TV8'de cumartesi geceleri "Benimle Oynar mısın?" isimli programda tiyatro oyunlarını yeniden yorumlayarak ekrana taşıyan kardeşler, "Eğer kız olsaydık yine Süheyla-Behiye Uygur olarak tiyatro yapardık. Biz artık kimsenin yapmadığı geleneksel tiyatroyu sürdürmek istiyoruz. Bayrak bizim elimizde." diyorlar.
***
 
Yirmi yılı geçen bir birlikteliğiniz var. Kardeş olarak birlikte olmaktan mı daha mutlusunuz, aynı sahneyi paylaşmaktan mı?
 
Behzat Uygur: Biz kardeş olmaktan da aynı sahneyi paylaşmaktan da çok mutluyuz. Sürekli iş düşündüğümüz için sürekli beraberiz her zaman. Son dönemde hem atv hem de TV8'de programlarımız başladı, başka tiyatro projemiz var, mutluyuz.
 
Birlikteyken de iş mi düşünüyorsunuz hep. Abi kardeş bir yerlere gidip muhabbet ediyor musunuz?
 
Süheyl Uygur: Abi-kardeş olarak turneler dışında takılmayız pek.
 
Behzat Uygur: Sosyal, başka hayatımızda var. Sürekli beraber olduğumuz için bunun dışında kalan zamanlarda başkalarıyla konuşmak daha doğru oluyor. İş ortağı olmak zordur. Bu anlamda çok şanslıyız. Tiyatro gibi üstelik de egoların çok yüksek olduğu bir dünyada kardeşlik daha önemsenecek bir şey.
 
Kardeş olmasanız bu kadar uzun süreli bir birliktelik olmaz mıydı?
 
Süheyl: Edebilirdi. Babamla rahmetli Bahri Beyat kardeş değillerdi ama yıllardır birliktelikleri devam etti. Belki biz de onları örnek almışızdır.
 
Sizi ne ayırır?
 
Behzat: Nasıl bir soru bu? (Gülüşmeler)
 
Süheyl: Herhalde ölüm ayırır.
 
Behzat: Yeni çılgın proje ayırır. Kanal İstanbul yapıldığında birimiz diğer tarafta kalabilir. Bizim bir hedefimiz ve tiyatro adına bir misyonumuz var. Uygur Tiyatrosu'nun devam etmesini istiyoruz. Birbirimizden ayrılmayı hiç düşünmedik. Babam gibi 80 yaşına kadar sahnede kalırız herhalde.
 
Saçlarınız yıllardır hep aynı, hiç yaşlanmıyor gibisiniz. Nasıl oluyor bu?
 
Süheyl: Benim saçlar boyalı abi. Vatandaşlar bizim hiç yaşlanmadığımızı söylüyor her fırsatta. Çok hareketli ve tempolu olduğumuz içindir belki de.
 
Armut dibine düşer derler ya. Babanız gibi siz de tiyatrocu oldunuz. Dibe düşen nasıl bir armut olmuştur?
 
Behzat: Olmuş armut dibe düşer. Bu benzetme çok hoşumuza gidiyor ama babam bize şunu öğretti ki, tiyatroda olmuş olmak gibi bir durum yok. Babam son oyununa kadar hep kendini geliştiren, yenilik arayan bir tiyatro sanatçısı. Biz de o yoldan gidiyoruz, kat edeceğimiz yol çok.
 
Babanızın oğlu değil de kızı olsaydınız yine tiyatrocu mu olurdunuz?
 
Behzat: O zaman da Süheyla Uygur-Behiye Uygur Tiyatrosu olurdu. (Gülüşmeler) Tabii ki yine tiyatroyu tercih ederdik herhalde.
 
Birbirinize epeyce zıt karaktersiniz değil mi?
 
Süheyl: Oldukça zıt karakteriz kardeşimle. Ben daha uyumlu ve sabırlıyımdır. Behzat tam tersi daha atak, yapalım edelimcidir. Sonuçta baktığımda o haklı çıkar. En son bir kaset çıkaralım dediğinde "Manyak mısın oğlum, biz şarkıcı mıyız?" demiştim. O kaset 100 bin küsur sattı. İkinci albüme bir türlü fırsat bulamadık, ama yine düşünüyoruz bir albüm daha. Zıt karakterlerimiz iyi anlaşıyordur belki. Sadece mesleğimizle ilgili çatışıyoruz, onun dışında çatışmamız yoktur.
 
Hem atv hem TV8 ile geri dönüş yaptınız ekranlara. Seyirci sizi gerçekten çok mu özlemişti ki böyle bir karar aldınız?
 
Süheyl: Biz çok fazla Anadolu turnesi yapıyoruz. Gittiğimiz yerlerde gelen talepler hep "Ekranda niye yoksunuz, ikinizi beraber görmek istiyoruz." diyorlar. Televizyonda adını anmayacağım programlarda öyle şeyler yapılıyor ki, insanlar gerçekten Süheyl ve Behzat'ı özlediler.
 
Behzat: Biz televizyonlarda yıllardan beri iş yapıyoruz. Eğlence projelerinin içinde olduk. Ara ara yok olup tekrar çıkmanın doğru olduğunu düşünüyoruz. 'Benimle Oynar mısın?' projesi bizi heyecanlandırdı. Yıllardır kafamızda olan bir projeydi bu. İlk yayınlanan bölümü de çok beğeni aldı. Hiçbir zaman iş olsun, bir program yapalım düşüncesinde olmadık, yapmak istediğimiz şeyleri yaptık. Zaten hep TV'de diziler var, dizi çekmek gibi bir derdimiz de olmadığı için bekledik.
 
