Anne Menekşe Poyraz, olayları devlet içindeki derin yapının çıkardığını anlatıyor. O güne kadar barış içinde yaşayan insanların, birbirine düşürüldüğünü belirtiyor. Baba Cemal Poyraz ise "O gün panzerler insanlara kurşun yağdırdı." diyor.

-Mezhep çatışması çıkarmak isteyen karanlık eller, Maraş ve Çorum'dan sonra 12 Mart 1995'te İstanbul Gazi Mahallesi'ni hedef seçmişti. Akşam saatlerinde Gazi'de Alevî vatandaşlara ait üç kahve tarandı; saldırıda Halil Kaya hayatını kaybederken 5'i ağır 25 kişi yaralandı. Olayın ardından Aleviler, olaylara geç müdahale ettiği gerekçesiyle emniyet güçlerini protesto etti. Yapılan gösterilerde halkın arasına karışan provokatörler emniyet güçlerine ateş açtı. Polisin karşılık vermesi üzerine 17 kişi hayatını kaybetti. 3 gün sonra olaylar Ümraniye'ye sıçradı. Buradaki gösterilerde de 4 kişi öldü. Olayla ilgili önce İstanbul'da sonra Trabzon'da görülen davada 20 polis memurundan Adem Albayrak ve Mehmet Gündoğdu 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Olaylarda ölen ve Gazi'nin sembolü olan Zeynep Poyraz'ın anne ve babası, Zaman'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Bir yanım Alevi ise öbür yanım Sünni." diyen anne Menekşe Poyraz, Gazi'deki olayları devlet içindeki derin yapının çıkardığını söylüyor. Anne Poyraz, 20'li yaşlardaki kızını ölüme götüren süreci şöyle anlatıyor: "Olayların olduğu gün Gazi Cemevi'nde 'dedenin vurulduğu' yazıyordu televizyonların alt yazılarında. Kızım, 'Hadi Gazi'ye gidelim.' dedi. Ben de 'Gelmeyeceğim.' dedim. Bana kızdı ve sonrasında Gazi'ye gittik. O gün sabah 00.04'te eve döndük. Sonra ertesi gün Zeynep tekrar Gazi'ye gitti, amcasını televizyonda kanlar içinde görünce. Ben 'Gitme.' dedim. Ama gitti. Ondan sonra bir telefon geldi ve 'Gelin, Zeynep'i vurdular.' denildi. Hastaneye gittik, 'Zeynep öldü.' dediler."

İnsanların Gazi olaylarında karanlık güçler tarafından kullanıldığını dile getiren Menekşe Poyraz, dönemin hükümet ve emniyet yetkililerini suçluyor: "Bizi birbirimize düşürdüler Gazi'de. Başbakan Tansu Çiller, Bakan Mehmet Ağar, Vali Hayri Kozakçıoğlu ve Emniyet Müdürü Necdet Menzir önlem alsaydı Gazi'de olay olmazdı. Kimse bizi birbirimize düşüremezdi."

Zeynep Poyraz'ın annesi Menekşe Poyraz, olay günü Gazi'de gördüğü ilginç bir detayı da anlatıyor. Mahalleye gittiklerinde tablonun çok vahim olduğunu söyleyen Poyraz, bir kişiyi, gençlere ve çocuklara sopa verirken gördüğünü belirtiyor. Poyraz, "Birileri çocuklara sopa veriyordu. O sopalarla dükkânların camları kırılıyordu. Ben, 'Yapmayın, dükkânlardan ne istiyorsunuz?' dedim. Sonra çocuklara sopa veren sakallı biri vardı. Ona yaklaştım, "Neden olayları kışkırtıyorsun, çocukların eline sopa veriyorsun?" dedim. Sonradan onun resmini de gördüm. O sopa veren kişi 'Yeşil' kod adıyla bilinen Mahmut Yıldırım'dı. Yani 'Yeşil' Gazi'deydi." diyor.

"Biz kardeşiz." diyen baba Cemal Poyraz ise o gün panzerlerin açık açık insanlara kurşun yağdırdığını dile getiriyor. Kurşun atandan çok kurşun attıranın önemli olduğunu dile getiren Poyraz, "Gazi'de o zamana kadar herhangi bir olay yaşanmamıştı. Hiçbir sıkıntımız yoktu. Kimse kimseye, 'Alevi misin, Sünni misin?' diye sormazdı bile. Bunu sormak zaten ayıptır, maksatlıdır. Birileri bizleri kullanarak birbirimize düşürdü. Çocuklarımızı öldürdüler." ifadelerini kullanıyor.