlama vadelerinin uzatılması, 2. el piyasadan doğrudan ve de iç borçlanma senedi almak suretiyle sistemin fonlanması ve likidite sıkışıklığının kalıcı olması ve diğer önlemlerin yeterli olmaması durumunda YTL zorunlu karşılığının sınırlı ölçüde indirilmesi gibi önlemleri gündeme alabiliriz. 16 Aralık"ta Ankara"da gerçekleştirilecek basın toplantısında 2009 yılında para politikasının genel çerçevesinin ne olacağı açıklanacak” dedi.

MEVDUATTA ACİL BİR ÖNLEM GEREKMİYOR

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, mevduat güvencesiyle ilgili yeni bir düzenleme olup olmadığına ilişkin soru üzerine, “Bugün itibarıyla bankalarımızda acilen önlem alınmasını gerektirecek mevduat açısından bir sorunla karşı karşıya değiliz” dedi.

IMF ile ilişki benim için de net değil

YIlmaz, IMF ile anlaşma sürecinde ekonomiler için en kötü hususun belirsizlik olduğunu, belirsizliğin ne kadar erken ortadan kalkarsa, bunun tüm kesimlere o kadar menfaat getirdiğini belirtti. Yılmaz, “Bulunduğumuz nokta şu, benim bilgilerime göre biz Türkiye olarak durumumuzu IMF"ye arz ettik, ön teklifte bulunuldu. IMF bize geri bildirimde bulundu. Biz şimdi geri bildirimde bulunuyoruz. Nasıl bir şekil alacağı konusu, henüz benim elimdeki bilgiye göre de net değil” diye konuştu.

Bu çalkantıda yabancı bize niye borç veriyor?

Yılmaz, şirketlerin yurtdışı borçlanmalarının cari açığın finansmanında çok önemli rol oynadığını ifade ederek, “Reel sektör Eylül"de yüzde 180"ler civarında dış piyasalardan borçlanabildi. Bu kadar çalkantıya rağmen yabancılar, neye güvenerek borç veriyorlar? Biz de kendimize soruyoruz. Bankalarımızın yurt dışında önemli teminatları var diye düşünüyoruz. Kimse teminat olmadan bu borcu vermez diye düşünüyoruz” dedi.

Dalgalı kur şok eritir, vazgeçmeyiz

* Dalgalı kur sistemiyle ilgili bir soru üzerine Yılmaz, dalgalı kurun önemli bir şok eriticisi olduğunu, bundan vazgeçmeyi düşünmediklerini belirtti. Merkez Bankası"nın yüksek faiz, düşük kur gibi bir politikasının bulunmadığını, kendilerine verilen fiyat istikrarı çerçevesinde beklentileri yönetmeye yönelik faiz politikalarının olduğunu belirten Başkan Yılmaz, kurları değerli tutup enflasyonu düşük çıkarma gibi bir amacın bulunmadığını kaydetti.