Bu programın tiyatroya bir katkısı var mı?
 
Behzat: Var. Hem tiyatronun buraya hem de burasının tiyatroya katkısı var. Bizi tiyatroda seyretmeyen izleyici ilk kez bizi burada izlemiş olacak. Belki de bizi beğenmeyen seyirci tiyatroda ne yaptığımızı görmüş olacak. Derdimiz televizyonda farklı işler yapmak. Her an her sürprizin olacağı, bazen tiyatro, bazen eğlence bazen talkshow'a dönecek bir program olacak.
 
Yıllardır yaptığınız Şahane Pazar'ın tiyatronuza olumlu katkı yaptığını mı düşünüyorsunuz?
 
Behzat: Olumlu olduğu kadar olumsuz etki yaptığını da düşünüyoruz. Tiyatromuza seyirci anlamında maddi ve manevi katkısı oldu ama bir de beğenmeyen bir kitle oldu. Bu da çok doğaldır. Onlar önyargılı olarak tiyatromuzu izlemeye de gelmediler. Tiyatroya gelip de çok farklılarmış diyen çok insan da oldu.
 
Babanızın durumu nasıl?
 
Süheyl: Her gün görüyoruz. Bugün gitmedim. Çünkü onu öyle görmek bizi üzüyor. Babamın sağlık durumunda bir ilerleme ve gerileme yok. Tek sevincimiz canının acımaması. Daha iyi olsun diye dua ediyoruz. İnsanlar sokakta bizden önce babamızın durumunu soruyor, bu bizi mutlu ediyor.
 
Behzat: Bakışlarıyla konuşuyor. O kadar dingin yüzü var ki her şeyi bakışıyla anlatıyor. Hep oyunlarından sahnelerle konuşuyoruz. Gülümsüyor bunları doyunca. Hâlâ tiyatro söz konusu olunca başka moda giriyor.
 
Neyi özlersiniz babanızla ilgili en çok?
 
Süheyl-Behzat: Aynı sahneye çıkmayı isteriz.
 
Behzat: Birlikte turneye çıkmayı isteriz. 
 
***
 
 
 
Gülmeyenleri, sekiz tane Cem Yılmaz gelse bile güldüremez
"Benimle Oynar mısın?" çağrınıza cevap verecek kitle oldukça genç bir kitle. Gençlerin durumunun kültürel açıdan vahim durumda olduğundan da şikayet ediyordunuz. Ters bir durum yok mu şimdi burada?
 
Behzat: Bizim tiyatromuza gelen seyirci 7'den 77'ye her kesimden insanlar. Babamın tiyatrosu da öyleydi. Turgut Özal babama "Benim yapmaya çalıştığım şeyi sen yapmışsın, dört eğilimi bir araya getirmişsin." demişti. Bizim mesaj kaygımız yok, geleneksel tiyatrodan yola çıkmış grubuz. Bu bir bayrak yarışı ise bunu sürdürüyoruz.
 
Bayrak sizin elinizde yani?
 
Behzat: Evet bayrak bizim elimizde. O tarz tiyatro yapan kalmadı zaten.
 
Geleneksel tiyatro anlayışı bitmedi mi? Seyircilerin mizah anlayışının değiştiğini düşünüyorum ben. Levent Kırca ve Zeki-Metin'e gülen insan sayısı azalmadı mı?
 
Behzat: Yok katılmıyorum ben.
 
Süheyl: Yapmıyorlar ki gülsünler. Bu insanlar yıllarca işlerini iyi yaptılar. Belli bir kesim hâlâ gülüyor. O gülmeyen kesim var ya, onlara sekiz tane Cem Yılmaz gelse zaten güldüremez.
 
Haluk Bilginer'in "Babam ölse sahneye çıkarım .avşaklığına inanmam" demişti. Sizin babanız Allah gecinden versin ölse, sahneye çıkar mısınız o gün?
 
Süheyl: Valla bunu o an gelmeden bir şey diyemem. Haluk'un bilmediği veya atladığı bir şey var. O lafı söyleyen insanlar o dönemdeki sorumlulukları nedeniyle söylemişler. Hepsinin çoluk çocuğu var, oyuncuları var. İşin yarım kalmamasını istemişler. Babam öldüğü zaman ne yaparım, bilemiyorum.
 
Aranızdaki yaş farkı çocuklukta mı daha çoktu, şimdi mi?
 
Süheyl: Çocuklukta daha çoktu. Benden 5 yaş küçük Behzat. Aramıza almazdık. O fark kapandı ve bakın benden büyük duruyor.
 
Behzat: Bana 'sepet kafa' derlerdi çocukken. Saçlarım Afro idi, bonus kafaydı.
 
Yaptığınız televizyon programlarıyla Türk tiyatrosu adına bir şey ortaya koydum diyebilir misiniz?
 
Behzat: Yok diyemeyiz. Ama tiyatromuzdan çok yararlandık bu programlarda. Ama tiyatroda iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ama en çok yararlandığımız program TV8'de yaptığımız bu program oldu.
 
zaman